Ortak

3.4K 149 14
                                    

Sıcak güneş tenimi resmen yakarken güneş gözlüğümü taktım. Bugün yeni ortağımla tanışacaktım. Tam olarak iki saat otuz iki dakika ve on beş saniye sonra. Asistanımın yani en yakın arkadaşlarımdan birisinin yanıma geldiğini hissettim. Adımları hemen yanımda durdu. "Doğu. Yeni ortağın biraz erken gelebilirmiş. Yarım saat sonrası mümkün mü diye soruyor." Dedi Hakan. "Mümkün. Yarım saat sonra şirketin toplantı odasında." Dediğimde kafasını sallayıp yanımdan uzaklaştı.

Şirketin çatısını çok seviyordum. Bütün her yer ayaklarımın altında gibi hissettiriyordu bana. Bina çok yüksekti.

Cebimden sigara paketini çıkarıp içinden bir dal aldım ve çakmağımla yakıp paketi tekrar cebime koydum. Uzunca bir nefes çektim.

Yeni ortağım hakkında ismi dışında hiçbir şey bilmiyordum. Benden yaşça daha büyüktü. Onun yanında ben bu şirketi yanlışlıkla kurmuşum gibi görünecekti ama öyle değildi.

Sigarayı dudaklarımın arasına alıp beyaz gömleğimin kollarını dirseklerime kadar kıvırdım. Bu görünüşü daha çok seviyordum ama sabah evden aceleyle çıktığım için düzeltememiştim.

Sigaramı bitirip söndürdükten sonra evraklara bakmak için odama gittim. Odaya girdiğimde gözlerimin rahatladığını hissederek güneş gözlüğümü çıkardım.

Masama oturup evrakları çıkardım. Ayrıca bilgisayarımdan ortağımı biraz daha araştırmaya karar verdim.

Yavuz Algıç. İsmi dışında bir şey bilmesemde iyi işler başardığını çok iyi biliyordum. İyi bir adama benziyordu ve iş hayatında da iyiydi. Hatta en iyilerinden biri olmasına rağmen neden benimle ortak olmak istediğinide anlayamamıştım ama reddetmemiştim. Onun gibi birini reddedemezdim zaten. Kendi çıkarlarımı düşünecek olursam iyi olacaktı. Ama ben onu kötü etkileyebilirdim. Benim şirketimde kötü değildi ama onunki gibi mükemmel hiç değildi.

Kapı tıklatıldı ve Hakan içeri girdi. "Yavuz Bey daha da erken geldi seni bekliyor." Dediğinde ayağa kalktım. Beraber toplantı salonuna doğru yürüyüp içeri girdik.

Yavuz Bey'in suratında beni gördüğü anda çok güzel bir gülümseme oluştu. Bende karşılık olarak ona gülümsedim. "Hoşgeldiniz." Dedim resmi bir tavırla. "Hoşbulduk." Dedi oda. Oturduğu sandalyeden kalkıp elimi sıktı. Yanında asistanıda vardı. Masanın başındaki yerime oturduğumda oda karşımda oturuyordu.

"Aslında sizinle ortak olmamda oğlumun çok büyük bir isteği var. Nedenini bilmediğim bir nedenden ötürü sizinle ortak olmamı istedi." Dedi Yavuz Bey. Oğlu mu? Oğlu ne alakaydı gerçekten?

"O da bize katılacaktı ama işi çıktığı için katılamadı. Ama size iletmemi istediği bir not var." Dedi ve eli iç cebine gitti. Bir zarf çıkarıp bana uzattı. Elinden aldım ve zarfı açıp içindekini çıkardım.

Çok kısa bir nottu.

Çok üzgünüm.. Size katılma fırsatım olmadı. Ama işinizde çok başarılı olduğunuzu duydum. Eminim bizim şirketimizle ortaklık ederseniz daha iyi işler başarabiliriz. Kabul etmeniz umuduyla Doğu Bey

Asil Algıç

Hafifçe gülümsedim ve kağıdı zarfa geri koydum. "İçinde ne yazdığını bilmiyorum ama oğlum böyle işlere biraz yabancıdır. Hoş olmayan bir dille yazdıysa kusurumuza bakmayın." Dedi Yavuz Bey. "Hayır hayır. Merak etmeyin." Dedim gülümseyerek.

