Efe'nin annesi Serhat'ın açık sözlülüğü karşısında başta şaşırıp kalsa da, her şeye rağmen oğlanı çok sevmişti. Kadın sabaha kadar Serhat ile sohbet etmiş, ikilinin nasıl bu duruma geldiklerini sormuştu.
Serhat üstünkörü, detaylara girmeden birbirlerine aşık olduklarını söyleyip geçiştirdi. Neyse ki kadın fazla soru sorup onu çok darlamamıştı. Kafası zaten bir sürü şeyle doluydu birde kadına laf anlatmakla uğraşmak istemiyordu. Efenin saatler geçmesine rağmen uyanmayışı da tüm bu olan bitenlerin üstüne tuz biber oluyordu.
Sabaha karşı Nazlı'nın annesi eve giderken çocukların çoğunu da eve bırakmayı teklif etmişti.
Tek eve gitmeye ikna edemedikleri ise Serhat ile Melisti. Melis kaldığı için Nazlıda kalmak istemiş ve yarım saatlik çabanın ardından Annesini ikna edip o da kalmıştı.
Serhat saçlarının arasından geçen parmakları hissedip uykusuzlukla cebelleşen yorgun gözlerini güç bela açtı.
Efe'nin baş ucuna koridordan fazladan bir sandalye alıp kıvrıldı.
Elleriyle Efenin ellerini sıkı sıkıya tutup başının altına yastık yapmıştı en ufak bir hareketinde onu hissedebilmek için.
Gözlerini açıp Efe'nin elinin artık başının altında göremeyince bakışlarını hızla sevgilisine çevirip onun yorgun gülümsemesiyle karşılaştı. "Artık seninle hastane köşelerinde takılmayı bırakmalıyız."
"Orospu çocuğu seni" diyerek oturduğu yerden kalkıp kollarını Efe'nin boynuna sarıp sıkıca sarıldı. "Sırf seni değil, şu yaptığın şey için senin ebene kadar sikicem haberin olsun" dedi Efe'nin az önceki söylediklerini duymamazlıkdan gelerek.
Efe'nin kollarını sırtında hissettiği gibi geri çekilip her bir santimini ezbere bildiği oğlanın yüzüne baktı. "Yine yaptın yapacağını ama bu sefer harbiden ağzına sıçacağım."
Efe yorgun bir şekilde gülümsedi. "Sıç, yeter ki sen sıç" dediğinde Melis arkadan "Sıraya gir Serhat, ilk ben geberteceğim o köpeği" diyerek yanlarına geldi.
Melis "Efe bunu bize nasıl yaparsın, nasıl korktuk haberin var mı? Aklımız çıktı geri zekalı" dediğinde Nazlı arkadan "Biriniz ağzına sıçın da kimin sıçtığı önemli değil" diyerek ikili koltukta yatmaya devam etti.
Efe arkadaşlarına gülerken cevap vermeye bile çok yorgundu. "Boğazım çok ağrıyor neden?"
Serhat "Sikimin on katı uzunluğunda hortum soktular midene" dediğinde kapı açıldı ve Efe'nin annesi içeri girdi.
Kadın herkesin keyifle güldüğünü görünce bakışlarını oğluna çevirip hızla yanına gitti. "Yavrum uyanmışsın, nasılsın? İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun? Doktor çağıralım mı?" diye merakla sorularını peşi sıra sıralarken Nazlı arkadan "İşte sevgi budur" diyerek yattığı yerden doğrularak oturdu. "Teyzem bu ikisi iki saattir oğluna küfrediyorlar ve bir kere bile nasılsın diye sormadılar" derken Melis sevgilisine dönüp küçük bir çocuk gibi dilini çıkarttı.
Efe "İyiyim Anne, sadece boğazım ağrıyor o kadar" dedi.
Annesi "Mideni yıkadılar ondandır evladım" dediğinde Serhat "Aşırı dozdan az kalsın kim vurduya gidiyordun" dedi.
Efe gülümsedi. Serhat'ın kendisi ile bir daha konuşmayacağına ve bir daha onu böyle gülerken göremeyeceği için o kadar çok korkmuştu ki, şu an sevdiğini karşısında böyle neşeyle gördüğüne çok sevindi. Tüm ağrıları onun gülümsemesiyle yok olmuştu sanki birden.
Serhat Efe'nin yüzündeki ifadeden onun Aslında ne düşündüğünü anlamıştı. Efe'nin annesinin varlığını umursamadan sevgilisinin yanağı ile dudağı arasındaki çukurdan öptü. "Eğer bir daha uyuşturucunun U'sunu duyarsam veya görürsem. Bir daha beni göremezsin ona göre" dediğinde aslında ciddi değildi. Efe bir ömür bağımlıda kalsa Serhat artık ondan vazgeçemeyeceğini biliyordu. Şu şerefsize nasıl olmuştu da böyle aşık olmuştu hala aklı almıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Teen Fiction🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...