Efe ile Deniz binadan çıktıklarında Hasan okul servis aracının içinde koltuğa yayılarak çöktü görünmemek için. Servisçi abi normalde hep okul bahçesine park ederdi ama bu sefer onu kırmayıp Hasanların tam evinin önüne yanlamasına park etmişti. Efeler mahalleden çıktıkları gibi Hasan servisçi abiye "Sağol abi valla senden kıralı yok" diyerek koca adam ile yumruk tokuşturup servisten indi.
Yurt binasına girip en üst kata çıktığında cebindeki telefon çaldı. Barış'ın aradığını görünce telefonu açıp "Kapıyı aç" dedi sadece.
Barış kapıyı açtığı gibi Hasan'ı yakasından tutup içeri çekti ve ardından kapıyı kapatıp kapı deliğinden dışarı baktı.
Hasan onun bu ani hareketi karşısında neye uğradığına şaşırdı. "Bu neydi şimdi?" diye sorduğu an Barış ona "Şşşt Melis evde seni duymasın onu bir türlü yollatamadım" diye fısıldadı.
Hasan sessizce montunu ve ayakkabılarını çıkartıp şifonyere koydu. "Şimdiye kadar kapıyı açmadıysa zaten duymamıştır."
Barış oğlana dönüp "Sessiz konuş o cin gibidir her şeyi duyar. Hem sen bugün tüm gün okulda bir göründün bir kayboldun neredeydin?" diye sordu.
"Bu hafta sonu gezi için ayarlamalarda görevliydim. Emir dün ses kaydı atıp olanlardan biraz bahsetti. Zaten okulda iki kızı da göremeyince Nazlıyı aradım öğle arasından önce. Her şeyin yolunda olduğunu ve Melis ile kahvaltı yaptığından filan bahsetti. Onun dışında bir şeyler olduysa beni bilgilendirirsen sevinirim."
Barış, Deniz ile Efe'nin yatak odasına girip ince örgülü kazağının kollarını yukarı sıvazladı. "Onun dışında bir şey olmadı. Biz geldiğimizde de Nazlı'nın evine gittiğini söyledi Melis zaten, o da gezi için anca hazırlanırmış" dedikten sonra Hasan'a dönüp "Sana şimdi söyleyeceğim şey hakkında ne araştırma yapmanı ne de soru sormanı istiyorum tamam mı? Sadece benimle ara o kadar" dedi.
Hasan "Tamam sorun değil kimseye bahsetmem" dediğinde Barış ona yaklaşıp sesini alçalttı. "Hap olur, toz olur herhangi bir tür ilaç olur. Ne bulursan artık" dediğinde Hasan kaşlarını çattı. "Uyuşturucu ya da kokain arıyoruz yani?" dediği an Barış bakışlarını sinirle kıstı. "Soru yok dedik ama evet tam olarak bunlardan arıyoruz."
Hasan nasıl bir belaya düştüğünü bir kez daha sorguladı kendisine. Bunlar nasıl bir gruptu böyle. Her biri ayrı bir vukuatten geldiklerine göre biri kesinlikle keşciydi ve nedense içindeki bir his bunun Efe olduğunu söylüyordu. Uzunca bir iç çekti. "Tamamdır öyle olsun, soru yok, sual yok, sadece evde kokain arıyoruz. Okey don't problem for me."
Barış onun bu tepkisine gözlerini devirse de "Ağzın değil ellerin ve gözlerin çalışsın" derken gülmemek için zor tutuyordu kendini.
Barış bütün dolabı yere indirmiş didik didik ararken Hasan da yatakları kaldırıp altlarına, şifonyerleri çekip arkalarına ve odadaki halıları filan sağa sola çevirip baktı. "Buralarda bir şey yok" derken Barış dolaptaki kıyafetleri tek tek didiklemeye devam ediyordu. "Tamam sen salona da bak bende buraları toparlayıp geliyorum şimdi."
Hasan salondaki koltukları tek tek çekip altlarını eliyle yokladı. Televizyon ünitesinden tut yemek masasının altına varana kadar her yeri didik didik ederken bir an soluklanmak için durdu ve çevresine göz gezdirdi. Duvardaki yağlı boya resim tablosunun yamuk olduğunu görüp ona doğru hamle yaptığı sırada dışardan kapı kapanma sesi geldi. Hızla tabloyu kaldırıp altına bakarken kapıya vuruldu.
Barış koridordan salona girince salonun dağınık olduğunu görüp içinden küfür ederek kapının deliğinden baktı. Hasan'a dönüp "Melis" dedi sessizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Teen Fiction🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...