İstanbula geri dönerlerken hiç kimsenin çıkacak fırtınadan ve kopacak kıyametten haberi yoktu. Herkes otobüslerinden inmiş hafta sonu kendi evlerinde dinlenmek için ayrılmışlardı.
Efe, Serhat ile otobüsten inerken denk gelmemek için hızlıca eve çıktı. Valizi odasına bırakıp mutfağa geçerken gözüne salondaki üçlü koltuğun üstünde ki karartı takıldı. Olduğu yerde durup gözlerini kısarak yorganı kafasına çekmiş uyuyan kişiye ve yerde yanındaki askeri çantaya baktı.
Ses çıkartmamaya gayret ederek yatan kişinin yanına gidip onu eliyle dürttü. "Şşşşt.."
Yorganı usulca yattığı yerden dönerken açılınca Efe şok içinde bir iki adım geriledi. "Siktiiir. Senin ne işin var lan burada?"
Efe, Görkem'e bakarken eli otomatik yumruk olmuş ona bir tane geçirmek için yanıp tutuşuyordu. Görkem oturduğu yerden gözlerini ovalayarak doğrulunca Efe onun yakasından tutup koltuğa yapıştırdı. "Ne bok yemeye geldin lan buraya orospu çocuğu?"
Görkem uykulu gözlerini kırpıştırarak "Çek ellerini" dedi sert bir şekilde.
"Çekmezsem ne olur lan gavat. Neden geldin, çocuk senden kaçıyor sen peşinden kuyruk gibi ayrılmıyorsun amına koyim."
Görkem, Efe'nin kollarını tutup kendisinden uzaklaştırdı. "Bana el kol yapıp beni de ayar etme. Geçen seferki yediğin dayağı ne çabuk unuttun? Üç gün revirde yatmıştın."
"İster üç, ister beş. Gerekirse on gün bile yatarım ama seni ona yaklaştırtmam bir daha o yüzden onlar gelmeden siktir ol git hemen" derken kapıdaki kilit seslerini duyup sinirle iç çekti.
Görkem ise sırıtarak "Geç kaldın bak geldiler bile" diyerek Efenin kollarını var gücüyle itekleyip kendisini ondan kurtardı.
Önde Barış ardında Deniz eve girdikleri gibi kapıda donup kaldılar.
Görkem oturduğu yerden kalkıp "Lan Gotikçi bebe güzelliğine güzellik katmışsın bakıyorum. Sikişlere ara vermek sana yaramış, toparlamışsın biraz" derken Efe onu var gücüyle itti. "Karşında senin subay çocuğu var onunla bu şekilde konuşurken bence iki defa düşün."
Görkem, Efe'ye "Eğer bana bir daha dokunursan seni cümle aleme siktiririm o yüzden ellerini üzerimden çek" diye uyardı sert bir şekilde. "Üstelik sen hayırdır lan bir afralar bir tafralar yoksa sendemi sikiş..."
Efe var gücüyle görkemin suratının ortasına yumruğu geçirdi. "Asıl seni şimdi ben sikmezsem adam değilim."
Barış, Efe'yi tutup ondan uzaklaştırmak istese de Efe onu savuşturarak inatla Görkem'in üstüne yürümeye devam etti. Birkaç dakika daha devam eden arbedenin ardından Melis'in çığlığı duyuldu ve o da kavgaya girip Efe'yi sakinleştirmeye çalıştı.
Valizlerin yanında şok içinde öylece duran Deniz sinirden tir tir titremeye başlamıştı bile.
İçindeki yara onu görmesiyle tekrardan kanamaya başladı. Onu unutalı çok olmuştu, ondan vazgeçeli bir asır ama onu görmek tüm o anıların tekrardan beynine hücum etmesine neden oldu.
İlk aşkı, ilk sevdiği oğlan, ilk güvendiği kişi... Ilk ağzına sıçanda o olmuştu... Gözleri dolarak usulca yutkundu. Neden gelmişti ki? Neden şimdi? Neden buraya? Ona gelmemesini, bir daha hayatına girmemesini söylememiş miydi...
Barış ile Melis Efe'yi sonunda Görkemden uzaklaştırdıklarında Görkem dağılan üstünü başını düzeltirken Deniz ona "Neden?" diye sordu fısıltıyla karışık çıkan kırılgan sesiyle.
"Hayır" diye bağırdı Melis ona. "Onunla konuşmak zorunda değilsin."
Deniz olduğu yerden kıpırdamaya bile korkuyordu. Başına tüm o gelenlerden sonra onun karşısında hiç bir şeye cesareti yoktu artık. "Neden geldin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)
Teen Fiction🔞 Argo ve cinsellik içerir. BxB, GxG "Bana şuan dur demezsen birazdan kendimi tutamayabilirim." Deniz ne kadar hızlı gittiklerini haykırmak istese de "Tutma" dedi. Onun dudaklarının içine "Seni istiyorum" derken Emir'in dudaklarından dökülen "Sikt...