Multimedya'da Mert Kalkan var.
Bölüm şarkısı:Linkin Park-What I've Done
***
Ne kadar belalardan uzak durmaya çalışsamda,kötülüklerden bir korkak gibi kaçsamda karanlık peşimden koşuyor ve sol tarafıma her seferinde yenik düşüyordum.Belkide Betül haklıydı.İnsanların üzerine yapıştırılan isim;onları hayatları boyunca etkiliyordu.Artık buna inanmaya başlıyordum.
Bir şekilde kendimi kandırıyordum ve sürekli kendime vicdanlı bir kız olduğumu hatırlatıyordum.Ama bu o kadar silik bir hatırlatmaydı ki,dilim bunu telafuz ediyor olsada beynimin içinde bir yerlerde sürekli siyah düşünceler barındırıyordum.Oralarda bir yerde benim acımasız ve vicdansız bir kız olduğumu fısıldayan bir şeyler vardı.
"Bırak beni!"
İrislerim onun acıyla buruşan yüzünde gezindi. Göz yaşları içinde ağlayan kıza hiçbir şekilde merhamet etmiyordum ve bu beni içten içe rahatsız ediyordu. Böyle bir kız olmamam gerektiğini her seferinde kendime hatırlatıyordum.
Öfkeden hiçbir şeyi görmeyen gözlerim;kendini karanlığa atmış ve tamamen kör olmuştu.Bir anda bu denli zehirli,tehlikeli bir duyguyla kaplanıyor olmam,beni tanıyanlar için hiç şaşırtıcı değildi.
Nefes nefese Alev denen kızın gözlerine baktım. Saçları kabarmış yüzündeki makyaj akmıştı."Yüsra tamam artık bırak kızı."
Havva'nın temkinli sesi beynimi doldururken dudaklarımı birbirine bastırarak avuçlarımın arasındaki kızı sertçe yere ittim. Göğüs kafesim inip kalkıyor,onun bu yaralı haline boş gözlerle bakıyordum. Öfkem;onun canını yaktığım için bedenimi terk etmişti.
"Bunun bedelini ödeyeceksin."
Omzumun arkasından yerde yatan Alev'e baktığımda,yavaşça yerden kalkmaya çalıştığını gördüm.Alnından aşağı kanlar akıyor,dudağının sol köşesindeki patlak kanıyordu. Onu ciddiye almamam gerekiyordu ve okul hayatım boyunca eski anılarım gibi insanların canını yakmak istemiyordum. Beni buna mecbur bırakmak;intihardan farksız bir durumdu. Öfkelendiğinde bana iyi gelen tek şey can yakmaktı. Bu durumdan belki hoşnut değildim ama başka türlü bedenimdeki hırsın varlığını yok edemiyordum. Bu hastalıklı bir histi.
Hayat kurallarımı çiğnemek istemiyordum. Ama onları değiştirecek gücü kendimde bulduğum pek söylenemezdi.
Gözlerimi ondan ayırdım ve hızla kapıdan çıktım. Lavabonun kapısında bekleyen öğrenciler bize irileşen gözleri ile bakarken,aralarında geçen fısıltılara kulak asmamaya çalıştım.
Başımı yerden kaldırdım ve üzerimde yoğunlaşan gözleri aradım. Yoğun turuncu bakışların benim üzerimde olduğunun farkındaydım ve bu rahatsız edici bir durumdu.
İrislerim sanki onun yerini biliyormuş gibi hızla turuncu gözlerine tutundu.Topluluğun hemen arkasında, boş gözlerle bana bakıyor;ruhsuz bedenini duvara yaslayarak olanları çözmeye çalışıyordu. Belkide herşeyin farkında olmasına rağmen sadece sevgilisinin canını yakan bir kıza düşmanlık beslemeye devam ediyor;içinde biriktirdiği nefreti kusmak için vakit kolluyordu.
