6.Bölüm

9.2K 282 43
                                    

Multimedia'da Betül var :D



Burnuma gelen taze ahşap kokusu yüzümü buruşturmama neden olurken,ismini konduramadığım bir ses "Uyanıyor!"diyerek bağırdı. Kirpiklerimin gölgesi ince ayrıntılarını göz altlarıma yansıtıyormuş gibi hissediyorken;Güneş bütün odağını benim yüzüme vermişti. Acı çektim onun sıcaklığı ile. Yorganın altında kalan bedenimin üzerinde hissettiğim ağırlık,göz kapaklarımı aralamamda bana hiç yardımcı olmuyordu.

Homurdandım. Dilimin ucundaki ekşi tat,hoşuma gitmeyen türdendi.

Güneş'in ışınları,gözlerimi açmama cesaret toplarken beni zor durumda bırakıyordu. Sessizce yutkundum ve yavaşça doğrularak etrafa sorgulayıcı bakışlarımı gönderdim.

İsmi Kıvanç olan ama benim ona Kıvanç abi dediğim korumalığımın soğuk parmakları alnıma değiyor,yanımda oturarak ateşimi kontrol ediyordu. Gözlerimi kırpıştırırken,yüzümü ekşiterek "Neler oluyor?"diyerek mırıldandım. Bu odada bulunan insanların kaşlarının havalanmasına neden olmuştu.

"Ne olacak! Mert yine piçliğini yaptı."

Gözlerim kollarını birbirine bağlayarak bana bakan Havva ve Betül'e kaydığında,titreyen ellerimi alnıma yaslayarak "S-Siz?"dedim. Yaşamış olduğum şeyler yeni yeni beynimde oturuyor,uyuşukluk yavaş yavaş kayboluyordu.

Betül başını salladı yavaşça. "Evet canım biz. Kıvanç abi sayesinde buradayız."

Gözlerim kısaca Kıvanç abiye kaymış olsada hemen kendimi toplayarak yorganı yavaşça üzerimden attım. Mert'e sormam gereken bir hesap vardı. Bana ine yaparak bayıltması,sessizce yanından geçeceğin anlamına gelmiyordu. Böyle birşeyi bana yapmaya cesaret ediyor olması bile onu öldürmem için yeterdi.

Sonuçta o bir yaban-

Kaşlarım bu düşünce ile çatılırken,bedenim buz kesti.

Karanlık meleğim uyduğu yerden Büyük bir kasvetle kalkarken,bedeni gerilmiş,bakışları bir avcının avını görerek namlusunu avına uzatmış gibi dikkatliydi. 'Çünkü artık yabancı değiliz.' diyerek mırıldandı sessizce.

Ayaklarım soğuk zemine değdi ve kollarım ile yataktan destek alarak ayaklandım. Bedenim titriyorken,bu hissin bedenimde bıraktığı öfkeden kaynaklandığının farkındaydım. İntikam hissi etrafımda halkalar oluşturarak beni içinde hapis tuttular. Kara lanet gibi üzerime çöken bulutlar,gök gürültüsü bırakarak birbirine çarptıkları şimşekleri bana sergilerken,tırnaklarımı acımasızca avucumun içerisine batırdım. Bu,bedenimdeki intikam hissin yanında çok da hissedilmiyordu. Biliyordum.

Göğüs kafesim inip kalkarken,bakışlarımı Betül ve Havva'ya çevirdim. "O kız,bunun bedelini ödeyecek."

Göz kapaklarım sımsıkı kapandı ve saatin öğlen 12 gibi olmasını umursamadan komidinin üzerindeki telefonumu kirli kıyafetlerimin cebine sıkıştırdım. Ona öyle bir ders vermeliydim ki,kime bulaşmış olduğunu iyice kavramalıydı. Önce bizi Mert'e muhtaç bıraktığı için,sonra bizim arkamızdan planlar kurduğu için onun canını yakacaktım.

"Nereye gidiyorsun?"

Annem tedirgin bakışlarla bana yaklaşırken onu önümden yavaşça itmek istemiştim ama birbirine bastırdığım yumruğumu onun için kalkmaya kıyamıyordu. " O kız,bedelini ödeyecek."diyerek hırladım annemin üzerine doğru. Bu saatten sonra beni tutamayacağını bildiği için durdurmaya yeltenmeyeceğim çok iyi biliyordum.

FarklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin