Bölüm 73 = Yemek Buluşması

1.7K 97 51
                                    

***3 Ay Sonra***

Serhat trenden indiği gibi gözleri daha sağa sola bakınamadan kendisine iki kilometre uzaklıktan el sallayarak zıplayan Melis'e kaydı. Çevresindeki adamlar hızlıca kızın el salladığı yöne bakıp Serhatı çatık kaşlarla süzdüler. Anlaşılan kızın yanına hiç biri Serhat'ı yakıştıramamıştı.

Serhat kendisine düşmanca bakan her bir adamın sinirle gözlerinin içine bakarken kendisine el sallayan kıza elini kaldırıp uzaktan selam verdi.

Elindeki sırt çantasının askısını tek omuzuna takıp Melis'e doğru yürüdü.

Son kontrolleri de geçtikten sonra Melis kollarını açarak Serhat'ın boynuna atladı.

"Romeo seni özlediğime inanamıyorum" diyerek yanağına hızlıca bir öpücük kondurdu.

Serhat "Valla seni değil ama sevgilimi özledim. Tam iki hafta oldu ve sinirden şimdiden elim ayağım titriyor" dediğimde Melis Serhat'ın kolunu çimdikledi.

"Ben de seni özledim desen bir yerlerin şişerdi değil mi geri zekalı" derken gülüyordu.

Serhat sızlayan kolunu sıvazladı. "Ne olmuş lan sana böyle iki haftada elin ağırlaşmış resmen etimi kopardın" diye söylenirken "Ayrıca bir yerlerim sana değil sadece Efe'me şişiyor" diye de eklemeden edemedi.

Melis ile beraber tren istasyonunun çıkış kapısına yönelirken "Haspam. Sanki ben de senin şeyin için ölüp bitiyordum" diye söylendi.

İkili birbirlerine sataşarak sohbet ederken Efe'nin gireceği parkur sınavının olduğu yere gittiler.

Ankara Mamak da ki acemi askeri birliği resmi spor binasına girdiklerinde Serhat heyecanlanmıştı nedense. İki hafta. Koca iki hafta ayrı kalmıştı aşkilotasından.

Üniversite sınav gününe kadar herkesten çok İstanbulda o kalmıştı. Sınava saatler kala Ankaraya dönmüştü.

Malum sistemde hala askeri lise öğrencileri olarak göründüklerinden Üniversite sınavına da Ankara da girmek zorunda kaldılar.

Efe ne kadar söylemese de sınavı kötü geçmişti. Serhat bunu telefonda görüntülü konuşurken yüz ifadesinden hemen anlamıştı. Hoş sanki kendi sınavı çok güzel geçmiş gibi anlatsa da barajı bile geçemeyeceğinden emindi.

Geniş bir koridora girdiklerinde karşılarında ki çift kapının ardından gürültü geliyordu. Melis kapıyı açtığı gibi Serhat içeri girip üstü kapalı spor tesisini andıran küçük çaplı futbol stadyumu şeklindeki alana göz gezdirdi.

Etraftaki sandalyeler tıklım tıkış doluydu. Herkes yanındakiyle bir şeyler konuştuğundan kimin ne dediği anlaşılmıyordu.

Serhat önündeki rampadan çıkıp seyirci tribününün en ucuna kadar gidip etrafına bakındı. "Efe nerede?" diye sordu sevgilisini göremeyince Melis'e.

"Ona daha sıra var. Soyunma odalarında bekliyordur o" dediği gibi Serhat Melis'e dönüp "Soyunma odaları nerede?" diye sordu.

Melis, Serhat'a gözlerini devirdi. "Şaka yapıyorsun değil mi? Seni oraya asla almazlar. Sadece katılımcılar girebilir."

Serhat cebindeki telefonu çıkartıp, sık aramalarında zirveyi asla başkasına kaptırmayan sevgilisini aradı.

İkinci çalışta Efe telefonu açtı. "Hiç zamanı değil aşkım."

"Biliyorum, biliyorum sadece neredesin onu sormak için aradım" dedi aceleyle Efe telefonu kapatmadan.

"Parkur sınavına geldim, birazdan sıra bana gelecek."

Şeytan Tüyü BxB (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin