Hayat hiç beklemediğin anda beklemediğin bir şekilde karşına öyle birini çıkartır ki feleğini tersten şaşırırsın. Asla yapmam dediğin şeyi sana yaptırır asla olmam dediğin kişi oldurur ve asla dediğin her şeyi bir bakmışsın yaşıyorsun.
Hasan Hatıra ile ilk bakışmasında tam olarak bunları hissetmiş ama kimseye itiraf edememişti.
Ayşegül'ün hamileliği çok stresli geçtiğinden bebek tahminlerinden bir buçuk ay erken gelmişti. Bebeği daha iki hafta bile emziremeden sütü kesilmiş ve psikolojik olarak çöküş moduna girmişti. Bir ay boyunca öyle böyle Hasan'ın ebeveynlerinin evinde o bebeğin kırkını çıkartmışlardı ta ki üniversitenin en yoğun son senesi başlayana kadar. Ayşegül ile İbo bebeklerini ne kadar bırakmak istemeseler de el mecbur tekrar yurda dönmek zorunda kaldılar.
Barış deli gibi ağlayan iki aylık bebeği omzuna yaslayıp gazını çıkartmak için hafifçe belini sıvazlayarak bir sağa bir sola yürüyordu. Hasan yemek masasında boğulduğu kitaplardan kafasını kaldırıp sevgilisine yorgunca bakarak "Ne oldu yine niye ağlıyor bu?" Diye sordu.
Barış çaresizce "Gazı var galiba, bilmiyorum" diye cevapladı.
Hasan göz altları şişmiş sevgilisine hüzünle baktı. "Annemi arayayım gelsin istersen?"
Barış başını olumsuz anlamda sallayarak "Olmaz kadın rahatsız nasıl gelsin saçmalama, bir iki gün dinlensin geri alacakmış zaten" dediğinde Hasan elindeki kalemi Ağır Ceza maddeleri isimli hukuk kitabında kaldığı sayfaya koyup oflayarak ellerini saçlarının arasından geçirdi.
Barış "Tamam ben yatak odasına gidiyorum sen rahat rahat çalış" diyerek salondan ayrılıp yatak odasına gidince Hasan kendisini toparlamak için bir dakikalığına gözlerini yumarak dinlendirdi.
Bebeğin ağlamaları tamda o an şiddetlenince oturduğu yerden kalkıp sevgilisinin yanına gitti. "Aşkım sen şu çocuğu bana bir versene" diyerek bebeği Barış'ın kucağından dikkatlice aldı.
Bebeği kendisi de bir kaç defa pışpışladığında çocuğun susmadığını fark ettiği an onu yatağa yatırıp tek eliyle kavradığı o minicik bacakları bir ileri bir geri hareket ettirirken diğer eli ile de aynı babasını andıran o tombik göbeği sıvazladı.
Hasan bunu yapmaya başladığında bebeğin ağlamaları azaldı ve iki dakikanın ardından da tamamen kesildi.
Bebek gözlerini Hasan'a dikmiş pür dikkat bakarken, Hasanda kendisine bakan bebeğe gülümseyerek masaj yapıyordu.
"Kız değil mi hepsi aynı" dedi Barış kıskançlıkla yatağın diğer ucuna oturup.
Hasan onun bu haline güldü. "Kız olunca ne oluyor ki?"
Hep kendilerini istemeyen erkekleri seviyorlar demek istese de Hasan'ın bebeğe karşı hevesinin kırılmaması için "Hep en yakışıklıların elinde susuyorlar" deyiverdi.
Hasan bebeğe bakıp göbeğini sıvazlamayı bıraktı. "Tamam sustu artık alabilirsin" dediğinde Barış oturduğu yerden kalkıp "Olmaz sen biraz daha ilgilen onunla bende ona mama hazırlayayım. Birazdan uyku saati gelir" diyerek yatak odasından hızla çıkınca Hasan, Barış'ın arkasından 'gitme' demeye fırsat bile bulamadan kendisine boncuk boncuk bakan bebeğe bakıp sustu.
Annesinin ten rengini babasının kıvırcık saçı ve göbeğini almış bebek ile bir müddet öylece bakıştılar. "Bana neden öyle bakıyorsun?" dedi Hasan sessizce.
Bebek kollarını ve ayaklarını bilinçsizce sağa sola savururken o küçücük ayakları Hasan'ın bacağına çarpıyordu.
"Bana vurmakta haklısın senin doğmaman için çok çabaladım ama pişmanım lan, bak valla" derken ses tonunu bu sefer bebek için biraz inceltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Novela Juvenil🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...