Acı

371 26 1
                                    

Sigaramdan son bir nefes çekip biten sigarayı kül tablasına bastırıp söndürdüm. "Bebeğim?" Dedi Atlas balkona çıkarken. Neyseki ne yaşadığımı ben anlatmadan anlayabiliyordu. Bu yüzden bana zaman tanıyordu. O da farkındaydı vampir ve insan halimin farklı iki insan olduğunun.

"Mhm?" Diye mırıldandım. Yanıma gelip bir kolunu belime sardı. Beni kendine çevirdi. "Atlas.." dedim fısıldarcasına. "Söyle güzelim." Dedi aşırı sakin bir sesle. "Neyin içindeyim ben? Gerçekten.. Anlamakta zorlanıyorum. Ben gerçek bir vampir bile değilim. Yani sizin gibi doğuştan vampir değilim ama buna rağmen senden düşük seviyede başlayıp bir anda yükseldim. Bütün ailemide bu işin içine çektim. Ailen ve arkadaşınla aranı bozdum. Yani demek istediğim bunlar olmak zorunda mıydı..?" Dediğimde Atlas afallamıştı. Son günlerde yaşadığımız her şeyi özetlemiş sayılırdım.

"Annemin mezarına hala bir kere bile gitmedim çünkü kendime yediremiyorum. Benim yüzümden oldu her şey. Tuğkan direkt üstüme oynasa, direkt bana zarar verse gerçekten bu kadar üzülmezdim. Ama o beni yakınımdan vurmayı seçti. Ama ben vuramıyorum Atlas. O bana ne yaparsa yapsın yine onu affediyorum ve başa dönüyoruz.." dedim gözlerimi kaçırarak. Atlas derin bir nefes aldı. "Duygusalsın. Bu olabilir ama emin ol bir süre sonra ona kötülük yaptığında iyi geliyor." Dedi Atlas gözlerimin en derin noktasına bakarken. Ama ben ona bakmıyordum.

"O adamın iyileşeceğini biliyorum ama yinede o kadar ileri gideceğin aklımın ucundan geçmemişti." Dedim doğruyu söyleyerek. "Konuşması için öyle yapmam gerekiyordu ve yaptım. Eğer sen orada olsaydın senin için o kadar ileri gitmezdim." Dedi Atlas. "Ama sonucu düşün güzelim sonucu. Her şeyi döküldü." Dedi Atlas. "Annemin işin ucunda olmasıda canımı çok yakıyor. Neden bana saldırıyor anlamış değilim." Diye devam etti Atlas.

Kısa bir süre sessizlik oldu. Gözlerim Atlas'ın gözlerine döndüğünde o hala bana bakıyordu. "Bugün aklımda annemin yanına gitmek vardı aslında ama sensiz gitmek istemiyorum." Dedi niyetini belli ederken. Kafamı onaylar biçimde salladım. Beraber sanki konuşmuş gibi odamıza gittik. Atlas kısa bir duş aldı. Giyindikten sonra arabaya bindik ve anne babasının evine yola koyulduk. Atlas'ın öfkesini gözlerinden ve bedeninden anlıyordum. Gözleri kitlenmişçesine yoldan ayrılmıyordu.

O siyah köşkün önünde durup arabadan indik. Buraya gelmeyi her ne kadar istemesemde Atlas için gelmiştim. Anne babasıda olsa onlara  güvenmiyordum. Atlas bile güvenmiyordu.

Kapıyı çaldığımızda çok beklemeden açıldı. "Hoşgeldiniz." Dedi kadın gülümserken. Gözleri Atlas'la kısa süre birleştiğinde korkmuştu. İçeri girdik. "Annem nerede?" Diye sordu Atlas kadının yüzüne bile bakmadan. "Odasında efendim.." dedi kadın. Atlas elini belime attı ve beraber üst kata çıktık. "Atlas." Dedim. "Evet bebeğim." Dedi Atlas yürümeye devam ederken. "Annen odasında falan değil." Dediğimde durduk. "Annenin yanında başka bir vampir var." Dediğimde Atlas koşar adımlarla bir odanın önüne getirdi. "İçerideki bir erkek mi kadın mı?" Diye sordu Atlas. "Erkek." Dedim tereddütsüzce.

Atlas bir anda kapıyı açıp içeri daldığında peşinden girdim. Annesinin küçük çığlığıyla yanındaki adam irkilmişti. Adamın üstünde altındaki eşofman dışında hiçbir şey yoktu. Annesinin üzerindeyse siyah gecelik tarzı bir şey vardı. "Atlas kapıyı çalman gerekirdi." Dedi annesi rahat görünmeye çalışarak.

Atlas'ın bir küfür mırıldandığını duydum. Annesi Atlas'a yaklaştı. "Babana bahsetme.." dedi tedirgince. Atlas annesini kendisinden uzaklaştırdı. "Babamı aldatman gram umurumda değil. Ben hesap sormaya geldim anne." Dedi Atlas. 'Anne' kelimesini zorlukla söylemiş gibiydi. "Ne hesabı?" Diye sordu Alara Hanım. Atlas sinirle güldü. "Reha, turuncu göz.. Tanıdık geldi mi?" Diye sordu Atlas. Annesinin bakışları ağırlaşırken yutkundu. "Aşağıda bekler misiniz?" Diye sorduğunda odadan çıktık.

Salona gidip koltuğa oturduk. Atlas güldü. "Beni salak sanmasıda ayrı komik." Dediğinde tepki vermedim. Kısa süre sonra annesi üstünde gösterişli bir elbiseyle karşımıza oturmuştu. "Evet dinliyorum." Dedi. "Turuncu gözlü vampir, Reha." Dedi Atlas. "Onun sana zarar vermemesi için çok uğraşmıştım. Verdi mi?" Diye sordu annesi endişeli bir yüz ifadesi takınırken. "Kendi yarattığınız şeyi durduramayacak kadar geride mi kaldınız?" Dediğimde ikimizinde öfkeyle bakan gözleri kesişti.

"Ne demek istiyorsun?" Diye sordu Alara Hanım. "Anne. O her şeyi anlattı." Dedi Atlas. "Neden bizi öldürmesi için onu yolladın. Zamanında Bulut'a da saldırmıştı." Dedi Atlas. "Günden güne zekileşiyorsun." Dedi Alara Hanım parlayan gözlerle. "Konuyu dağıtma." Dedi Atlas sert bir sesle.

Cebimdeki telefon titreyince elime aldım. Mesaj gelmişti. Aniden Asil ve Tuğkan'ı hissetmeye başladım.

"Selam ben Lara. Asil'in kardeşi. Hemen oradan çıkmanız gerekiyor. Abim ve Tuğkan orayı yakacaklar."

Mesajı okuduğum an Atlas ve Alara Hanım'a baktım. Alara hanım camdan dışarı bakıyordu. Telefonumu Atlas'a gösterdim. "Tuğkan ve Asil'i hissediyorum." Diye fısıldadım. Atlas ayağa kalktığında peşinden kalktım. "Evine saldırı olacak." Dedi Atlas. "Ne?!" Dedi annesi ayağa kalkarken. "Tuğkan ve Asil başlığı altında." Diye devam etti Atlas. "Tuğkan'ı durdururum. Ama Asil ne yapar bilmiyorum." Dedim. "Nasıl durduracaksın?" Dedi annesi alayla. "Evrim geçirdiğimi unutuyorsunuz Alara hanım." Dedim ve iki elimi birbirine çarptım. Çok kısa bir süre çok büyük bir çığlık duyduk. Yavaş adımlarla dışarı çıktım. Az ileridelerdi. Yanlarına yürüdüm. Vampir formuma geçmiştim.

"Ne dedim sana ben?" Diye sordum Tuğkan'a. "Burayı ateşe vereceğinizi bilmiyorum sandınız değil mi?" Dedim ve güldüm. "Sakın bana bir daha yalvarma Tuğkan. Buna sen karar verdin." Dedim. "Dur.." dedi Tuğkan fısıldar biçimde. Nefesi kesiliyordu. Atlas yanıma gelip kolunu belime doladı. "Bebeğim, pişman olacaksın dur." Diye kulağıma fısıldadı. Tepki vermedim. Tuğkan'ın ölüşünü izleyecektin.

Asil'in aniden yüzüme attığı tekmeyi tek elimle yakaladım. Ayağını bırakmadan karnına attığım tekmeyle sarsıldı.

Atlas'ın belimdeki elinden kurtulduğumda Asil'le dövüşmeye başlamıştık. Yüzüme yemek üzere olduğum yumruktan kaçarak bacağına sert bir tekme attım. Sendeledi ama düşmedi. Karnıma attığı ikinci bir yumruk yine canımı çok yakmıştı. Elinde sıcak bir şey olma ihtimali çok yüksekti.

Kısa süre sonra ikimizde birbirimizi oldukça hırpalamıştık. Aniden bir silah bir kaç defa ateşlendi. Acıyla bağırdım. Yere düşerken rüzgarımla Asil'i oldukça uzak bir noktaya ittirdim. "Doğu!" Diye bağırıp bana doğru koştu Atlas. Gözlerim Alara hanımla kesişti. Elindeki silah hala beni gösteriyordu. "Neden?" Diye fısıldadım. Atlas annesine baktı. "NASIL YAPARSIN BUNU?!" Diye bağırdı Atlas. Öfkesi endişesinin üstüne çıkmıştı.

"Yanlış sulardasın Atlas." Dedi annesi. "LAN SİKERİM YANLIŞ SUYU! NE YAPTIĞININ FARKINDA MISIN SEN?!" Diye bağırdı. "Saygılı ol." Dedi annesi. "Eğer ben sana saygılıysam sende bana karşı olacaksın. Bundan sonra benden hiçbir şey bekleme. Lehine hiçbir şey yapmayacağım. Hatta mümkünse aleyhine oynayacağım." Dedi Atlas ve beni kucağına alıp arabaya koştu. "Yanıldığını anlayacaksın." Dedi annesi. "Siktir git." Diye bağırdı Atlas. Arabaya binip hızla uzaklaştık.

"Sakin ol. İyiyim ben." Dedim. "Annemin silah kullandığından istisnasız sıktığı ve asla kaçırmadığı dört yer var. Kalbinin etrafına bir üçgen çizer ve son mermiyi o üçgenin içine atar." Dedi Atlas. "Kalbime gelen mermi yok." Dedim. "Iskalamış olamaz." Dedi. "Etrafında var ama ortasında yani kalbimin üstünde yok." Dedim. Atlas arabayı durdurdu. Ellini kalbimin üstüne koydu.

"Anne cidden delirmişsin..Son mermiyi atacağı zamanda gelecek."

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin