Silah

410 36 0
                                    

Silah defalarca ateşlenmişti. Pervin ve Batı'yı korumayı başarmıştım.. En azından silahtan.

Kendimi sandalyeye bırakmamla vampire dönüşmem bir oldu. Kendi kanımın kokusu başımı döndürürken delik deşik olmuş üstüme baktım. Canım canıyordu ama bir o kadarda yanmıyordu. Yaralar iyileşecekti. Başımı sandalyeye yasladım. "Doğu!" "Abi! Uyuma!" Diye bağıran Pervin ve Batı'ya karşı gözlerimi açtım. "Sakin olun yaralar iyileşiyor." Dedim. "Bir kaç dakika verin bana."

Sessizlik oluştu. Parmağımla çekmeceyi gösterdim. "İçindeki kutuyu verir misiniz?" Diye sorduğumda Batı hızla çekmeceyi açıp kutuyu bana verdi. Elinden aldım ve kapağını açıp içinden bir ünite kan aldım. Kapağı geri kapattıktan sonra Batı'ya tekrar uzattım.

Kanın üstünü yırtıp hızla içtikten sonra tekrar gözlerimi kapattım. Mermilerin bedenimden çıktığını hissediyordum. Aniden odanın kapısı açılınca hızla gözlerimi açtım. Tuğkan ve Asya ile göz göze geldim. İçeri girip kapıyı arkalarından kapattılar.

Ayağa kalktım. Ellerimi destek almak için masaya bastırdım. "Yetmedi mi?" Diye sordum bıkkın bir biçimde. "Yetmedi." Dedi Tuğkan. "Babam nerede Tuğkan?" Diye sorduğumda gözlerim Batı'ya kaydı. Son cümlemle babamı esir alanın karşısında olduğunu anlamıştı. Bir adım attığı anda kolundan tutup geri çektim. Gözlerine baktıktan sonra Tuğkan'a geri döndüm. "Bulsan ne yapacaksın? Öğrensen ne olacak? Bilmiyorsun galiba, silah yaraları anında iyileşmez." Dediğinde güldüm. "İkimiz eşit değiliz Tuğkan." Dediğimde sırıttı.

"Nerede kurtarıcın? Her zaman yanında biterdi oysaki." Dedi dalga geçer bir biçimde. "Onu tanımıyorsun Doğu. Söylesene ailesiyle ilgili ne biliyorsun?" Diye sorduğunda kaşlarımı çattım. Konuşmak için dudaklarımı araladım ama konuşamadım. Gerçekten, ben Atlas'ın ailesiyle ilgili hiçbir şey bilmiyordum..

"Söyleyeyim ben sana. Hiçbir şey bilmiyorsun." Dedi Tuğkan. "Ama onun ailesi sayesinde babanı ele geçirdim." Diyip yüksek sesli bir kahkaha atınca yumruklarımı sıktım. "Oğullarını aşık biçimde seviyorlarmış. Azıcık tehditimle her şeyi yaptırdım." Dedi Tuğkan.

Adımlayarak önüne geçtim. "Mermiler canını yakıyordur. Öyle değil mi?" Diye sorup parmağını bedenimde bir yere bastırdığında acıyla inledim. Aslında acımıyordu. Yaralar iyileşmişti ama Tuğkan'ın bunu bilmesine gerek yoktu. Elini çektiğinde sinirle yüzüne baktım.

Aniden bana sert bir yumruk attığında geriye doğru eğilerek darbesinden kaçtım. Bu hareketim onu şaşırtmıştı. Dizine vurduğumda sendeledi. Bir anda kollarıma sarılan ellerle irkildim. Arkamda Asya'yı görmemle debelenmeyi kestim. "Abi!" Diye bağırdı Batı. Göz ucuyla ona baktığımda Pervin'in Batı'yı tuttuğunu gördüm.

Tuğkan kendine gelip hemen karşımda durdu. "Şimdiki hamlen ne?" Diye sordu. Ciddi bir soruydu bu. "Asıl benim sormam gerek. Babamdan sonraki hamlen ne?!" Diye bağırdım ve rüzgarla Asya'yı geriye ittirdim. Asya kafasını duvara çarpıp yere düşmüştü. "Şerefsiz!" Diye bağırdı Tuğkan ve çok sert olduğunu düşündüğüm bir yumruğu bana doğru attı. Yumruğunu yakaladım.

Diğer elinin tırnaklarıyla aniden boynuma çizik attığında dizine tekrar bir tekme attım. İnleyerek bana bir yumruk daha attı. Karnıma denk gelen yumrukla kasılsamda bende hemen toparlandım. Tuğkan tuttuğum elini çekip kafama bir tekme attı. Attığı tekmeyi bloklayıp bir yumruk attım. Yakalamıştı. Beni bir anda kenara sertçe çektiğinde elimi bırakmasıyla gerileyip yere düştüm. Hızla ayağa kalktım. "Hadi kullansana kinezilerini!" Diye bağırdı Tuğkan.

Kardeşimin ve arkadaşımın yanında kullanmak demek çok aşırı dikkat gerektirirdi. Çünkü yaptığım en küçük yanlışla onlarıda etkileyebilirdim. Onların canlarını yakmak istemiyordum ve yakmayacaktım. Ne yaparsam yapayım kinezileri olabildiğince kullanmamalıydım.

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin