Hasan, Barış'ın itirafından sonra bir türlü kafasını toparlayıp derslere veremedi. İki saatte sadece altı sayfa test çözmüş ve yarısının da yanlış olduğunu fark ettiği an kitabı kapattı. Telefonunu eline alıp Barış hakkında küçük bir araştırma yapıp merakını gidermeliydi. İnternette kovulan öğrenciler ya da öğretmeni ile yasak ilişki kısmında hiç bir şey yoktu. Tam pes edecekken aklına İzmirden geldikleri okulun sosyal medya hesabının olup olmadığına bakmak geldi. Okulun resmi sayfası olmasa da öğrencilerin kendi aralarında açtıkları facebook grubu vardı. Okuldan olmadığı için katılamıyordu ama yöneticilerden son sınıfa giden bir kızı bulmuş, eklemiş ve direk Selam yazmıştı. Halbuki iki gün sonra bunu yaptığına köpekler gibi pişman olacağının daha farkında değildi.
***
Emir sınıfa geldiğinden beri kafasını telefondan kaldırmayan Hasan'a baktı. Nazlıya "Orhan bize yetiyordu amına koyim şimdi birde Hasan telefonla bozdu kafayı." dedi.
"Manita filan mı yaptı acaba?" Evinden getirdiği termosu ile sıcak çayından bir yudum aldı.
"Kim ne yapsın o abazayı."
"Deme lan öyle pezevengin notları iyi."
"Lan seni duyanda diyecek ki notlara göre sevgili bulunuyor."
"Eee ben seni o yüzden sap zannediyordum" diyerek sırıttı Nazlı. Emir, Nazlı'nın koluna bir dirsek atıp elindeki bardağın bir kısmının masaya dökülmesine neden oldu. "Dikkat etsene göt herif, az kalsın yanıyordum."
Serhat'ın sınıf kapısından "Allah yakmasın kardeşim" diye seslendiğini duydular. Emir ile Nazlı ona doğru dönüp baktıklarında ikiside gördükleri manzara karşısında ne tepki vereceklerini bilemediler. Serhat kolunu Deniz'in omzuna atmış sınıfa beraber giriyorlardı. Dışarıdan gören herhangi birisi onları kırk yıllık kanka sanırdı. Emir pür dikkat onları izlerken farkında bile olmadan kaşları çatıldı.
Deniz, Emir'i gördüğü gibi adımlarını yavaşlattı, kendisine karşı bakışların sertti. Geçen gün de sürekli ona laf söylemiş ve durduk yere azarlamıştı. Emir'in kendisinden pek haz etmediği bariz ortadaydı. "Ben kendi sırama geçeyim artık" dedi Serhat'a Emir'in sert bakışlarından kaçarak.
Serhat onun bu ani tavır değişikliğini fark etmedi bile. "Tamam ama tenefüslerde artık bir yere gideceğiniz zaman bize de haber verin hep beraber gidelim, bir daha size sataşamaz o yarrak kafalılar."
Deniz başıyla onu onaylayarak kendi arkadaşlarına doğru giderken, Serhat çantasını sırtından çıkartıp onları izleyen Emir ile Nazlı'nın üstüne fırlattı.
Çanta Nazlı'nın koluna çarptı ve elindeki çay olduğu gibi Emir'in pantolonuna döküldü. Emir oturduğu yerden ayağa fırlayarak "Hay senin içeceğin çayı sikim Nazlı, yandım amına koyim." diye bağırdı.
Herkes birden Emir'in başına toplanırken Emir kalabalığı yarıp "Peşimden geleni sikerim" ve bildiği bütün küfürleri sayıp erkekler tuvaletine doğru yürüdü. Şu siktiğimin pantolonu bir an önce çıkartmalıydı. Lavaboya girdiği gibi "Herkes çıksın hemen." diye kükredi adeta. Kimse onu ikiletmedi ve ne olduğunu bile sormadan çıktılar. Çıkan çocukların ardından tuvaletin kapısını kapatırken ilk ders zilinin çaldığını duydu. Pantolonunun düğmesini çözüp bacaklarından aşağıya indirip yanan bacağını inceledi. Sol kalçasında avucunun içi kadar bir kızarıklık vardı, bir dakikada bu kadar kızaran bacak bir saate ne olurdu acaba... Musluğun suyunu açtı. Akan soğuk suyun altına elini sokup buz gibi elini kızarıklığın üstüne değdirdiği an erkekler tuvaletinin kapısı birden aralandı.
Deniz önce Emir'e ardından da tuvalette başkalarının da olup olmadığını kontrol ettikten sonra içeri girip kapıyı ardından kapattı.
"Senin ne işin var burada peşimden gelmeyin demedim mi?" Baksırla olduğunun bilincindeydi ama bacağı o kadar yanıyordu ki onunla tartışacak gücü bile yoktu, bir kere daha elini soğuk suya soktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Roman pour Adolescents🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...