Unutturmak

400 33 4
                                    

Telefon hala çalıyordu. Kimin aradığını bilmesemde açmak içimden gelmiyordu. Derin bir nefes aldım ve ayağa kalktım. Gidip komodinin üstündeki telefonu elime aldım. Kimin aradığı belli değildi. Herhangi bir şey yazmıyordu. Telefonu Atlas'a çevirip ekranı görmesini sağladım. Oda anlayamamıştı. Telefonu açtım.

Sessizlik oluştu. Ne ben konuşuyordum nede karşımdaki kişi. Atlas elini bana uzatıp telefonu vermem için işaret yaptı. Telefonumu ona verdim. "Kimsiniz?" Diye sordu. Cevap gelmemiş olacakki Atlas telefonu kapattı. "Şaka yapıyorlar herhalde." Dedi Atlas. Tam telefonu geri verecekken tekrar çalınca Atlas'la göz göze geldik. Geri vermeden tekrar açtı. "Ne var? Konuşsana." Dedi. Telefonu hoparlöre aldı. "Doğu." Dedi biri. Sesi çok boğuktu.

"Annen ölmedi."

Kelimeler boğazıma takılırken Atlas'a baktım. Daha fazla konuşamazdım. Konuşursam ağlardım ve o ağlamayı durduramazdım. Ne demek annem ölmemişti? Ben onun cansız bedenini gözlerimle görmüş, dokunmuştum. Benimkinden bile soğuk tenine dokunmuştum.

"Nereden biliyorsun?" Diye sordu Atlas. "Hepsi Tuğkan'ın oyunları bunlar." Dedi aynı boğuk ses. "Doğu. Tuğkan anneni kendi mekanında odasındaki gizli bir bölmede saklıyor. Her gün yemek ve su veriyor ama annen yaralı. Yaralarına bakmıyor. Ama sürekli yeni yaralar açıyor." Dedi boğuk ses ve telefon yüzümüze kapandı.

Gözlerimin sulandığını hissederken boğazıma bir yumru oturmuştu. Boş boş duvara bakıyordum. Sanki ihtiyacım olan her şey oradaymış gibi. Atlas karşıma geçip yüzümü elleri arasına aldı. Gözlerim ona bakarken titrediğimi fark ettim. "Bebeğim?" Dedi. Oda şaşkındı ve en az benim kadar şoktaydı. Ayağa kalktım.  "NE DEMEK ÖLMEDİ LAN?! GİTTİM BEN! DOKUNDUM! GÖRDÜM! ANNEMDİ O! HAYIR İNANMIYORUM! ANNEM YAŞIYOR OLAMAZ! ORADA EVDE GÖRDÜĞÜM KADIN ANNEMDİ VE KANLAR İÇİNDE ACIYLA ÖLDÜ!" Diye bağırdım sinirle. Gözlerim yaşları tutmadan akıtıyordu. Bağırıyordum. Kabullenemiyordum. Kabullenemezdim.

Atlas bir anda ben sıkıca sardığında sesimin kesildiğini hissettim. Kafamı omzuna yasladım. Kapının yanında Bulut duruyordu. Seslerden dolayı gelmiş olmalıydı. "İyi miyiz?" Diye sordu Bulut kısık bir sesle. Atlas kafasıyla onayladı.

Yatağa oturduğumuzda Atlas beni kucağına çekmişti. Göz yaşlarım omzunu ıslatıyordu. "Sakin.." diye fısıldadı Atlas kulağıma doğru.

*

Gözlerimi araladığımda kalp atışları duyuyordum. Susamıştım. Yutkundum ve ellerimi sıkarken kafamı kaldırdım. Atlas hafif bir uykuda gibiydi. Boynunda atan damarlar gözlerimin önüne gelince gözlerimi kapatıp dişlerimi sıktım. Uyurken ona dokunmamalıydım. Kalkmaya yeltendiğimde belimi saran kollar beni geri çekti. Kafamı başka bir yöne çevirdim.

"Günaydın." Dedi Atlas. Yutkundum. "Günaydın." Diye mırıldandım. "Ne oldu bebeğim?" Diye sordu Atlas. Cevap veremedim. Gözlerimin önünde Atlas'ın boynunda atan damarları vardı ve görüntüsünü silmeye çalışıyordum.

Kendime hakim olmaya çalışarak Atlas'a döndüm. Beni görünce sorunun ne olduğunu hemen anlamıştı. Yüzüne bir sırıtma otururken kafasını sağa doğru yatırdı. Boynu açığa çıkarken bende sırıttım. Boynuna atılıp dişlerimi geçirdiğimde Atlas kafasını geriye yaslayarak nefes vermişti. 

Susuzluğumu giderince geri çekildim. Bir anda aklıma bir şey geldi. Dün gece ben önemli bir şey öğrenmiştim ama ne olduğunu hatırlayamıyordum. "Bebeğim?" Dedim Atlas'ın gözlerine bakarak. O da bana bakıyordu. "Dün ne oldu?" Diye sordum. "Ben gece biraz geç geldim. Sen uyanıktın. Sonra beraber yatağa gelip uyuduk." Dedi Atlas. Bende hatırlıyordum ama eksik bir şey vardı. Atlas'ın cevabı beni tatmin etmemişti.

"Dün Bulut geldi mi?" Diye sordum. "Hayır." Dedi Atlas. Neden gelmiş gibi hissediyordum. Sanki kapının yanında saniyelik görmüş gibiydim. Hatta emindim. Kapı çaldı. Atlas'a baktım.

Kapıdaki kişiyi bekletmemek adına hızla kapıya yürüdükten sonra kapıyı açtım. Gözlerim şokla açılırken bir adım geriledim. Gözlerimin sulandığını hissederken Atlas'ı arkamda hissettim. "Hoşgeldiniz." Dedi Atlas.

"Bulut şaka mı yapıyorsunuz..?" Diye sordum. Aniden dün hatırlamadığım şeyi hatırladım. Atlas'a döndüm. "Bana yalan söyledin.." dedim. "Mh?" Diye sorar bir mırıltı çıkardı Atlas. "Dün sen geldikten sonra biri bizi arayıp annemin yerini söyledi." Dediğimde Bulut ve Atlas birbirine baktı. "Onu buraya getirmemeliydiniz. O benim annem olamaz. Ya o da ajan çıkarsa..?" Dediğimde gözlerimin sulanmasının gittiğini fark ettim. Atlas'ın gözleri ben ve Bulut arasında gidip geliyordu.

"Doğu.. Neler söylüyorsun sen annem..?" Dedi annem olduğunu iddia eden kadın. Annemin öldüğünü görmesem onun annem olduğuna inanırdım. "Yanlış yapıyorsunuz Atlas. Sizin başınıza bela açacak." Dedim. Sessizlik oluşmuştu. Atlas Bulut'a gözleriyle kapıyı işaret ettiğinde Bulut kadının kolunu hafifçe tutarak dışarı yönlendirdi. Kapı arkalarından kapanırken Atlas beni tutup kendine çekti. "Üzgünüm." Dediğinde ellerimi omuzlarına çıkardım. "Onu şimdilik salmayacağız." Dedi Atlas. "Sen bilirsin." Dedim sakin bir sesle.

"O benim annem olamaz. Çünkü benim annem duygusaldı. Beni gördüğünde muhtemelen bana sıkıca sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlardı." Dedim.  "O kadın gibi olduğu yerde durmazdı." Diye ekledim. "Asıl konuya gelelim." Dediğimde Atlas anlamaz gözlerle baktı. "Ne asıl konusu?" Diye sordu. "Bana gece olanları nasıl unutturdunuz?" Diye sordum.

Konuşmadan birbirimize bakıyorduk. "Bana da öğret." Dediğimde gülümsedi. Tepkimden korkmuştu ama benim amacım onu öğrenmekti. Daha fazla üzülmeyeyim diye unutturduğu zaten belliydi.

...

__________________

Selaam hoşuma giden ve Atlas-Doğu vibe aldığım bir fotoğraf koyacağım

Kitabın başında söyledim mi hatırlamıyorum ama söylemediysem söylemiş olayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kitabın başında söyledim mi hatırlamıyorum ama söylemediysem söylemiş olayım. (Zaten belli ama olsun.) Kullandığım bütün fotoğrafları pinterestten alıyorum.

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin