Serhat tüm ders boyunca Melis'e bakıp kendisine rahatsızlık vermekten kafasını hiç bir şeye verememişti. Son ders zili de çaldığı gibi Barış, Melis'i kaçırırcasına sınıftan çıkarttı. Emir de, Serhat'a bin bir tembih yapıp hastaneye gitmek için Denizle yanlarından ayrıldıktan sonra İbo da yavaştan Orçun'un nargile kafede Hasan'ı biraz beklemesi için ikna etmeye gitti.
Serhat'ta fırsattan istifade İbo ile ayrıldığı yönün tersine gidip Melislerin binasına girdi.
En üst kata çıktığı gibi Melis'in kaldığı dairenin ziline bastı. Kimse açmayınca karşı dairenin ziline basmaya başladı bu seferde. Kapıyı Barış açtığı gibi Serhat içeri daldı.
"Hey! Sana girebilirsin demedim" dedi Barış fakat ardından kapıyı da kapattı. "Eğer sakince konuşacaksan konuş ama olay çıkartacaksan git."
"Sen benimle dalgamı geçiyorsun?" diye kükredi Serhat adeta. "Bana bak Barış" diyerek onun üstüne yürüdü. "Nazlıyı yıllardır tanırım ve ilk defa onun ağladığını görüyorum tamam mı, o Melis olacak kaltağa söyle gelsin buraya beni ayar etmesin."
Barış "Ağzını topla" derken Melis koridordan çıkıp geldi. "Sorun değil bırak ne söylemek istiyorsa söylesin."
"Ne söyledin lan kıza, ne istedin ondan? Üç haftadır götünde dolanıyor sana bir yanlışını mı gördün, ne yaptı da ona bu şekilde davrandın?"
Melis'in yüz ifadesi gerçekten üzgündü. Bunu her halinden anlaşılıyordu ama Serhat onun için gram üzülmedi. Onun için Melis bir hiçti tek önemli olan Nazlı ve onun mutluluğuydu.
"Ben ona hiç bir şey söylemedim sadece eşcinsel olmadığımı ve onu anlayamadığımı söyledim. Bende Nazlıyı severim ama en başında bana söylemeliydi."
"Söyleyemedi kız işte. Söyleyemediği için ağzına sıçmana gerek var mıydı?"
Melis hüzünle "Ben kimsenin ağzına sıçmadım" dedi. "Biz sadece konuşuyorduk ve onun böyle bir tepki vereceğini düşünemedim."
"Onu arkanda bırakıp gittin ama yine de" dedi Serhat Melis'in üstüne doğru yürürken.
"Ne yapmamı bekliyorsun Serhat. Oturup onunla evcilik mi oynayayım. Zaten burnuma kadar boka batmış durumdayım biraz daha batıramam kendimi."
"Her şey senin ve siktiğim okuldan atılma sebebinizle alakalı değil mi?"
"Aynen öyle hepimizin başı dertte. Zor bela bu okula gelmişiz hayatımızı kurtarmak içi, şimdi burada da mahvedemem son şansımı."
"Deniz ediyor ama."
Melis gözlerini devirdi. "O Deniz. Benim Deniz'e benzer bir halim mi var?"
Serhat yumruğunu koridor kapısına geçirdi. "Denizdeki taşakların biri bile sende yok."
Melis ile Serhat arasında sadece bir kaç santim vardı ki Serhat'ın telefonunun çalmasıyla Serhat Melis ile olan göz temasını kesmeden telefonuna cevap verdi.
"Nazlı nasıl?" diye sordu telefonu açar açmaz.
"Hala aynı. Sana konum attım konumun olduğu yerde bıraktım onu Nilsu diye bir kızın yanına."
Serhat'ın kaşlar çattı. "Nilsu da kim lan?"
Melis'in gözlerinde ki o duygusuz bakış gidip yerini meraklı bakışlar aldı.
"Ne bileyim amına koyim oraya gitmek istiyorum dedi bende götürdüm. Şimdi ben geri dönüyorum Orçunla buluşmam lazım, sen müsait olduğunda şu attığım adrese git de Nazlıya bir bak benim işim belki uzaya bilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Teen Fiction🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...