Merhaba.Beklediğiniz gibi bir bölüm mü oldu,yoksa hayal kırıklığı mı yaşayacaksınız bilmiyorum ama ters giden çok şey var.İnşallah bu bölümü beğenirsiniz.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
***
Bazen duygularınız sizi kilometrelerce uzağa götürebilir,yaşadığınız anı aklınız almayabilirdi.Şuan tam böyle hissediyordum.Birinin sırtıma bastırdığı parmakların baskısını ve gözlerimin önündeki uçuruma itilmek üzere gibi bir histi bu.Ama tuhafıma giden birşey vardı ki,o uçurumun kenarında sırtımdaki ellerle birlikte uzun zamandır bekliyor olmama rağmen,itilmiyordum.Sanki çok uzaktan birileri,canımı nasıl daha çok yakabilir diye düşünüyordu ve bunun sebebini anlayamıyordum.
Neden sorusu dökülecekti dudaklarımdan ama onu sormaya bile korkar hale gelmiştim.
Karşımda bana boş gözlerle bakan çocuk,beni parmağında oynatmamıştı.Hayallerimi yıkmamıştı.Güvenimi parçalayarak,beni ikiye bölmemişti.O inanmak üzere olduğum saniyeler içerisinde,bana ihanet etmişti.En azından öyle hissettirmişti.Ona öfkeliydim.Çünkü ölmesin diye,masum olduğunu bilsinler diye sevdiğim insanlara bunu kanıtlamaya çalışmıştım.Babasının yaşadığını öğrendiğimde yine onu korumak için dışarı çıkmasına musade etmemiştim.
O ise bunları ben yaparken,babası ile beraber benim ölüm planlarımı yapıyorlardı.Babasının yaşadığından haberdar olarak,bizi oyuna getirmeye çalışıyordu.Belkide o gün bilerek benim evime gelmişti.Babama yakalanmak istemişti ve bu olanları tahmin ederek beni araç olarak kullanmıştı.
Tırnaklarımı nefretle çarşafa geçirdim ve parmak uçlarımdaki acıyı umursamadan pencereden birleşen bakışlarımızı ayırarak ona döndüm.Kalbim titriyordu ama bunu büyük bir katkısı korkudandı.Beni kapıda bekleyen Görkem'e zarar vermiş olabilirmiydi?
"Yüsra"dedi kas katı sesiyle.Gözlerinde nefretin kırıntılarını gördüm ama o kadar parçalanmıştı ki,toz olup yok olmaları an meselesiydi.Kavisli kaşları hafifçe yukarı kalktı ve dışarıdan gelen ışık,yüzünün yarısını aydınlattı.Hastanenin en üst katında kalıyordum ve pencereden bağırsam kimse beni duymaz,atlasam yaralı bedenimi ölü bulurlardı.
"Şuan belimde dikişlerin olması,seni öldüremeyeceğim anlamına gelmiyor."
Gözleri bedenimde gezerken,sertçe yutkundu.Kalbim ağzımdan çıkmak üzereyken sırtımı yatağın arkasına yaslayarak bende sessizliğin hakim olduğu odada gözlerimi kırpıştırdım.Korkuyorum.En az korkmam gerektiği kadar.
"İyimisin diye bakmak için geldim."
Onun babasının beynini parçalamıştım ve bana hala iyi olduğumu sormak için geliyordu.Dudaklarımda istem dışı beliren intikam duygusunun kıvrıntıları hafifçe karanlıkta göz kırptı ve kendimi tutamayarak alayla güldüm.Can yakmayı biliyordum.Onu sözlerim ile dövmek benim için kolay noktaydı.
"Babanın beynini parçaladığımda,çok daha iyiydim."dedim boş gözlerle.Göğüs kafesim birbirine girerek kalbimi içine hapis ediyorlardı.
Malik'in gözleri seğirirken,çenesinin kasıldığını ve bedenin huysuz bir kartal gibi kımırdandığını gördüm.Bu isteğime ulaşmak üzere olduğumun belirtisiydi.Çünkü çığlık atmaya korkuyordum.Beni tek bir el hareketi ile öldürebilirdi.
"Ne oldu?Babanı öldüren en son kişi sendin sanırım?Bu kadar üzülmene gerek yok."
Suskunluğunun ardından dudaklarımı büzerek onun bu hali ile alay ettiğimde sımsıkı bastırdığı yumruğunu görmek,gözlerimi kaçırmama neden oldu.Nefes alırken bile gerildiğim birisiyle bu denli konuşmak,'ölüm istiyorum!'diyerek çığırmaktan başka anlam taşımıyordu.