Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)

Bölüm 12 = Sınav

Nazlı aynada son kez kendisini inceledi. Siyah dar kot ile hafif göğüs dekoltesi olan mavi bir üst giymişti. Uzun siyah saçlarını önce açık bıraktı sonra karar değiştirip geri topladı. Hızlıca her yerine parfümü boca ettikten sonra telefonunu masasının üstünden alırken Annesi kapıyı açtı.

"Hayırdır tatlım nereye?"

Annesinin gözlerindeki mutluluğu görmemek mümkün değildi. Sonunda kızının gerçek bir erkek arkadaş edindiğini filan düşünüyordu herhalde.

"Boşuna çok sevinme Anne, Melislere gidiyorum beraber film izlemek için sözleştik ve merak edersin diye söylüyorum hayır erkek olmayacak sadece kız kıza."

Annesi önüne düşen saçlarını kulaklarının ardına itti. "Neyse buna da şükür, en azından yıllar sonra ilk defa bir kızla arkadaş oluyorsun. Bir dahaki sefere onu bize davet etmelisin, bende kendisiyle tanışmayı çok isterim."

"Tamam anne söylerim." Telefonunu ve cüzdanını montunun cebine sokuşturdu. "Hadi ben kaçar" diyerek hızla odasından çıkıp evden sıvıştı.

Marketten Melis'e sevdiği abur cuburları da aldıktan sonra yurt binasına girerken kapıda Efe ile karşılaştı. Onunla normalde de fazla konuşmadığından bir an ne demesi gerektiğini bilemeyerek sadece "Selam" dedi.

"Selam, Melis'e mi?"

"Evet, sen nereye?"

Efe dışarı çıkıp Nazlıya kapıyı açık tuttu. "Biriyle buluşacağım."

"Ey Maşallah daha geleli kaç gün oldu hemen birini mi buldun?"

Efe gülümseyerek ona göz kırptı. "Cazibeme yenik düşüyor herkes diyelim biz."

Nazlı gözlerini devirdi. "Ne demezsin, hadi sana kolay gelsin." Efe'yi ardında bırakarak hızla merdivenleri çıktı. O salağa bir türlü içi ısınamadığından fazla muhattap olmuyordu bu yüzden.

Son kata vardığında Melis'in kapısına vurdu. Melis ile okulda hep beraberlerdi artık ama ilk defa onunla baş başa olacaklardı. Hiç bir şey olmayacağını bilse de elimde olmadan heyecanlanmıştım bir kere.

Kapı birden açıldı ve Nazlı önce Melis'in altındaki kısa şorta sonra da üstündeki askılıya baktı. Melis telaşla "Sen geç ben mutfaktayım" diyerek hızla içeri geri koştu.

Nazlı daha cevap bile veremeden kapıda bir kaç defa derin nefes aldı. Melis'i daha önce hiç bu kadar açık giyinirken görmemişti ve kızın fiziği fizikse kendininkisi neydi acaba diye düşünmeden edemedi.

Tüm evi patlamış mısır kokusu sarmış ve hala patlama sesleri duyuluyordu. Montunu eski şifonyere astıktan sonra elindeki poşetlerle mutfağa girdi. Melis elindeki tencereyi bir sağa bir sola sallayarak ocağın üstüne geri bıraktı.

"Kusura bakma seni de kapıda öyle bıraktım ama altı yanacak gibi."

"Dur bir bakim" diyerek Melis'in vücuduna bakmamaya çalışarak elinde poşetleri ona verdi ve ocağın altını kapattı. Tencere tamamen mısır ile dolup taşmış hatta kapağı hafiften yukarı doğru kalkmıştı. Melis'in tezgaha koyduğu kaplara mısırı bölüştürerek koydu ve tencerenin altındaki yanık olanları ayırdı.

"Sevdiğim içecekten almışsın teşekkür ederim ne gerek vardı," diyerek Nazlı'nın yanına gelip dolaptan iki bardak aldı. "Sen mısırları alarak salona geç bize film seç bende tepsiyi hazırlayıp geliyorum."

Nazlı cevap vermeden mısırları alarak onu süzdü. Siyah bol şort ve dar askılı top giyinmişti. Evi gerçekten sıcaktı dışardaki soğuya göre ama evde bu şekilde gezecek kadar da sıcakta değildi.