Serhat geçen iki saat boyunca bir tek o geceyi düşündü. O geceye dair hatırladığı tek anıları Ece ile beraber olanlardı. Bir ara belki Efe ile bakışmış olabilirlerdi ama bu bile uzak bir anı gibi geldi gözüne.
"Oğlan dışarıda senin yüzünden hipotermi geçirecek."
Serhat elindeki sıcak çaydan yudumlarken "Ona az bile o dayı" diye cevapladı lobi görevlisine.
"Ne yaptı ki sana içeri girmeye korkuyor."
"Arkamızı birine dönmeyelim anında götümüze göz koyuyorlar dayı, o yüzden ne sen sor ne ben söyleyeyim." Serhat lobi görevlisinin onun bu açıklamasını tam olarak bu şekilde anlamayacağını bildiğinden içini hiç çekinmeden rahat rahat döktü. "Millet kalleş olmuş. Artık kimseye güven kalmamış."
Lobi görevlisi onun iki saattir tekrarladığı saçmalıklarını dinlemekten bıktığı için "Ne haliniz varsa görün ama o oğlanı içeri al. Sonra başımıza ölecek dışarıda montsuz bir şekilde, sonra ben başıma iç alacağım" diyerek tekrardan masasına geri döndü.
Serhat ta gönülsüzce oturduğu sandalyeden kalktı. Odalara çıkan koridora doğru giderken "O ibneye söyle gelsin ben gidiyorum, ama yarın sabah onunla konuşacaklarım var" diyerek merdivenlerden çıkmaya başladı.
Efe ile bugün öpüşürken de zaten hiç beklediği gibi hissetmemişti. Bundan nefret edeceğini düşünse de aslında hoşuna gittiğini fark etmesi zaten başlı başına bir sorundu. Bir kıza göre daha sert, daha haşin ve kesinlikle daha ateşliydi. Kızlar her zaman daha nazik ve öpüşürken bile acaba canını yakar mıyım yoksa fazla mı kaçar diye düşünmen gerekirdi. Efe de ise bugün hiç öyle şeyler hissetmedi. Onunla sanki her an her şeyi yapabilirmiş gibi hissetmişti.
Kendi odasının kapısına geldiğinde kafası hala düşüncelerle doluydu. Tam kapıyı açacakken kapının kilitli olduğunu fark etti. Bir kaç defa tıklattığında kapıyı Hasan yarı çıplak bir şekilde açınca kaşlarını çattı Serhat. "Balayı odası yaptım burayı deme bana sakın" sesi düşündüğünden daha bıkkın çıkmıştı.
Hasan ona sadece ortaparmağını gösterip "Bize yarım saat ver. Emir Denizlerin odasında sende oraya gidebilirsin yarım saate gelirsin" dediğinde Serhat ona cevap verme tenezzülünde bile bulunmadan diğer oğlanların odasına gitti.
Tam onlarında kapısına tıklayacaktı ki içeriden gelen bariz inleme seslerini duyup alnını kapıya yasladı. "Hay sizin yapacağınız işi sikeyim, her yer sikiş haneye dönmüş" diyerek kapıdan uzaklaşıp hemen yanındaki duvara sırtını yaslayarak çöküp oturdu. Gözlerini yumduğu an bugün ki yaşadıkları bir film şeridi gibi gözünün önünden akıp geçti. En çok takıldığı görüntü ise nedense Ece'nin ağzının içine boşalırken ki Efe'nin yüz ifadesiydi. Bir erkeğin boşalması başka bir erkeği gaza getirebilir miydi bilmiyordu ama kendisi deminden beri kalkık erkekliğini kazağının altında saklamaktan daralmıştı.
Ece'nin içeceklere azdırıcı koydum dediğinde kızı o an siklememişti ama neredeyse iki saattir kalkık olan erkekliğini indirmek için hiç bir hareket yapmadığından öylece sertleşmiş duruyordu ki bu git gide onu ve sabrını zorlamaya başlamıştı.
"Aşağıda kapıda beklediğin yetmiyor birde burada damı pusuya yattın" diyen Efe'nin sesini duyunca Serhat gözlerini açıp koridorun girişine baktı.
Oğlanın yanakları ve kulakları soğuktan kıpkırmızı olmuştu. Kazağının şapka kısmı yağan kardan dolayı ıslanmıştı ki kazağının geriye kalan yerleri de pek farklı bir durumda sayılmazdı.
"Sen dersini almışsınızdır dışarıda donarken diye düşünüyorum o yüzden seninle şuan hiç uğraşamam başka dertlerim var" dedi Serhat sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Teen Fiction🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...