Öfke

359 31 2
                                    

Son duyulan pişmanlığın çare getirmeyeceğine inanan biriydim. Ama genelde duygusal yönüm yinede ağır basardı.

Arkamı dönüp acı içinde kıvranmaya çoktan başlamış Tuğkan'a baktım. "Hayatımı mahvettin. Annemi elimden aldın. HER ŞEYİN İÇİNE ETTİN!" Diye öfkeyle bağırdığımda yine ağaçlar yerlerinden sökülecek gibi oldu. "Ben intikamcı, kinci biri değilim Tuğkan. Ama sevdiklerine yapılanı unutmam." Dedim. "Lütfen. Anneme yardım ediyorum Doğu." Dedi Tuğkan. "Ne sorun var?" Diye sordum. "Söyleyebileceğim bir şey değil. Lütfen." Dedi Tuğkan. Gözlerine tepkisizce baktım. Hem fiziksel hemde zihinsel olarak acı çekiyordu. Birileri için endişeliydi.

Tam yanına bir adım atmıştım ki Atlas kolumu tuttu. "Yalan söylüyor." Dedi Atlas. Ona baktım. "Doğu.." Dedi Tuğkan. Atlas'a baktım. "Hem fiziksel hem zihinsel acı çekiyor." Dedim. "Yalan söylüyor. Annesi öldü onun."Diye tekrarladı Atlas. Kolumu Atlas'tan kurtarıp Tuğkan'ın yanına eğildim ve tırnaklarımı yararının üstünde gezdirdim. Ayağa kalktım. "Zehrin yayılmasını durdurdum. Ama her şey senin elinde. Eğer yaptıkların hoşuma gitmezse zehrin yayılması için elimi sallamam yeterli." Dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Atlas'ın yanında durdum ve beraber yürümeye başladık. "Teşekkür ederim." Dedi Tuğkan. Dönüp ona bakmadım.

Atlas bir kolunu omzuma attı. Aynı anda insana dönüştük. Asil'in geldiğini hissetmemle elimi kaldıracağım sırada Atlas benden önce davranıp Asil'i Tuğkan'ın yanına rüzgarla yolladı. Rüzgar onu sert biçimde ittirmemiş aksine yavaş yavaş ve sakince geriye doğru yürümeye mecbur bırakmıştı.

Eve döndüğümüzde direkt Pervin ve Batı'nın olduğu eve girmiştim. Kan kokusu burnuma dolarken kaşlarımı çattım. Kan kokusu mu? Yanlış koku alıyor olabilir miydim. Olamazdım çünkü her taraf kan içindeydi.

Ayrıca ikisinede kapının önünde durmalarını söylesemde burada değillerdi. "Pervin!.. Batı!.." diye seslendim. Ses seda yoktu. İçimden bir küfür mırıldanırken hızla evi gezdim. Her taraf kan kokuyordu. Daha fazla mı etkileniyordum? Sinirle duvara sırtımı yasladım ve yumruğumu sıkıp rastgele duvara vurdum. Duvar yamularak çatlamıştı.

Evden hızla çıkıp bizim yaşadığımız apartmana girdim. Atlas insan formunda salonda oturuyordu. Duş almıştı. "Atlas." Dedim. "Pervin ve Batı yok." Dedim olabildiğince sakin bir sesle. "En son evdeydiler." Dedi. "Kan kokuyor. Batı'nın ve Pervin'in kanı." Dedim. "Ama birinin daha kanı vardı." Dediğimde telefonumun çalmasıyla Atlas'la göz göze geldik.

Elim titrerken telefonumu çıkarıp açtım. Kimin aradığı belli değildi. "Selam Doğucuk. Bıraktığım notu gördün mü?" Diye sordu ince bir ses. Kadın olduğu her halinden belliydi ve bu tanıdık bir sesti. "Kimsin lan sen?!" Diye bağırdım. "Kükreme küçük aslan.." derken sözünü kestim. "Lan sikerim seni kimsin sen?!" Diye bağırdım. "Bilmem kimim acaba?" Dedi. "Mesajıma bak küçük aslancık." Dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Hızla mesajlara girdim. Batı ve Pervin. Her tarafları kanlı kenara atılmış ve baygın biçimdelerdi.

Gözlerim öfkeyle açılırken Atlas ayağa kalkmış belimi sarmıştı. "Ssh.." dedi sakinleştirmeye çalışırken. Nerede olduklarını biliyordum. Atlas'ı hafifçe ittirdim ve ayrıldım. "Onu öldüreceğim." Dediğimde Atlas belimi yine sıkıca sardı. "Doğu kendinde değilsin." Dedi Atlas. Göğsüm öfkeyle aldığım nefeslerle kalkıp iniyordu. "Kendimdeyim." Dedim. "Değilsin." Dedi Atlas. Atlas'a zarar vermek istemiyordum.

"Bırak beni." Dedim. "Kendinde olan Doğu asla onu bunu öldüreceğim demez." Dedi. "Beni değiştirdiğinden beri böylesin." Dedi Atlas. Ben onu dinlemiyordum. Aklımda sadece Pervin ve Batı'nın olduğu yer vardı.

"Bırak beni Atlas." Dedim. "Bırakamam." Dedi.  Aniden dizine tekme attığımda elleri gevşedi. Hızla ondan kurtuldum tam arkamı dönüp çıkacağım sırada Atlas gelip bileklerimi tuttu ve belime bastırırken bedenimide duvara ittirip duvarla arasına aldı. Kurtulmaya çalışırken öyle bir konuma getirmişti ki hareket edemiyordum. "Doğu! Sakin olmak zorundasın!" Dedi baskın sesiyle. "Öldürmek kolay değil sende biliyorsun. Ama bugün katliam yaptın farkında mısın?! Kendinde değilsin. Burayı korumak için bile olsa yinede sen bunu yapabilecek biri değilsin!" Diye bağırdı. "Yapamayacağın için değil. Yapmak istemeyeceğin için söylüyorum." Dedi Atlas. Kısa bir süre öyle bekledik. Azıcık bile sakinleşmemiştim.

"Doğu, bebeğim, kendine gel." Dedi Atlas kulağıma yaklaşıp kışkırtıcı bir ses tonunda konuşurken. Bir eli bileğimi bırakıp karnıma doğru kaydığında kasıldığımı hissettim. Beni kendine bastırdığında titrek bir nefes verdim. Aniden aklımda Bulut'un dedikleri bozuk bir ampul gibi yanıp sönmeye başladı.

"Nasılsa Atlas'ın oldukça iyi bir bedeni, seni korumaya yetecek kadar gücü ve yakışıklılığı var."

"Atlas.." dedim kısık çıkan sesimle. "Dur.." dedim. Her ne kadar istesemde ve o an Bulut kendinde olmasada etkilenmiştim. Atlas durmadı. "Neden bebeğim? Çok mu iyi geldi?" Dedi kulağıma aynı ses tonunda konuşmaya devam ederken. "İstemiyorum.." derken Atlas'ın eli aşağılara kayıyordu. "Emin misin? Hiçte istemiyor gibi değilsin." Dediğinde titrek bir nefes aldım. "Atlas. Yapma.." Dedim isteksizce. Bana anlamaz gözlerle baktığını biliyordum. Elini tekrar bileğime koyduğunda gözlerimin dolmasını zorlukla bastırdım. Bir anda beni kendine döndürdü. Ellerim altta duvara yaslanırken göz gözeydik.

"Ne oldu?" Diye sordu. Bir şeyler sezmişti. Yutkundum. O kadar gerilmiştim ki Atlas'ın gözlerinden gözlerimi çekemiyordum. Normalde ikimizde onun dokunuşlarından kaçmayacağımı biliyorduk. O yüzden sezmişti zaten. "Pervin ve Batı'nın yanına gitmeliyim.." dedim. İşin aslının bu olmadığını biliyordu. "Nerede olduklarını bilmiyorsun." Dedi. "Biliyorum." Dedim hissediyordum. "Neredeler?" Diye sordu. "Bilmiyorum. Sadece hissediyorum. Hislerime bırakacağım." Dedim. 

Ellerimi çekmeye çalıştım ama Atlas bileklerimi daha sert bastırdı. Yutkunduğumda gözleri boynuma kaydı. Yaklaşacağı sırada ona izin vermedim. "Atlas." Dedim uyarıcı bir tonda. Kafasını kaldırıp alınlarımızı yasladı. Beni test ediyordu. Nelerden kaçtığımı test ediyordu. "Bırak beni. Aerokinezi kullanmak istemiyorum. Yada telekinezi." Dedim. "Ellerin olmadan yapabilecek kadar geliştiğine emin misin?" Diye sordu Atlas.

Bacaklarımın boşta olduğunu fark ettiğimde bir bacağımı Atlas'ın bacağının arkasından geçirerek dengesini kaybetmesine sebep oldum. Vampir formuma döndüğümde Atlas'ı düşürdüm. Atlas bana anlamaz ve şaşkın gözlerle bakıyordu. "Doğu. Lütfen sevgilim lütfen. Kal burada. Gitme." Dedi. "Pervin ve Batı'yı aldıktan sonra geleceğim." Diyerek bir anda evden çıktım. Atlas'ın peşimden geleceğini biliyordum.

Çok kısa bir süre sonra o da peşimdeydi. Bu sefer beni tutmak için değil destek olmak için geliyordu.

Zihnimin beni götürmek istediği yere götürmesine izin verdim.

...

Finale yaklaşıyoruz.. Yavaş yavaş. Adım adım :')

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin