"Efendim?"
"Atlas bir şeyler oluyor!"
"Sakin ol ne oluyor?"
"Bir şeye ihtiyaç duyuyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. Az önce dudağımı yardım ama kendi isteğimle yapmadım. Neler oluyor?!"
Karşı taraftan hafif bir gülme sesi geldi.
"Susamışsın sen. İlk kez susadığın için bedenin ne yapamayacağını bilememiş ve kendi kanının yeterli olacağını düşünüp kendine zarar vermiş. Merak etme bir daha olmaz. İlk olduğu için böyle oldu."
"Tamam ne yapmam gerekiyor?!"
"Sabah masanın çekmesine bir kutu bıraktım. İçindekileri kullanabilirsin."
Elimle hızla masamın çekmecesini açtım ve içindeki kutuyu gördüm. Alıp masaya koydum.
"Sakın hepsini bir anda içme. Bir tanesini sadece."
Kutunun kapağını açtığımda içindeki kan ünitelerini görmemle gözlerim açıldı. Bir tanesini hızla elime aldım ve uzayan tırnağımla üstünü kestim. Ağzıma dökerek büyük yudumlarla içmeye başladım. Sanki senelerdir buna ihtiyaç duyuyormuş gibiydim.
"Yavaş iç boğulacaksın." Dedi Atlas gülerek. Bir tanesini bitirdiğimde dudağımın kenarından akanı baş parmağımla silip yaladım. Atlas'ın dediğini yapıp kutunun kapağını kapattım ve yerine koydum.
"Teşekkür ederim." Dedim kendi kendime gülümseyerek. "Teşekküre gerek yok. Yine bir şey olduğunda ara. Ve bugün çıkışta buraya gelirsen iyi olur." Dedi. "Tamam gelirim." Dedim. "Görüşürüz." Dediğinde bende aynı şekilde cevap verip kapattım.
Kapı tıklatıldı ve açılmaya çalışıldı. Ama kilitli olduğu için açılamadı. Atlas gelmişti. Hissedebiliyordum.
Islak mendil kutusundan bir tane alıp ağzımı tekrar sildim. Parmağımla alamadığımı bununla almıştım. Çöpe attıktan sonra kalkıp kapının kilidini döndürdüm.
Kapıyı açtığımda gözlerinde güneş gözlüğü olan biri vardı. İçeri girmesi için kenara çekildim. Daha az önce konuşmamıza rağmen saniyeler içinde karşımda belirmesi ağzımı açık bırakıyordu.
O içeri girdikten sonra kapıyı kapattım. Odanın ortasında duruyordu. Karşısına geçtim. Güneş gözlüğünü kafasına itti. "Seni kontrol etmeye geldim. Susuzluk normalde bu kadar erken olmazdı o yüzden." Dedi Atlas.
Elini kapıya doğru uzattı ve kilidi döndürüyormuş gibi yapınca kilit döndü. "Eğer çok gelişirsen telekinezi, biyokinezi gibi kinezi çeşitlerinide yapabilirsin. Ama bunların bazıları çok güçlü ve tehlikeli olduğundan öğrenirsen gerekmedikçe kullanma. Yada güce tamamen hakim olana kadar." Dedi Atlas. Kafamı hafifçe salladım.
Gözlerine baktım. Yakın durduğumuz için gözlerini görmek için kafamı kaldırmam gerekiyordu. Elleri kazağımın boğazına gitti. Kıvırarak boynumun açığa çıkmasını sağladı. İki parmağını boynumun üzerinde bir yere bastırdı ve içinden saymaya başladı. Bir süre sonra gözlerini açıp bana baktı. Kazağı düzeltip elinin tersini alnıma bastırdı. Kısa süre sonra çekti.
"Simgeye bakalım." Diyince bileğimi ona uzattım. Bileğimdeki bandajı yavaş hareketlerle çıkardı. Tam simgenin olması gereken yere dokunacağı sırada Asil'i hissetmeye başladım. "Asil geliyor." Dediğimde gözleri hızla beni buldu ve bandajı gelişigüzel sarıp kilidi döndürdü. "Birazdan bakacağız. Sen yerine otur." Dediğinde hızla yerime geçtim. Oda masanın diğer tarafındaki koltuklardan birine oturdu.
Kapı tıklatılarak açıldı. "Doğu.." cümlesi Atlas'ı görmesiyle yarıda kesildi. "Üzgünüm içeride olduğunuzu bilmiyordum." Dedi Asil mahçup bir şekilde Atlas'a bakarken. Gözleri bana döndü. "Seçiminle ilgili bir şeyler söylemek istemiştim ama sonra gelirim." Dedi gözleri Atlas'tayken. Gözü tutmamıştı Atlas'ı. Hatta Atlas'a daha çok düşmanca bir bakış atmıştı. "Tamam." Dediğimde odadan çıktı.
Atlas anında kilidi çevirdi. Oturduğum yerden kalkıp karşısına oturdum. Bileğimi uzattım tekrardan. Kazağı sıyırıp bandajı açtı. Simge orada değildi ama silik bir şekilde azda olsa görünüyordu. Atlas parmağıyla çizgilerin üzerinden geçti ve simge tamamen görünür hale geldi.
Yaptıklarını izlerken göz göze geldik. Kırmızı gözlerinin üstüne kahverengi bir lens takmıştı.
"Normalde vampirler şimdi olduğu gibi yakın olduklarında birbirlerini hissederler ama benim veya Bulut'un grubundaysan hissedilmezsin." Dedi Atlas fazladan bilgi vererek. "Ayrıca.. Şu an her şey normal gözüküyor ama bu erken susama sıkıntı çıkaracak gibi geliyor." Dedi düşünceli bir biçimde. "Normalde en az bir hafta sonra oluşurdu.." diye devam etti.
Elim hala onun ellerindeydi. Yüzünü ilk kez bu kadar yakından görmüyordum ama ilk kez inceleme fırsatım oluyordu. Lens olsada kırmızı gözlerini görüyordum. Bana bakmıyordu. Piercinglerinin ona ayrı bir hava kattığı aşikardı. Dağınık simsiyah saçlarının bir kısmı alnına dökülüyordu.
"Dudağını nasıl yardın?" Diye sordu Atlas. "Bilmiyorum. Çatıda Asil'le beraberdik. Bir an ona döndüğümde damarları aşırı belli oluyordu. Ama o dönüşmemişti. Gözlerimi ondan çektiğimde tırnaklarımın biraz uzadığını gördüm. Çok fazla heyecanlandığımı anımsıyorum. Sonra bir anda dişimle şuradan buraya doğru kestim. Ama bilerek yapmadım." Dedim parmağımla kestiğim yeri gösterirken.
"Bu bile normal değil. Bizler birbirimize karşı susuzluk duymayız. Birbirimizin kanını içtiğimizde zaten olay daha farklı yerlere gidiyor. İçersen olur ama sıkıntı yani biraz. Ama yinede hiçbir vampir bir başka vampire karşı susuzluk duymaz. İnsanlara veya hayvanlara duyarsın ama Asil'e duyman çok mantıksız." Dedi Atlas.
"Diğerlerinede duyuyor musun onu merak ediyorum." Dediğinde bileğimi tekrar bandajla sarmaya başlamıştı.
Bitirdiğinde bileğimi çektim. "Bir süre yanımda kalsan iyi olur." Dedi kalmamı istediğini belirterek. "Kalırım." Dedim. "Bu gece geliyorsun değil mi?" Diye sorduğunda kafamı onaylar biçimde salladım. "Tamam geldiğinde gitmezsin." Dedi Atlas. Soru sorar gibi söylemişti. "Olur." Dedim bende.
"Tuğkan buralarda. Şirketin içinde değil dışarıda." Dediğimde Atlas bir yumruğunu sıktı. "Asil'i öldürmeye gelmiştir. En azından denemeye. Doğu. Asil kendini koruyabilecek güçte ama yinede bir kavga falan olursa yanında bulun. O sinirlendiği zaman kendini kaybeder ve her yere saldırabilir. Onu tutman gerekir öyle bir zamanda." Dediğinde kafamı onaylar biçimde salladım.
"Şimdi gideceğim. Gece bekliyorum." Dedi ayağa kalkarken. "Tamam." Dedim ve bende ayağa kalktım. Beni aniden kendine çekti ve sarıldı. Ne yapacağımı bilemeden öylece kaldım. Çünkü sarılmasını beklemiyordum. Geri çekildiğimizde yüzüne baktım. "Vücut sıcaklığından emin olmak istedim." Dediğinde kafamı onaylar biçimde salladım. Odadan beraber çıktığımızda koridorun başındaki asistanla konuşan Asil'le göz göze geldim. Gözleri önce beni sonra Atlas'ı süzdü.
Atlas bana döndü. "Görüşürüz." Diyip gülümsedi. "Görüşürüz." Dedim bende ve onun gibi gülümsedim. Atlas hızlı adımlarla yanımdan ayrıldı. Derin bir nefes alarak çatıya çıktım.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Seçimleri/ bxb
VampireHiçbir şeyden haberi olmayan Doğu kendini bir anda vampirler arasında seçimler yaparken bulur. ______________ Her şey kurgudur. Eşcinsel çiftlerin garip karşılanmadığı bir dünya..