Gizli Grup

407 40 2
                                    

Babamı yatırdığımız yatağın yanındaki sandalyeye oturmuştum. Gergindim. Çünkü babamın beni hatırlamama gibi bir ihtimalide vardı. Atlas'ın anne babası Tuğkan'a verdikleri gücü geri almışlardı ama her şey için geç olabilirdi. Pervin'in Batı'yı evine götürdüğünü biliyordum ama oraya gitmeye vaktim olmamıştı.

Yanıma bir sandalye çekildiğini duyduğumda gözlerim yanıma baktı. Atlas görüş açıma girdiğinde gergince nefesimi bıraktım. "Ne istiyor? Amacı ne? Neden bu kadar düşman?" Diye sordum. Sorularım cevapsız kalmıştı. İçimde babamıda kaybettiğime dair bir bulut olsada o bulutu kovmaya çalışıyordum. Babamıda kaybetmeyecektim. İzin veremezdim. Batı'ya hiçbir açıklama yapamazdım. Çünkü bu işe girişen bendim ve babam ben bu işe girdiğim için bu haldeydi.

Girdiğim yerden çıkmam sadece babama bağlıydı. Uyandığında her şeyi hatırlarsa hiçbir sorun olmazdı ama hafıza kaybı yaşar ve her şeyi unutursa en başta kendimi affedemezdim.

Babamın gözlerinin hareketlendiğini görünce ayağa kalktım ve umutla bakmaya başladım. İçim buruktu. Endişeliydim, gergindim, üzgündüm ama her şeyi bastıran, adını koyamadığım bir duyguyu daha hissediyordum.

Babam gözlerini açtığında ilk başta gözlerini yavaşça kırpıp neler olduğunu anlayama çalıştı. Sonra gözleri ruhsuz ve tepkisiz bir biçimde bana döndü. Benden Atlas'a geçti. Atlas'tan tekrar bana döndüğünde gözlerim sulanmıştı. Yutkundum. Dudaklarımı konuşmak için araladım ama kelimeler ağzımdan çıkmadı. Alt dudağımı ısırdım ve babamın gözlerine bakmaya devam ettim.

Bakışarak konuşuyorduk ama ne konuştuğumuzu bilmiyordum. Babamın yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. "Teşekkür ederim Doğu." Dedi babam fısıldayarak. Gözlerimdeki yaşları geri göndermek adına tavana baktım ve gözlerimi kırpıştırdım. Güldüm.

Mutlu olmuştum sanırım. Babam beni unutmamıştı. Hafızasını büyük ihtimalle kaybetmemişti. "Batı nerede?" Diye sordu babam yorgun bir sesle. "Pervin'le beraber." Dedi Atlas beni belimden tutarken. Belimdeki eli sanki beni tutmasa düşecekmişim gibi tutuyordu. Babam kafasını onaylar biçimde salladı ve rahatlamış biçimde gözlerini kapattı. Atlas beni yönlendirmek için hafifçe çektiğinde gözlerine baktım. "Dinlenmesi gerekiyor." Dediğinde diretmeden odadan çıktım. Burası güvenliydi. Hiçbir şey yapamazdı Tuğkan.

"Batı'nın yanına gideceğim ben." Dedim. "Tamam bebeğim. Benim Bulut'un yanına uğramam lazım." Dedi Atlas. "Tamam." Dedim ve Atlas'ın yanağına hafifçe öpüp oradan çıktım. Arabama bindiğimde içimin ne kadar rahatladığını fark ettim. Arabayı çalıştırıp uzaklaşırken babamı düşünmemeye çalıştım.

Pervin'in evine geldiğimde evin bütün perdeleri kapalıydı. İçeri birinin yaşadığına inanmak çok güçtü. Yaklaşıp kapıyı tıklattım. "Batıı!" Diye bağıran Pervin'i duyduğumda bir kaç adım geri çekildim. Kapıyı açtığı gibi saldıracaktı.

Pervin kapıyı çok az araladı. Derin bir nefes aldığını duydum. Kapıyı bir anda açıp elindeki bıçağı savurduğunda bıçak hemen önümden geçmişti. "Etkileyici." Dediğimde gözleri bana döndü. "Doğu?!" Diye bağırıp bana sıkıca sarıldığında bende sarıldım. "O kadar süre haber vermeyince bir şey oldu sandık." Dedi Pervin. Batı'yı gördüğümde gözlerim sulandı. Oda gelip hızla bana sarıldı. Ayrıldığımızda Batı gözlerime umutla bakıyordu.

"Babam iyi değil mi?" Diye sordu. Gülümsedim ve kafamı onaylar biçimde salladım. Pervin'e baktığımda kenetlenmiş biçimde arkama bakıyordu. "Ne oldu?" Diye sordum. Dudaklarının kenarları hafifçe kıvrıldı. Arkama baktığımda Bulut'u görünce gülümsedim. Yanımda durdu. "Atlas sizin yanınızda olmamı istedi." Dedi hepimize hitaben. Ama gözleri Pervin'deydi. Pervin'in gözleride Bulut'taydı.

"Biz yemek yemeğe gidiyoruz." Dedim Batı'yı kolundan tutarak. İkiside bizimle gelme girişiminde bulunmadı. Zaten onlar yalnız kalsın diye Batı'yı götürüyordum. Pervin'e göz kırpıp Batı'yla beraber arabaya doğru yürümeye başladım. "Batı." Dedim. "Efendim abi?" Dedi yanımda yürürken. "Sence ilişkileri nasıl olacak?" Diye sorduğumda ikimizde güldük.

Ben sürücü koltuğuna otururken Batı'da yanıma yerleşmişti. Son bir kez daha Pervin ve Bulut'a göz attım. Eve giriyorlardı. Bulut ne olursa olsun Pervin'i korurdu. Benim için değil, Pervin'i sevdiği için korurdu. Bu yüzden içim rahattı. "Ne yemek istersin?" Diye sordum Batı'ya. "Dondurma." Dedi Batı. "Hava soğuk. Kar yağacak yakında." Dedim. "Olsun." Dedi Batı.

Batı gözümde hala küçük bir çocuk gibiydi. Gözlerimin önünde Batı ilk doğduğunda kucağıma aldığım anlar canlanırken gülümsedim. Anneme her ne kadar kardeş istemiyorum desemde Batı doğduğunda bütün duvarlarım yıkılmıştı. Batı ile abi-kardeş gibi değil daha çok arkadaş gibiydik.

"Ananaslı pizza yiyelim." Dedi Batı bir anda. "Tamam." Dedim ve pizzacıya sürmeye başladım. "Yanına ananas suyu değil mi?" Diye sorduğumda gülümseyerek kafasını salladı. Ananas çok seviyordu.

Pizzacının önünde durdum. "Hadi in. Siparişleri ver. Bende arabayı park edip geleyim." Dedim. "Tamam." Dedi Batı ve indi. Bende pizzacının arkasındaki otoparka gittim. Arabayı park edip indim. Arabadan indiğimde siyahlara bürünmüş birini görmemle üstümden bir ürperti geçti. Tuğkan olamazdı değil mi? Yeterdi artık.

"Kardeşinin yanından ayrılma Doğu." Dedi ince bir ses. "Lyra?" Dedim isteksiz bir sesle. Bir sonraki geldiğinde kötü şeyler olacağını söylemişti. "Lyra ne olacak?" Diye sordum. "Doğu. Kardeşinin yanına git. O şu an tehlikede ve yanında olmadığın her an daha da tehlikede oluyor." Dediğinde hızla koşmaya başladım. Pizzacıya girdiğimde Batı masada oturmuş siyahlara bürünmüş bir garsona sipariş veriyordu. Hızla yanına gittim. "Abi gel. Sende ananaslı değil mi?" Diye sordu Batı. Adamın yüzüne bakmaya çalışıyordum ama şapkası kapalıydı. "Evet." Dedim sert bir sesle.

Adam kafasını sallayarak yanımızdan ayrıldı. Bu işte bir terslik vardı. O gelecek olan pizzalara güvenmiyordum. "Abi kadının gözlerini gördün mü? Çok güzeldi." Dediğinde Batı'ya baktım. "Kadın mı? Hangisi?" Diye sordum. "Gelen garson işte abi." Dedi Batı. Şokla yüzüne bakarken yutkundum. "Anlatsana biraz." Dedim. "Kahverengi saçlıydı. Kahverengi gözlüydü ama çok açık bir tondu. Sütlü kahve gibi." Dedi Batı. "Abi niye anlattırıyorsun görmedin mi?" Diye ekledi Batı. Söylemem doğru olur muydu? Yada doğruysa ne kadar doğruydu?

"Gördüm ama emin olmak istedim." Dedim. Ne yani insanlar gizli gruptaki göz rengi bile bilinmeyen gruptakileri görebiliyorlar mıydı? Yutkundum. Pizzayı yemeli miydim yememeli miydim? Batı yemeli miydi yememeli miydi? Aniden gözlerimin önüne mutfak geldi. Bu mutfak büyük ihtimalle o an yapılan pizzaların mutfağıydı. Gözlerimi kapatıp görüntüyü netleştirdim. Bir yandan Lyra'nın sesini duymaya başladım. "İçin rahat olsun diye.." diye fısıldadı.

Pizzanın tabağa konuluncaya kadar olan her şeyi izlemiştim. Sonrasındaysa görüntü gitmiş kapalı gözlerim beni karanlıkta bırakmıştı. Gözlerimi açtığımda tabaklar masamıza konuyordu. İçim bir hoş olmuştu. Lyra'nın bana yardım etmesi beni mutlu etmişti.

Batı'ya baktım. Bir dilimi çoktan eline almış ve ısırmıştı. Gülümsedim ve bende bir dilim aldım. İzlendiğimizi hissetmemle etrafa bakındım. Mutfağa giriş kapısında bekleyen siyahlıyı görmemle ciddileştim. Güldüğünü kasılıp gevşeyen omuzlarından anlamıştım. Bir anda ayağa kalktım. "Abi nereye?" Diye sordu Batı. "Burada bekle hemen geleceğim." Dedim. Gözleri endişeyle bakıyordu ama onu yanımda götüremezdim.

Bir anda oraya doğru koşmaya başladığımda adamda veya kadında -Batı'nın dediğine göre kadındı- dışarı koştu. Peşinden bende dışarı çıktığımda gördüğüm manzarayla durdum. Çok kalabalık bir grup karşımda duruyordu. En öndeki adam bir adım öne çıktı. "Tuğkan'a yaptıklarınızı ve onun size yaptıklarınızı duyduk." Diyerek söze başladı. "Ve bizce siz haklısınız." Dedi. Bir anda bütün grup selam verir gibi aynı anda başlarını eğdi. En öndeki lider dahil..

"Biz sizin kadar güçlü değiliz. Bu yüzden birinin yanında bulunmamız gerekiyor. Yok olmamak için. Diğerlerinin ne tür pislikler olduklarını tattık. Uygun görürseniz sizin grubunuzuda denemek istiyoruz."

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin