Saat öğlene yaklaşıyordu. Eve getirmişti annem beni. Biraz daha uyuduktan sonra uyanmıştım.
Annemlerin evindeki odamdaydım. Dolabımı açıp siyah ve dar, boğazlı kazağımı alıp üstüme giydim. Altındaki hafif bol siyah pantolonla uymuştu bence. Üstüme masamdaki parfümümden iki fıs sıktıktan sonra tamamen hazırdım.
Bileğimde çok hafif bir acı vardı. Hala bandajı açmamıştım. Saçlarımı elimle hafifçe dağıtıp odamdan çıktım. Batı ve babam evde değillerdi. Annemde benim için işe gitmemişti ama ben şirkete gidecektim.
Telefonumu elime alıp açtım. Atlas telefonumu tamamen kapatmıştı. Açıldığı anda gelen arama ve mesajlara kısa süre baktım. Asil ve Pervin'dendi. Arada bir kaç tanede Hakan'dan vardı. Zaten şirkete gideceğim için ekranı kapattım ve odamdan çıktım. Alt kata indiğimde annem mutfakta kahve koyuyordu. "Günaydın." Diyerek mutfağa girdim. "Günaydın." Dedi annemde bana dönerek. "Kahvaltıyı yapayım şirkete geçeceğim." Dedim. Annem gülümsedi ama ama pek mutlu olmuş gibi değildi. "Biraz daha dinlenseydin?" Dedi lensli gözlerime bakarak.
Kırmızı gözlerimi saklamam gerekiyordu ve bunun içinde Atlas'ın bana verdiği lensleri takmıştım. Annemle baş başa güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra anneme sarıldım ve yanağından hafifçe öptüm. "Bir şey olduğu an an beni ara." Dedi annem. "Yada kolyene bas. Ve sanırım onlar için oldukça önemli birisin. Çünkü normalde kimseye kolye vermezler."Dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim ve evden çıkıp arabama bindim.
Sürmeye başladıktan sonra telefonum çaldı. Asil arıyordu. "Efendim?
"Oh be sonunda! Bir şey oldu sandım."
"Bir arkadaşımda kaldımda telefonumun şarjı bitmiş. Şirkete geliyorum konuşuruz."
"Tamam."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz." Diyerek telefonu kapattık.
Şirketin önünde durup arabayı park ettim ve içeri girdim. Hakan kapıda beni bekliyordu. İçeri girdiğimde göz göze gelmiştik. Normalde gömlek giydiğim için üzerimde dar boğazlı bir kazak görmek onu şaşırtmış olmalıydı. Yani gözleri öyle söylüyordu. Ayrıca saçlarımda diğer günlere göre hafif dağınıktı. Aslında bu görünüşüm daha çok hoşuma gitmişti.
Eli hızla telefonuna gitti ve kısa bir konuşma yapıp yanıma geldi. Önümde durdu. "Hayırdır?" Dedi sorar biçimde. Anlamaz gözlerle baktım. "Noldu sana?" Dedi. "Kötü mü?" Diye sordum. "Hayır. O anlamda söylemedim." Dedi Hakan. Hissetmeye başladım. Büyük ihtimalle Asil'di. Eskisine göre kat kat iyi hissediyordum.
"Doğu!" Asil'in sesini duyduğumuzda gözlerimiz o yöne döndü. Asil üstündeki siyah gömleği ve altındaki siyah pantolonuyla hızla adımlarla bize doğru geliyordu. Oda yemi görünüşümü garipsemiş gibiydi. Hakan'a tekrar baktığımda bana başıyla selam verip yanımdan ayrıldı. Asil Hakan'ın yerine geçti. "Çatıya çıkalım." Dedi Asil. Onu kafamla onayladım. Beraber asansörle çatıya çıktık.
Sigaralarımızı yakarken bir süredir sigara içmediğim için ne kadar ihtiyaç duyduğumun farkında vardım. Uzun bir nefes çektim içime. "Gece neredeydin? Anahtar bırakmıştım ama eve girmemişsin. Seni aradım ama açmadın. Bir şey oldu sandım." Dedi Asil.
"Pervin'de kaldım. Telefonumun şarjı bitti. Onun telefonuyla benimki uyuşmadığı için şarja takamadım." Dediğimde Asil güldü. "Pervin'i aradım." Dediğinde gözlerimi ona çevirmeden yutkundum. "Pervin mi dedim? Pardon yanlış söyledim o zaman. Annemde demek istemiştim." Dedim sakin bir biçimde Asil'e dönerken. Asil bana inanmamış gibi bakarken tek kaşı havalandı. "Uyuyakalmışım." Diye ekledim. Gözlerim tekrar şehre dönerken bir sigara daha yaktım.
"Ve seçim yaptım." Dedim tekrardan Asil'e dönerken. Gözleri şaşırmışçasına baktı. "Kimi seçtin?" Diye sordu. Sigaramdan bir nefes çektim. "Seni seçiyorum."
Asil önce şaşırsada sonra sırıttı. "Beni seçeceğini düşünmemiştim." Dedi. "Bende. Üniversiteden arkadaşım olduğu için Asya'yı seçmeyi düşünüyordum." Dedim şehre bakarken. Biten sigaramı söndürdüm. "Seni bu kararından ne döndürdü?" Diye sordu. "Bilmiyorum. İçimden bir ses seni seçmem gerektiğini söyledi." Dedim.
Yutkundum. Bir şeye ihtiyaç duyuyordum. Neydi bu his?
Asil'e döndüm. "Evde simgeni ayarlarız." Dedi. Gözlerim aniden açılırken yutkundum. Ne zamandan beri Asil'in damarları bu kadar belirgindi? Dönüşmüş müydü? Hayır tırnakları uzun değildi. Gözlerimi kırpıştırdım ve bakışlarımı şehre çevirdim. Göğsüm hızla inip kalkarken gözlerimi sımsıkı kapattım. "Doğuştan vampir olmadığın için sen tam olarak simgelenmeyeceksin. Sadece bizden olduğunu göstermesi için küçük bir işaret gibi düşün." Dedi Asil. "Tamam." Dedim zorlukla.
Ellerimi yumruk yaptığımda tırnaklarımın azda olsa uzadığını fark ettim. Aniden bilinçsizce alt dudağımı en dıştan içe doğru dişimle kestim. Dudağımdan akan kan yere damlarken titreyen elimle akan kanın yere değil elime damlasını sağladım. Dilimle yutarken aniden yaranın hızla iyileşeceğini hatırlayıp kanlı elimi dudağıma bastırdım. Ve bunların hepsi saniyeler içinde olsada bana saatler gibi gelmişti.
"Doğu? İyi misin?" Dedi Asil yüzüme bakarken. "İyiyim. Dudağımı ısırdım sadece." Dedim yutkunarak. "Emin misin sadece ısırmayla bu kadar kan akmaz?" Dedi yere damlayan kanı gösterirken. "İyiyim ben. Sonra görüşürüz." Diyerek hızla çatıdan indim ve tuvalete gittim.
Hala bir şeye ihtiyaç duyuyordum ama ne olduğunu bilmiyordum.
Aynanın karşısına geçip elimi dudağımdan çektim. Bulaşan kanı baş parmağımla silince küçücük bir iz bile olmadığını gördüm. Yüzümü hızla yıkadım. Kuruladıktan sonra hızla odama girip kapıyı arkamdan kilitledim.
Elim hızla telefonuma gitti.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Seçimleri/ bxb
VampireHiçbir şeyden haberi olmayan Doğu kendini bir anda vampirler arasında seçimler yaparken bulur. ______________ Her şey kurgudur. Eşcinsel çiftlerin garip karşılanmadığı bir dünya..