Gelen seslerle gözlerimi açtığımda Atlas'ında yeni uyandığını fark ettim. "Neler oluyor?" Diye sordum. Aniden kulağıma Batı'nın sesinin ilişmesiyle yataktan hızla kalktım. "Ne oldu?" Diye sordu Atlas.
Hızla odadan çıktım. Ses mutfaktan geliyordu. İçeri girdiğimde Batı'nın eline baktığını gördüm. Bulut yanındaydı. Burnuma kanın kokusu dolmuştu. Bulut benim geldiğimi farketmiş gibi kenara çekilince gözlerim kanı görmüştü. Batı'nın parmağı kanıyordu. "Günaydın." Dedim zorlukla. "Günaydın." Dedi Batı zoraki bir gülümsemeyle. Canı yanıyordu ama ben ona odaklanamıyordum..
"Doğu! Gelsene canım." Dedi Atlas beni kolumdan çekiştirirken. Bir anda kendime geldiğimde gözlerine baktım. Beraber oradan tekrardan odaya döndük. Atlas hızla bileğine küçük bir çizik attı. Bileğini dudaklarıma yaklaştırınca direkt emmeye başladım. İştahla emdikten sonra Atlas bana sıkıca sarıldı. "Buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. En küçük şey bile tetikliyor." Diye mırıldandı Atlas. Haklıydı. Her zaman kan bulamayabilirdim.
Birbirimizden ayrıldığımızda Atlas bedenimi süzdü. Üstümüzde eşofman dışında hiçbir şey olmadığını yeni fark ediyordum. "Üstüne bir şey giy." Dediğinde güldüm. İkimizinde bedeninde izler vardı. Dolaba yaklaşıp bir tişört alıp üstüme giydikten sonra Atlas'a da bir tane verdim. Beraber balkona çıktık. Serin hava kendini hemen hissettirmişti. Önce sırtımı demirlere yasladım. Daha sonra dirseklerimide demirlere bastırıp parmak uçlarıma kalktım. Atlas'la boylarımız yakınlaşmıştı.
Atlas sigarasını çoktan yakmıştı. Paketten bende bir tane aldım. Atlas çakmağı uzatmak yerine yaklaştı ve kendi sigarasıyla benimkinide yaktı.
Sigaralarımız bittikten sonra odadan çıkıp mutfağa döndük. Batı'nın gözleri anında beni buldu. "Günaydın." Dedi tekrardan. "Günaydın." Dedim gülümserken. "Kahvaltı hazırladık." Dedi Bulut. Atlas hafifçe gülümsedi.
Beraber masaya oturduk ve kahvaltımızı etmeye başladık. "Güzelim, dün seni Hakan aradı. Şirkette işin varmış. Bugün uğra istersen." Dedi Atlas. Onu kafamla onayladım. "Abi bende geleyim mi?" Diye sordu Batı. Gülümsedim. "Gel." Dedim.
Kahvaltımız bittikten sonra Batı ve ben hazırlanmıştık. Son zamanlarda şirkete çok az uğradığımdan ve gittiğimdede şık bir takım yerine daha salaş giyindiğim için insanlar garipsiyordu. Bu sefer siyah dar bir tişörtün altına hafif bol bir kot pantolon ve üstünede içi polar ekoseli gömlek biçimli bir hırka giymiştim. Lisedeyken giyindiğim gibi giyinmiştim.
Atlas odaya girince gözlerim ona döndü. Önüme kadar geldi ve durdu. Gözleri endişeliydi. "Tuğkan veya herhangi bir düşman her an saldırabilir." Dedi. Endişesi sesinede yansımıştı. "Merak etme. Onunla Batı'nın önünde dövüşmem. Yani umarım.. Ama Batı'yı ondan korurum." Dedim. Atlas kafasını onaylar biçimde salladı. Tuğkan bize saldırsa o savaşa ilk koşacak kişi Batı'yken tabiki bende saldırırdım.
"Saldıracak. Saldırabilir değil saldıracak. Senden Batı'yı almaya çalışacak." Dedi Atlas ciddi bir sesle. Bende ciddileştim. "O zaman onu öldürürüm." Dediğimde Atlas beni belimden tutup kendine çekti. Sıkıca sarıldığında bende sarıldım. "Öldürme. Paxton adaletlidir." Dedi Atlas. "Tamam ama zarar vermede demezsin herhalde?" Dedim. "Saldırma sadece kendini koru güzelim." Dedi Atlas. Kafamı onaylar biçimde salladım.
Beraber odadan çıktık. Dışarıda buluşacaktık Batı'yla. Evdende çıktıktan sonra Bulut'la beraber bizi bekleyen Batı'yı gördüm. "Hadi gidelim." Dedim Batı'ya bakarak. Kafasıyla onay verdi. Yanımda duran Atlas'a döndüm. Parmak uçuna kalkıp yanağına hafif bir öpücük bıraktıktan sonra arabama bindim.
Batı hemen yanıma oturmuştu. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladığımda Batı'ya göz ucuyla baktım. Mutlu gibiydi. "Abi bana Pervin ablanın numarasını verir misin?" Diye sordu Batı. "Onun numarasını ne yapacaksın sen?" Diye sorup güldüm. "Bulut abi istedi.." dedi sırıtmasını gizlemeye çalışırken. "Bulut Pervin'e aşık oldu değil mi?" Diye sordum gülümserken. "Mhm." Diye onaylar mırıltılar çıkardı Batı.
Şirkete vardığımızda arabayı kapının önünde bıraktım. Korumalardan biri gelip anahtarı aldı ve arabayı otoparka götürdü. İçeri girdik. Direkt asansörle benim odama çıktık. İçeri girdiğimizde bir şeylerin ters gittiğini hissediyordum. Batı hızla gidip masamın önündeki rahat koltuklara oturdu. Bende kendi sandalyeme oturdum. "Şşt."
Gözlerim Batı'ya döndü. Ama ses o taraftan gelmemişti. "Efendim Batı?" Dedim. Batı anlamaz gözlerle bana baktı. "Noldu abi?" Diye sordu. "Bana bir şey demedin mi?" Diye sordum. Batı olumsuzca kafasını salladı. Aniden bacaklarıma dolanan ellerle küfür ederek sandalyemi geriye ittirdim. Aniden ayağa kalkarken masanın altındaki Pervin'i görmemle rahatladım. "Pervin ağzına sıçayım senin ya!" Dediğimde tekrardan sandalyeme oturdum.
"Aa Pervin abla!" Dedi Batı heyecanla. Pervin arkasını dönünce Batı'yı gördü. "Batı?" Dedi gülümserken. Hemen yanına gidip sarıldı Pervin. "Naber, nasıl gidiyor?" Diye sordu Pervin gülümsemeye devam ederken. "İyi işte. Sen nasılsın?" Diye sordu Batı. "Bende iyi. Doğu'yu korkutmaya geldim. Son zamanlarda başka işlerle meşgul, benle konuşmuyor daa.." dedi sondaki 'a'yı uzatarak. İkisi gülerken derin bir nefes aldım.
Batı, Pervin'in yaptığı göndermeyi anlamıştı. Sırıtarak bana bakıyordu. "Her zaman yapmıyoruz ki." Dedim. Pervin yavaş adımlarla yanıma geldi ve elini omzuma koydu. Bir bana bir Batı'ya baktı. "Bunlar ne zamandan kalma canım benim?" Diye sorduğunda gözlerimi masaya diktim. "Sadece sen denk geliyorsun.." dedim gözlerimi kaldırmadan. "Onu sormadım." Dedi Pervin sırıtırken.
Pervin ve Batı'yı daha az yan yana getirmeliyim. Sonra birlik olup bana sataşıyorlar.
"Biliyorum." Dedim. "Asıl sorumu cevapla." Dedi Pervin gülüşünü tutarak. Kafamı kaldırıp gözlerimi Pervin'e çevirdim. "Dün."
Pervin şaşırmamıştı ama Batı şaşırmış gibiydi. Neden şaşırdığını merak etsemde sorgulamadım. "Dün mü? Ama dün evdeydik?" Dedi Batı. Güldüm. "Siz dışarıdan eve gelince Bulut seni neden tekrar dışarı çıkardı sence?" Diye sordum gülerek. Batı olayları daha yeni anlıyormuş gibi mal mal suratıma bakıyordu. Yüz ifadesi gülmeme sebep olmuştu.
"Perviin!" Dedim 'i'yi uzatarak. Pervin bana sorar gözlerle baktı. "Bulut varya. Geçen buradaydı. Senin numaranı istemiş ya biliyor muydun?" Diye sordum. Pervin'in gözleri parlayınca Batı'ya bakıp göz kırptım. "Ama biz vermedik." Dedi Batı. "NE?!" Dedi Pervin bir anda. "Ne demek vermedik lan!?" Diye bağırdı. "Adamın sevgilisi olmadığını hatta bekar olmadığını nerden biliyorsun canım?" Diye sordum. "Evli mi?" Diye sordu Pervin hayal kırıklığına uğramış biçimde. "Evet evli." Dedi Batı.
Pervin üzgün bir biçimde bana bakıyordu. Batı'ya baktım. Aniden ikimizde kahkahalarla gülmeye başlayınca Pervin bize 'Mal mısınız?' Der gibi bakmaya başladı. Gülüşmelerimiz kesildiğinde Pervin hala bana bakıyordu. "Şaka yaptık." Dedim. Pervin derin bir nefes aldı. "Komik mi gerizekalılar?" Dediğinde hepimiz güldük.
Pervin ve Batı, yanlarında üç yaşına düştüğüm nadir kişilerdendiler. Hayatımda büyük bir önem taşımalarının dışında bende onların bana hissettirdiği üzere onların hayatında önemliydim.
Aniden Tuğkan ve Asya'yı hissetmemle kaşlarımı çattım. Korumam gereken bir değil iki kişi vardı. Pervin ve Batı'ya baktım. "Buraya gelin." Dedim son derece ciddi bir sesle. Anlamasalarda ses tonumdan dolayı yanıma geldiler. "Bir sıkıntımız var." Dedim. "Düşmanım burada ve her an saldırabi.." sözümü tamamlayamamıştım. Pervin'in ve Batı'nın çığlığı kulaklarımı doldururken elimi duvara bastırdım...
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Seçimleri/ bxb
VampireHiçbir şeyden haberi olmayan Doğu kendini bir anda vampirler arasında seçimler yaparken bulur. ______________ Her şey kurgudur. Eşcinsel çiftlerin garip karşılanmadığı bir dünya..