Herkese selam. Valla arkadaşlar şu bölümlere ne isim koysam diye düşünmekten kafayı yedim. Artık bölümlerin sayısını yazıp geçeceğim sadece. Sürekli ne olsa bunun adı diye düşünmekten gına geldi. He olurda sizin aklınıza güzel bir başlık gelirse yazmaktan çekinmeyin anında değiştiririm :)
Emirler sabahtan beri dün Efe'ye sataşanların kim olduklarını bulmak için tüm okulu ayağa kaldırmışlardı.
Hasan son çare olarak idareye gidip telefon bulduklarını mikrofondan ilan etmeyi teklif etti. Bu şekilde telefonun sahibi ayaklarına kadar kendi gelebilidi.
Bütün bu planlamalar arasında Emir, Deniz'e 'sen hiç bir şekilde bu olaya karışmıyorsun' dediği için kendisi onları tüm gün sadece izlemişti.
Dünden sonra Emirle doğru düzgün iki kelime bile baş başa konuşamadıklarından tam olarak ona nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Arada bir derste bakıştıkları olmuştu ama hiç bunun ötesine gitmemişlerdi.
Deniz de ilk üç ders boyunca Cem'e mesajlar attı can sıkıntısından. Cem dün okuldan sonra sevgilisiyle buluşacağından onun aşk hayatını dinleyerek kafasını meşgul ederdi.
Cem oun hiç bir mesajına ne cevap verdi ne de geri döndü. Koca okulda olaysız tanıştığı tek arkadaşı oydu ve o da ona dönmüyordu.
Dördüncü dersin sonunda Emir'in sınıfta olmadığını görünce sırasından kalkıp Cemlerin sınıfına gitti.
Koridorun sonundaki sınıfa girdiğinde Cem'i sırasında elinde telefonla görünce ister istemez gerildi. Sabahtan beri hiç bir mesajına dönmemiş ama elinden telefonu düşürmemişti anlaşılan.
Normalde de Cem uzun uzadıya mesajlaşmayı seven biri olduğunu bildiği için içine kurt düştü. Acaba yanlış bir şey yapmıştı... Bu düşünce içini kemirirken "Selam" diyerek onun yanındaki boş sandalyeye oturdu.
Cem birden ona bakınca Deniz onun dudağındaki çatlağı ve göz altında oluşan morluğu görüp kaşlarını çattı. "Ne oldu sana, dün ki buluşma kötümü geçti?" diye sordu merakla.
Cem kapıya bakıp arka sırasındaki arkadaşına döndü. "Sen kapıyı kapatsana iki dakika, başka sınıftan kimsenin de içeri girmesine izin verme lütfen."
Kız hiç itiraz etmeden "Tamam canım" diyerek yerinden kalkıp kapıya gitti.
"Hayırdır?" diye sordu Deniz merakla. "Mesajlarıma da cevap vermiyorsun bir sorun mu var?"
Cem sinirle "Dün buluşmayı iptal etmek zorunda kaldım" diye söylendi.
"Neden, ne oldu?"
"Sizin sınıftaki orospu çocuğu, dün okul çıkışında bana saldırdı. Bak bu oğlan sana takmış benden söylemesi."
Deniz şaşkınlıkla "Hangi oğlan?" diye sordu.
"Emir manyağı. Dün beni sıkıştırıp dövdü piskopat."
Deniz midesine saplanan sancıyla ne yapacağını bilemedi. "Şey ben çok özür dilerim onun adına" derken oturduğu sıradan kalkmaya yelteniyordu ki Cem onu durdurdu. "Sakın gidip ona bunu sana söylediğimi söyleme, bir daha döver o manyak. Bak ben uğraşamam onun gibilerle."
Deniz onun o halini az çok kendisine benzetti. "Sen takma onu ben konuşurum onunla bir daha asla sana öyle bir şey yapmaya cesaret bile edemez." Oturduğu sandalyeden kalkıp hızla sınıftan çıktı.
Sinirden eli ayağı titriyordu. Dün işte tam olarak onun bu yönünü az çok bildiğinden, Efe'ye onun bir şey yapmış olabileceğini düşünmüştü. Ne kadar Emir sana ve senin sevdiklerine zarar vermem dediyse de daha aradan 24 saat geçmeden zarar vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Teen Fiction🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...