Hasan yatakta nefes nefese soluklanırken başını yan yatırıp Barışa baktı. Barışta aynı şekilde kendisine bakınca onun her zaman solmuş olan ela gözlerini ilk defa parlarken gördü.
Ona gülümseyerek bakınca Barış da "Ne oldu?" Diye sordu merakla.
"Seni neredeyse bir aydır haftanın 5 günü sınıfta görüyorum ama ilk defa gözlerinin içinin parladığını gördüm. Her sex sonrası gözlerin hep böyle parlayacaksa, sırf bunun için bile günde bi on posta atabilirim" dedi neşeyle.
Barış kahkaha atarak başını tekrardan geriye yasladı.
Hasan onun kahkasını sanki Piyangodan para kazandığını açıklayanlar gibi sevinçle dinledi. "Ve ilk defa da kahkaha attığını duyuyorum" dedi Hasan ona tamamen yan dönerken.
Barış güç bela da olsa kahkahasını bastırıp "Tamam yeter artık dalga geçme benimle" dedi.
"Dalga geçmiyorum, ciddi söylüyorum. Gözlerin, gülüşün sen her şeyinle çok güzelsin" derken onun yatağı dağılmış saçlarıyla oynamaya başladı. "Artık kaçmak ya da inkar etmek yok değil mi?"
Barış gözleriyle kendisini pür dikkat izleyen oğlana düşünceli bir şekilde baktı. Onu bu kadar severken ondan kaçmayı denemesi bile aptallıktı. Ilk öpüşmelerinin ardından gecelerce uykusuz kalmış ve sadece onu düşünmüştü.
Onu, onun kokusunu, tadını, dokunuşunu şu an aklına gelmeyen bir sürü şeyi sabaha kadar beyninde döndürüp durmuştu fakat hiçbiri Hasan'ın ona az önce yaşattığı duyguların yanından bile geçmezdi.
Kendisini ilk defa tamamlanmış, güvende ve huzurlu hissetti. Bu duygular onun alışık olmadığı ama ne zaman Hasan yanında olsa hep sanki oradaymış gibi meydana çıkan duygulardı.
"Tamam kaçmak yok." diyebildi Barış sadece. Bilgelikle ve aşkla parlayan o gözler kendi gözleriyle buluşunca elinde olmadan gülümsedi.
"Çok güzelsin" diye fısıldadı Hasan ona sonra birden hatırlamış gibi "ama bugün öpücüğüme karşılık vermediğinle gerçekten kırıldım" diye de ekledi.
"Zaten kırılman için öpücüğüne karşılık vermemiştim. Ama bu senin için olduğu kadar benim için de çok zordu" diye itiraf etti Barış.
Bir müddet daha sessizlikle Hasan Barış'ı, Barış da tavana izleyip düşüncelere daldılar.
Nefesi düzene girip kafasını toparladı. "Duj alalım mı?
Barış onun söyleme şekline gülümsemeden edemedi. Yattığı yerden doğuldu. Üstü başı sperm içinde olduğundan ona sadece "Beraber mi?" diye sordu.
"Eğer kabul edersen, evet."
Barış'ın bir tur daha atacak hali olmasa da Hasan'ın kucağına çıkıp oturdu. "Bir daha beni oyuna getirmeyeceğine söz verirsen olur."
Hasan onun bu ani hareketine şaşırsa da elleriyle poposunu tutup yanaklarını sıktı. "Sen beni zor durumda bırakmazsan ben de seni bir daha oyuna getirmem" diyerek Barış'ı sıkı sıkıya tutup yattığı yerden ayağa kalktı.
Barış panik içinde çığlık atıp yere düşmemek için Hasan'ın boynuna sıkı sıkıya tutunup, bacaklarını da beline sardı. "Ne yapıyorsun düşüreceksin ikimizi de."
Hasan kucağında kendisine can havliyle ağaca sarılan Koala yavruları gibi sarılan Barışın poposu'nun altından tuturak "Benden 15 kilo zayıfsın, merak etme seni kolay kolay düşürmem" diyerek banyoya doğru yürüdü.
Banyoya girdiklerinde Barış'ı küvetin içine bıraktı. "Sen suyu ayarla, ben de bize havlu bulayım" diyerek yabancı olduğu banyonun dolaplarını karıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Roman pour Adolescents🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...