Kaza

1.8K 107 19
                                    

Restorandan çıkınca babamlar kendi arabalarına bense kendi arabama binmiştim. Karanlık bir yoldan gidiyordum. Sokak lambaları bozulmuş olmalıydı.

Bir süre daha gittim ama hala hiçbir ışık yoktu. Artık garipsemeye başlamıştım çünkü bu yol her zaman aydınlık olurdu. Aniden arabanın önüne atlayan biriyle frene bastım. Araba kayarak durdu ama adama çarpmıştım. Korkarak arabadan indim ve arabanın önüne geçtim. Karşımdaki adam kanlar içinde yatıyordu. "İ-iyi misiniz..?" Dedim korkarak. Ellerim titremeye başlamıştı.

Yavaşça yanına eğildim. Kafam durmuştu. Hiçbir şey yapamıyor sadece adama bakıyordum. Adam yavaşça gözlerini açtığında derin bir nefes aldım. "İyi misiniz?" Diye sordum. "İyiyim." Dedi adam yerden kalkarken. Yüzüne bulaşan kanı dirseğinin içine sildi. "Hastaneye götüreyim sizi.." dediğimde adam kafasını salladı. "Hayır. İyiyim ben." Dedi. "Ama.." dediğimde sözümü kesti. "Gerçekten iyiyim." Dedi. "Ama çok kötü çarptım lütfen." Dedim. "Gerek yok." Dedi.

Gözlerim soluk teninin üstündeki kanlarda gezindi. Gözlerimi gözlerine çıkardım. Boyu benden biraz daha uzundu. Göz rengini tam göremiyordum. "Emin misiniz?" Diye sordum son bir kez daha. Eminim diyecekti ama benim içim rahat değildi. "Eminim." Dedi ve hızla etrafa baktı. Aniden koşmaya başlayınca arkasından şaşkınlıkla baktım. Bir insan, araba çarpınca hiçbir şey olmamış gibi koşabilecek kadar nasıl güçlü olabilirdi?

Aniden önümden bir şey çok yüksek bir hızla geçince estirdiği rüzgar sendelememe neden olmuştu. Neler oluyordu burada? İçim rahat olmasada arabama bindim çünkü adam kalkıp hiçbir şey olmamış gibi koşmuştu. Bu aklımı kurcalarken yoluma devam ettim. Daha ne gariplikler görecektim onu merak ediyordum.

Aklım bir karış havadayken eve varmıştım. Kapıyı açtığım anda üstüme atlayan rottweiler cinsi köpeğim yüzümü güldürmüştü. Kafasını okşadıktan sonra üst kata, odama çıktım.

Üstüme rahat bir tişört ve eşofman giyip aşağı indim tekrardan. Aklım hala çarptığım adamdaydı. Telefonum çalmaya başlayınca cebimden çıkarıp arayana baktım. Pervin arıyordu. O da yakın arkadaşlarımdan biriydi. Telefonu açtım. "Efendim?" Dedim. "Napıyorsun?" Diye sordu. "İyi öyle oturuyorum. Sen napıyorsun?" Diye sordum. "Bende iyi. Müsait misin? Sana geleyim." Dediğinde güldüm. "Müsaitim gel." Dedim. "Tamam gelirken cips alacağım sende film aç." Diyip telefonu yüzüne kapattı. Ne açayım diye soracağımı biliyordu. O yüzden direkt olarak yüzüme kapatmıştı.

Oflayarak mutfağa gittim. Büyük bir tabak çıkarıp salona döndüm. Telefonumdan film bakmaya başladım. Bulursam televizyondan açacaktım.

Bir süre aradıktan sonra hiçbir şey bulamayarak telefonu kenara bıraktım. Bir anda köpeğim kapının önünde havlamaya başladı. Birinin geldiğini haber veriyordu daha kapı çalmadan. Ayağa kalktım ve yanına gidip kafasını sevdim. "Aferin sana Jung." Diyip kapıyı açtım. Zile basmak üzere olan Pervin güldü. "Hoşgeldin." Dedim girmesi için kenara çekilirken. "Hoşbuldum." Dedi içeri girerken. "Film bulamadın değil mi?" Diye sordu. "Doğru tahmin." Dedim ve salona ilerledim.

Pervin elindeki poşetle beraber mutfağa gitti ve kısa süre sonra elinde bir tabak cipsle geldi. Çıkardığım tabağa getirdiği cipsleri koymuştu. Yanıma oturup tabağı aramıza koydu. Elim direkt cipse giderken o kumandayı eline alıp televizyonu açtı. İstediği filmi açtığında izlemeye başladık.

*

Film bittiğinde cips tabağıda boşalmıştı. Filmi izlemiştim ama odaklanamamıştım. Aklım hala çarptığım adamdaydı. "Pervin." Dedim. Gözleri bana döndü. Ne olduğu sorar gibi bakıyordu. "Ben bugün bir adama çarptım." Dedim. Gözleri şaşkınlıkla açılırken gözlerini kırptı. "Sen ve birine çarpmak? Şaka yapıyorsun değil mi? Sen çok dikkatli kullanırsın." Dedi. "Öyleydi zaten. Bir anda önüme atladı. Ama asıl olay ona çarpmam değil." Dedim ve durdum. Derin bir nefes aldım. "Ona çarptıktan sonra arabadan inip yanına gittim. İlk başta korkudan ne yapacağımı bilemedim. Adamın öldüğünü düşündüm çünkü her yeri kan içindeydi ve cidden çok sert çarpmıştım." Dedim ve durup yutkundum.

"Ama o bir anda gözlerini açıp ayağa kalktı. Defalarca iyi olup olmadığını sordum ve iyi olduğunu söyledi. Hastaneye götürmek istedim ama izin vermedi. En son etrafına bakınıp bir anda koşmaya başladı." Dedim. 'Koşmaya' derken özellikle bastırarak söylemiştim. "Sonra ne olduğunu anlamaya çalışırken bir anda önümden jet gibi bir şey geçti ve oluşturduğu rüzgar sendelememe sebep oldu." Diyip sustum. Pervin dikkatle beni dinlemişti ama onunda hiçbir şeye anlam veremediği belliydi.

"Bak çarpmayı geçtim. Ama cidden çok sert çarpmama ve her yeri kan olmasına rağmen bir anda koşmaya başlaması cidden içimi daraltıyor, düşünmeme sebep oluyor." Dedim. Gözlerimi karanlık televizyon ekranına diktim. "Bence takma kafana bu kadar. Çünkü ne kadar sert çarparsan çarp adamın belkide sadece kolu falan yaralanmıştır kan bulaşmıştır." Dedi Pervin kendi dediğine bile inanmayan bir ses tonunda.

"Tamam peki biraz saçma oldu ama cidden takma kafana çünkü eğer adam kötü olsaydı kalkıp koşamazdı Doğu." Dedi. "Bende öyle düşünmeye çalışıyorum ama içim rahat değil işte." Dedim. Derin bir nefes alıp kafamı koltuğun sırt kısmına yasladım. Pervin elini omzuma koydu. "Takma." Dedi sondaki 'a' yı uzatarak. "Hem sen benim sana geçen gün attığım şeylerin fotokopisini aldın mı?!" Dedi yalancı bir sinirle. Güldüm. "Mutfakta masanın üstünde." Dedim.

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin