Hasan sınıfa girdiği gibi gözleri Barış'ı aradı. Onu her zamanki sırasında sırtını duvara yaslamış bir şekilde buldu. Gözlerini yummuş kulağındaki kocaman siyah kulaklığından bir şeyler dinliyor gibiydi. Çantasını kendi sırasına bıraktıktan sonra aralardan onun sırasına doğru gitti ve yanına oturdu.
Barış sırasının üstüne koyduğu ayağına birinin çarptığını hissedince gözlerini açtı. Hasan'ın kendisine gülümseyen ela gözleri ile karşılaştı. Kulaklığını usulca çıkarttı.
"Günaydın" dedi Hasan onun kendisine bakan açık kahve gözlerinin içine bakıp gülümseyerek.
"Günaydın."
Hasan kendilerini kimsenin duyamayacağı bir şekilde "Nasılsın?" diye sordu.
"Daha iyiyim teşekkür ederim, sen?"
Hasan "Bende iyiyim" demesine rağmen onun soluk bakışlarının ardındaki yorgunluğu görebiliyordu. "Geceleri uyuyamıyor musun?"
Barış onu başıyla onayladı. "Nereden anladın?"
"Göz altların morarmış ve uykusuz görünüyorsun."
Dışarıdan birisinin kendisini bu denli iyi okuyabilmesine şaşırmıştı. "Uyku problemlerim var," başka ne diyebileceğini kendisi de bilmiyordu. Geceleri uykuya daldığında hep o sahne gözünün önüne geliyor iki gramlık uykusu da havaya uçup yok oluyordu.
"Doktora gittin mi bunun için belki uyumana yardımcı olacak bir şeyler verirdi?"
Barış daha cevap vermeden yanlarına Emir ile Nazlı'nın geldiğini gördü. Ayaklarını sandalyesinden indirip sırasında doğruldu.
Nazlı onun masasının üstüne çıkıp otururken Emirde hemen yanında ayakta durdu.
"Nasıl oldun?" diye sordu Emir. Grubun en sert oğlanı o gibi durduğundan Barış ondan biraz çekiniyordu. Her an gözü dönüp kendisine saldırmasından da korkmuyor değildi. Onun gibileri eski okullarında çok vardı ve gerçekten acımasız olabiliyorlardı.
Yutkundu. "Daha iyiyim teşekkür ederim," diyerek kendi kabuğuna çekildi.
Emir, Barış'ın tavrına şaşırdı. Az önce Hasanla gayet normal bir şekilde konuşurken kendisine karşı görünmez bir duvar ördüğünü hissetti. Bu durumu tek fark eden kendisi de değildi üstelik Hasan ile Nazlı aynı anda Emir'e 'sen git' dercesine kaş göz yapmaya başladılar.
Bu durum karşısında kaşları iyice çatıldı. "Neyse ben tuvalete gidecektim zaten," diyerek onların yanlarından ayrıldı. Sınıfın kapısından çıkarken bir kez daha Barış'a baktığında onun rahatlamış bir şekilde Nazlı ile konuştuğunu gördü. "Bu pezevenklere de iyilik yaranmıyor amına koyim, adam için kıçımızı yırttık yaptığı muameleye bak," diye mırıldandı kendi kendine.
Derslerin başlamasına son 5 dakika vardı, tuvalette rahatça bir sigara yakıp kafasını toparlamalıydı. Erkekler tuvaletine girdiğinde aynanın karşısında tanımadığı sarışın bir oğlanın tekiyle sohbet eden Deniz'i gördü. Cebinden sigara paketini çıkartıp yanlarından geçerek tuvaletin tek penceresini sonuna kadar açtı. Sigarasını yakıp sırtını pencereye dayadı ve kendisini izleyen Deniz ile göz göze geldi. Deniz kendisine başıyla selam verdikten sonra karşısında ona basketbol turnuvalarından bahseden oğlanı dinlemeye geri döndü.
Sarışın oğlanın son sınıflara gitmediğini biliyordu ama boyu kendi boyuna yakın olduğundan üçüncü sınıflardan olduğunu tahmin etti. Asıl şaşırdığı Deniz fazla sınıftan çıkmamasına rağmen onunla hangi ara tanışıp arkadaş olduğuydu.
Deniz koyu sohbetlerini bölmeden onunla konuşmaya devam etse de Emir'in varlığı onu rahatsız etti. Sigarasından çektiği her nefesi onlara doğru üflüyor gözlerini bir saniye bile üstlerinden ayırmıyordu. Zilin çalmasıyla Emir'in sigarasını söndürüp pencereden dışarı attığını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Teen Fiction🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...