Bir süre daha sohbet ettikten sonra ortaklığımızı tamamen kabul etmek için imzalarımızı attık. Evrakları dosyanın içine koydum. İkimizde ayağa kalkarken el sıkıştık. "Çok memnun oldum." Dedi Yavuz Bey. "Bende." Dedim gülümseyerek. "Yakında benim yerime oğlum geçer. İkinizin beraber daha iyi işler başaracağınızı düşünüyorum." Dedi gülerek. Gülümsemekle yetindim.

Beraber toplantı salonundan çıktık. Yavuz Beye o dışarı çıkana kadar Hakan eşlik edecekti. "Görüşmek üzere." Dedi Yavuz Bey. "Görüşürüz." Dedim gülümseyerek. O arkasını dönüp giderken bende kendi odama geçtim. Gün bitmek üzereydi. Telefonum çalmaya başlayınca elime aldım. Babam arıyordu. "Efendim?" Diyerek telefonu açtım. "Ne oldu? Ortak olabildiniz mi?" Diye sordu heyecanla. Güldüm. "Evet olduk." Dediğimde oda güldü. "Kutlamak için yemeğe çıkalım diyoruz annenle." Dedi. Soru sormamıştı ama bu cümlenin altında soru yatıyordu. "Tamam." Dedim. "Çıkınca bize gel beraber gideriz." Dedi babam. "Tamam." Dedim. "Hoşçakal." Diyerek telefonu kapattı. Telefonumu masanın üstüne bırakıp sandalyeme yaslandım.

Gözlerimi kapattım. Oturmak bile yormuştu bugün. Güzel bir gündü ama yorulmuştum. Kapı tıklatılarak açıldı. Gözlerimi açıp gelen kişiye baktım. Hakan'dı. "Yavuz Bey gitti." Dediğinde kafamı olumlu biçimde salladım. "Yeni güvenlikler için imzan lazım." Dedi bir kağıdı önüme uzatırken. Kalemliğimden bir kalem alıp imza attım. Kağıdı tekrar aldı. "Erken çıkıyorum. Bir şey olursa ararsın." Dedim. "Tamam." Dedi Hakan ve odadan çıktı.

Kısa bir süre sonra bende çıktım. Arabama gidip bindim ve anne babamın evine doğru sürdüm.

Annem resmen beni kapıda bekliyordu. Elim zilin üstündeyken basmadan açmıştı. "Hoşgeldin!" Dedi sevinçle ve kollarını boynuma sardı. Gülümsedim ve bende ona sarıldım. "Hoşbuldum." Dedim. Ayrıldığımızda annem kapıyı kapatırken bende salona gittim. Babam ayağa kalktı ve bana sarıldı. "Aferin sana." Dedi babam. Gülümsedim. Babamlada ayrılınca gözlerim kardeşimi aradı.

"Batı nerede?" Diye sordum. "Odasında uyuyordu en son. Hadi onuda kaldır hep beraber gidelim." Dedi annem. Kafamla onayladım ve üst kata çıktım. Batı'nın kapısını tıklattım. İçeriden ses gelmeyince içeri girdim. "Anne bir saniye bekler misin? Soruyu çözüp geleceğim." Dedi. Yavaşça arkasından yaklaşıp soruya göz attım. Zor bir matematik denklemine benziyordu. "Cevap E mi?" Diye sorduğumda korkarak bana baktı. "Abi?!" Derken hızla ayağa kalktı ve bana sarıldı. "Evet cevap e hoşgeldin!" Dedi kolları beni sıkı sıkı sararken. Gülümsedim ve bende ona sarıldım.

Ayrıldık. "Hadi üstünü giyin. Yemeğe gidiyoruz." Dedim. Gülümsedi ve kafasını salladı. Odasından çıkıp aşağı indim. "Ne yapıyordu?" Diye sordu babam. "Ders çalışıyordu." Dedim. Babamın yüzünde hafif bir tebessüm oluştu.

Çok kısa bir süre sonra Batı'da yanımıza geldi. Evden çıkıp güzel bir restorana gittik.

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin