İlk Dövüş

776 67 4
                                    

Atlas'ta bende neyimiz varsa bize saldıranlara karşılık veriyorduk. Bulut yola çıkmış olmalıydı ama oraya çok yakın değildik.

Dövüşümüz aniden duruldu. Herkes tetikteydi. Adamlar tekrar Atlas'ın üstüne atlarken burnuma dolan kan kokusuyla yutkundum. Koku o kadar yakındı ki hızla başımı döndürmeye başlamıştı. Aniden karnıma yediğim sert bir tekmeyle acıyla inlerken yere düştüm ve yuvarlandım. Kan kokusu kendimden geçmemi sağlıyordu ama ben buna direnmeye çalışıyordum.

Ellerimi yere bastırarak kalkmaya çalıştım. Beni düşüren adam bana bakıp gülüyordu. "İyi dayandın çaylak. Kan kokusundan bu kadar etkilendiğini bilseydim daha erken koklatırdım. Baksana bütün adamlarımın ağzına sıçtın." Dedi eliyle arkasını gösterirken.

Zorlukla ayağa kalktığımda adama saldırmamak için çok zor duruyordum. Kana ulaşmak istiyordum ama yapamazdım. Göğsüm hızla inip kalkarken yumruklarımı ve dişlerimi sıktım. Adam aniden bana saldırdığında karşılık vermeye çalıştım. Yumruk ve tekmelerine karşı blok alsamda karşı atak yapamıyordum. Koku başımı döndürdüğü gibi kafamıda bulandırıyordu. Atlas'a baktığımda neredeyse herkesi devirmişti. Göz ucuyla arada bir beni kontrol ettiğini biliyordum.

Bulut'u hissetmeye başlayınca derin bir nefes aldım. Gücümün tamamını kullanarak karşımdaki adama sert bir yumruk geçirdim. Attığım tekmeyle yere düşerken acıyla inledi. Onu bayıltana kadar yumruklarken omzuma dokunan elle elimi çektim. Güçsüzce yere oturduğumda arkamdaki kişinin Atlas olduğunu biliyordum. "Kana farklı tepki verdim. Normalde enerji patlaması yaşardım ama şimdi enerjim çekildi." Dedim nefes nefese. Atlas kalkmama yardımcı oldu ama benim ayakta duracak halim yoktu.

"Başım dönüyor ve bulanık." Dedim. "Bulut!" Diye seslendi Atlas. Bulut hızla yanımızda belirdi. "Yanında kan var mı?" Diye sordu. Bulut kafasıyla onaylayıp cebindeki üniteyi Atlas'a uzattı.

Ben kendim ayakta durmuyordum. Atlas beni tutuyordu. Beni tutmasa direkt yere düşecek bir şekildeydim. Aniden dudağımı kanattım. "Yine dudağımı yardım." Dediğimde Atlas'ın gözleri dudaklarımı buldu. Birazda olsa kendime gelmiş gibiydim. "Dur. Dudağını kanatmamak için çabaladın mı?" Diye sordu Atlas. Kafamı hafifçe olumlu biçimde salladım.

"Kendini tutma bundan sonra. Anlaşılan o ki sen dudağını kanattığın zaman enerjin artıyor." Dedi Atlas. "Yada tut ama etrafında bizden biri varsa yada güvenli bir yerdeysen." Dedi Atlas. "Tamam." Dedim dudaklarımı oynatarak. Atlas elindeki ünitenin üstünü Bulut'un yardımıyla açtı ve ağzıma yaklaştırdı. Bana yavaşça içirmeye başladı. Anında  kendime gelmeye başladım. Bütün hepsini içirdikten sonra gözlerime baktı.

Karanlıkta olsa kırmızı gözlerini görüyordum. İçinde bir çok duyguyu barındıran gözlerini gözlerimden ayırmadı. Kan kokusu rüzgarla kaybolduğunda Atlas'ın kokusunu solumaya başladım. Normalde olsa geri çekilirdim ama kokusu beni kendine çekiyordu ve uzaklaşma isteğimi uyutup daha da yakınlaşma isteğimi uyandırıyordu. Ama yapmadım. Olduğum yerde durmaya devam ettim.

Ona ne kadar yakın durduğumu yeni fark ediyordum. Atlas'ın gözlerinde bir çok duygu olmasına rağmen ismini getiremediğim bir duygu daha baskındı. "Atlas. Dönmemiz gerekiyor." Dedi Bulut varlığını hatırlatarak. İkimizde ona dönerken Atlas ayakta durabildiğimden emin olup kollarını çekti.

Gözlerim dövdüğüm adamlara gidince şaşırdım. "Bu kadar adamı ben mi dövdüm? İmkan yok." Dediğimde Atlas güldü. "Vampirsen güçlenirsin. Hiçbir şey bilmesen bile bazı şeyleri günlük hayatındada yapıyormuş gibi gelir." Dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim ve yürümeye başladık. "Arabamla gidebiliriz." Dediğimde Bulut'ta Atlas'ta bana baktı. "Olur." Dedi Atlas.

*

Geçen sefer geldiğimiz yere gelmiştik. Atlas'ın evi büyük ihtimalle ortadaki binaydı. Biz en üst kattaydık ve Bulut'ta ikinci kattaydı.

Zaten tanıdığım odaya göz attım. Bir oda daha vardı. Geçen sefer beni oradaki yatağa yatırmıştı. Atlas balkona çıktığında bende peşinden çıktım. Sigarasını yaktıktan sonra ben kendi paketimi çıkaramadan kendi paketini bana uzattı. "Teşekkürler." Dedim ve paketten bir dal aldım.

"Asil nasıl farketmedi?" Diye sordu Atlas düşünür biçimde uzaklara bakarken. "Bilmiyorum. Herhalde simgelenirken acıdığını düşündüğü içindir.." dedim ve sigaramdan bir nefes çektim.  "O adamlar hangi gruptandı?" Diye sordum. "Büyük ihtimal Tuğkan'ın grubundan ama gizli düşman gruplardanda olabilir." Dedi Atlas

"Her zaman bu şekilde susayacak mıyım?" Diye sordum. Ama sorum sadece sessizlik getirmişti. Atlas'ta bu sorunun cevabını bilmiyor olmalıydı. "Daha ilk günden üç kere." Dedim kendi kendime konuşur gibi.

"Asil geliyor." Dedim aniden. Parmaklarım arasındaki bitmiş sigarayı küllüğe bastırıp söndürürken ayağa kalktım. "Hissediyorum çok yakında." Dedim. "Tamam. Büyük ihtimalle benimle konuşmaya geliyor. Sen burada dur. İçeri gelme." Dedi Atlas bana bakarak. Onu kafamla onayladım ve tekrar oturdum.

Atlas içeri girip perdeyi kapattı. Bir kaç dakikanın ardından Asil gelmişti. Kısa bir selamlaşmadan sonra Asil direkt olarak ciddileşmişti. "Doğu." Dedi Asil. "Ailesinin yanına gideceğini söyledi ama orada değil." Dediğinde görmesemde gözlerimi o yöne çevirdim. "Yani?" Dedi Atlas anlamaz bir ifadeyle. "Yanisi, onu yanına aldın değil mi?" Diye sordu Asil.

"Hayır." Dedi Atlas. Sesindeki soğukluk ve ciddiyet hissedilir biçimdeydi. Asil'le düşman değillerdi ama dostta değillerdi.

"Nereden bulacağız onu?" Diye sordu Asil. "Neden arıyorsun ki? Bırak takılsın kendi halinde." Dedi Atlas. "Anlamıyorsun. Benim simgem ondayken o vampir olmaz. Sende biliyorsun. O simge sadece benim grubumda olduğunu belli etmek için var. Onda vampir güçleri yokken diğerleriyle dövüşemez. Hatta şu an kaçırılmış bile olabilir." Dedi Asil endişeli bir ses tonunda.

"Tuğkan onu kaçırırsa bırakmaz." Dedi Asil. "Emin ol güvendedir kasma bu kadar." Dedi Atlas güven verir bir ses tonuyla. "Ona hiçbir şey olmaması gerekiyor." Dedi Asil. "Onu sadece çıkarların için yanında istiyorsun." Dedi Atlas. "Hayır. Ama ben dışında herkes öyle istiyor." Dedi Asil. Atlas histerik bir şekilde güldü. "Sen öyle san.." diye mırıldandı ama Asil onu duymamıştı. Ben duymuştum.

"Duyamadım?" Dedi Asil. "Dedim ki o zaman neden yanında istiyorsun?" Diye sordu Atlas. Sesinde nedense bir acı oluşmuştu. Asil bu soruya cevap vermedi. "Onu görürsen bana haber ver." Dedi ve odadan çıktı. Atlas bir kaç dakika sonra yanıma geldi. Ben uzaklara o bana bakıyordu. "Neden sona doğru acıklandın?" Diye sordum. Atlas cevap vermemeyi seçip oda benim gibi uzaklara bakmaya başladı.

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin