Bölüm 5 = Sarılamayan Yaralar

3.3K 215 101
                                    

Sorgudan sonra Efe herkesi kendi evlerine davet etti. Ne kadar birbirlerini tanımasalar da en azından yaralarını temizleyerek teşekkür edebilirlerdi. Hiç biri bu teklife itiraz etmedi. Hepsi en az bir-iki yumruk yemiş ve bir yerlerini kanatmışlardı.

Hep beraber salonda oturmuş yaralarının üstüne Deniz'in getirdiği soğuk kolaları tutarken herkesin aklından farklı düşünceler geziniyordu.

Serhat, Emir'in soğuk kolayı yumruklarının üstüne tuttuğunu görünce "Lan yavşak, eline değil suratına tutsana şunu. Yarın muşmula surat gibi gezeceksin amına koyim." dedi.

Emir kola şişesini sol gözünün hemen altındaki sızlayan yere tuttu. "Hay sikim böyle işi" diyerek kolayı hızla geri çekti yüzünden. Sinirle "Bu ne amına koyim durduk yere bela oldular başımıza siktiğimin salakları." diyerek kendi kendine söylenmeye başladı.

Deniz, Emir'e karşı mahcup bir şekilde "Kusurumuza bakma hepsi bizim yüzümüzden" derken Emir oturduğu koltuktan kalktı. "Sende ota boka özür dileyip durma amına koyim." Sinirden titreyen ellerini kısa saçlarının arasından geçirdi ellerini kontrol altına alamayacağını anlayınca "Lavabonuz nerede, şu yüzüme bir su serpmem lazım." elini yüzünü yıkamak ona her zaman iyi gelirdi.

Efe tam ayağa kalkacakken Deniz onu eliyle durdurdu "Gel ben gösteririm" diyerek salondan çıkıp koridora doğru yöneldi ve sağdaki ilk kapıyı açıp Emir'e yol verdi.

Emir, Deniz'e bakmadan lavaboya girip ışığı yaktı. Lavabo aynasında yüzünü görünce kaşlarının sinirle çatık olduğunun farkına varıp yüz ifadesini yumuşattı. Bazen elinde olmadan ifadesi sertleşiyor ve saatlerce o şekilde kalabiliyordu. Herkes onun farkında bile olmadığı surat ifadesinden sinirli yada gergin olduğunu anlayabilirdi. Yeni gelenler bu tavırlarının onlara karşı olduğunu düşünmelerini istemedi.

Orçun yine yapmıştı yapacağını ve duracağa da benzemiyordu pezevenk. Geçen gün ki kavganın ardından evde Annesinden bir sürü laf işitmişti zaten, şimdi bugünde aynı lafları duymamak için yüzüne biraz çeki düzen vermeliydi.

Musluğun soğuk su tarafını açıp yüzüne değdirdiği an acılarının hafiflediğini hissedip rahatladı. Kola şişeleri ile olacak iş değildi bu o yüzden bir an önce İbo'nun gelmesini umuyordu.

"Temiz havluyu kapıya astım başka bir istediğin olursa seslenmekten çekinme" dediğini duydu Deniz'in ve musluğun suyunu kapatarak ona "Dur iki dakika gitme" dedi. Arkasına dönüp kapıya asılmış olan havluyu alıp yüzünü kuruladı. Havluyu indirdiğinde Deniz'in düşünceli yüz ifadesi ile karşılaştı. Onun da çenesinin sağ tarafında şimdiden morarmaya yüz tutmuş yumruk izini inceledi.

Elindeki havluyu kapı koluna geri bıraktı. Elini yavaşça Deniz'in yüzündeki ezilen yerlerin üzerinde gezdirdi. "Çenene buz tut moraracak."

Deniz ilk başta donup kaldı. Emir'in sağ eli onun çenesinin üzerinde gezinirken kalp ritmi düzensizleşmeye başlamıştı. Hızlıca omuzlarını silkerek "İki güne geçer" dedi ve bir kaç adım geriledi.

Onun tereddütünü fark eden Emir ellerini cebine koyarak "Dayak yemeye alışıksınız siz o zaman" deyi verdi birden.

Deniz aralarına koyduğu bir kaç adımlık mesafede bile daha rahatlamıştı. Emir'in bu iğneleyici sözünü umursamamaya gayret ederek "Sizin kadar olmasa da bizde alışık sayılırız" diyerek aynı şekilde karşılık verdi.

Emir tam olarak buna vereceği cevabı düşünürken kapının zil sesini duydular. Deniz ile ettiği kısacık sohbetinde o an sona erdiğini hissetti. Deniz tek kelime bile etmeden lavabonun kapısından ayrılıp dış kapıya doğru gitti.

Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin