Eve girdiğimde balkondan gelen kapı sesini duydum. Odanın ortasına geldiğimde Atlas'ta karşımdaydı. Belimden tutup kendine çekti ve sıkıca sarıldı. "Evet güzellik, artık konuşma vakti." Dediğinde derin bir nefes aldım. "Yüzünü görseydim.." dediğimde Atlas'ın sırıttığını biliyordum. "Konuşana kadar böyleyiz." Dedi. "Zaten anlatmak için geldim." Dedim. "Anlatmasaydın gelmeyecek miydin?" Diye sordu Atlas. "Takıldığın yere bak.." Dediğimde Atlas güldü.
"Bulut'la alakalı bilmen gereke.." aniden kapının tekmeyle kırılmasıyla sözüm yarıda kesildi. Atlas ve ben şokla kapıya bakıyorduk. İzan Bey kapıyı kırmıştı. "Baba!? Ne yapıyorsun? Kapıyı çalabilirdin." Dedi Atlas sitem eder biçimde. Kollarını yavaşça açtığında ikimizde İzan beye bakıyorduk. O Atlas'a anlatmaya başladığımı anlamıştı. Atlas'ı es geçerek önüme yürüdü ve önümde durdu. "Hiçbir şey konuşmayacaksın." Dedi öfkeli bir ses tonunda.
"Neden? Oğlunuzun yanındaki asıl tehlikeyi bilmesi gerekmez mi?" Diye sorduğumda gözleri ateş atmaya başladı. Vampir formuna geçtiğinde sinirden istemsizce yaptığını biliyordum. "Ne olduğu önemli değil. Konuşmayacaksın ve hiçbir şey olmamış gibi yaşayacağız." Dedi İzan bey. "Peki ya anlatırsam? Hm? Yaptığınız, ayarladığınız o büyük şeyi anlatırsam ne yapabilirsiniz?" Diye sorduğumda elini kaldırdı ve yüzüme doğru pençe atarken tam tenime temas etmek üzereyken bileği havada kaldı. Atlas tutmuştu.
"Baba? Ne yapıyorsun?!" Diye bağırdı Atlas. İzan Bey Atlas'ın burada olduğunu unutmuş olmalıydı. Sırıttım. "Atlas. Bulut'un aslında yanında sadece bazı çıkarlar için olduğunu biliyor muydun?" Diye sordum. Gözleri şaşkınlıkla açılırken babasının bileğini bıraktı. "Bazen Bulut kendini kaybediyor o piç turuncu gözlü onun yerine geçiyor. İzlediğin kamera kayıtlarında bana saldıran Bulut değil turuncu gözlüydü. Bulut'ta sorun yok sandım ama o da çıkarları için yanındaymış." Dedim. Atlas babasına baktı.
"Bulut'a ne teklif ettiniz?" Diye sordu dümdüz duygusuz bir sesle. "Tek bir şey teklif etmedik." Dedi İzan Bey. "Paxton bundan hoşlanmayacak." Dedi Atlas sırıtırken. "Söylemeyeceksin?" Dedi İzan Bey. Soru sorar gibi değil emir verir gibiydi. "Bulut'a yaptığınız şey yüzünden ölüyordu." Dedi elini hafifçe kaldırıp beni gösterirken. "Atlas. Bugün şurada senden kaçmamın sebebi de Bulut'tan etkilenmemdi. Bana orada benimde çıkarlarım için yanında olduğumu söyledi." Dediğimde Atlas'ın bütün sinir şalterleri atmıştı.
Telefonunu çıkardı ve Bulut'u aradı. Telefon açıldığı anda hissetmiştim. "Hemen buraya gel." Diyip telefonu kapattı. Bir kaç saniye içerisinde Bulut açık kapıdan girdi.
"Efendi.. Aa İzan amca hoş geldin." Dedi neşeli bir sesle. Atlas Bulut'un üstüne yürüyüp yakasını yakaladı. "Ailemle anlaşma mı yaptın?" Diye sorduğunda Bulut'un gözleri İzan Beye kaydı. İzan Bey tepki vermedi. Bana öfkeyle bakmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.
Pişman değildim. Söylediğim için pişman değildim. Ama Atlas'ın arkadaşıyla ve ailesiyle olan arasını bozmuştum. Ailesiyle zaten çok yakın değildi ama Bulut'la yakınlardı. Bulut benimlede yakındı.
Atlas'ın Bulut'la olan arkadaşlığı bana küçüklüğümde ki arkadaşımı hatırlatıyordu. Beraber olmadığımız günün olmadığı, her şeyimizin aynı olduğu, asla sıkılmadan saatlerce, günlerce, haftalarca sohbet ettiğimiz arkadaşım. Açık kahve gözleri zihnimde canlandığında yutkundum. Canım acımıştı. Hala yanımda olmasını istediğim ama asla olmayacak o arkadaşımı özlüyordum ben. İnsan imkansızları isterdi. Bende istiyordum işte. Gözlerimin önünden beraber yaşadığımız her şey baştan sona geçerken sonda durdu. Diğerleri hızlandırılmıştı ama en sondaki olabildiğince yavaş gibiydi. Arkadaşımın öldüğü an yavaşlatılmıştı.
Sendeledim. Tutunacak bir yer aradım ama odanın ortasındaydım. Anılarım canımı acıtıyordu. O arkadaşım yani Sarp. Normalde aklıma geldiğinde bu kadar kötü olmazdım ama o an çok derinlerde hissetmiştim. Özlem, hüzün, acı.. Ölürken yüzüme bakıp son sözlerini söylediği günler daha dün gibi aklımdaydı. Ellerimin titrediğini fark ettim. Sadece ellerim değil bütün bedenim titriyordu. İzan Beye baktığımda alayla sırıtıyordu. Bunu bana o yapmıştı..
Gözlerimin önüne inen siyah bir perdeyle tekrar sendeledim. Gözlerimi kırpıştırıp kendime gelmeye çalıştım ama olmadı..
*
Gözlerimi açtığımda direkt olarak Atlas'ı gördüm. Yanımdaydı ve Bulut'u ensesinden tutuyordu. Bedeni gergin ve sinirliydi. "Bulut." Dedi Atlas kafasını kaldırmadan. "Efendim?" Dedi Bulut. "Beni gerçekten sevdiğini sanmıştım." Dedi Atlas. "Atlas.." dedi Bulut. "Sakın kendini savunma. Bana bunu nasıl yaparsın?" Diye sordu Atlas. İkisininde ses tonları normalden biraz daha kısıktı. Fısıldamıyorlardı.
Bulut sessiz kaldı. "Uyandı." Dedi sonunda. Atlas kelimeyi duyar duymaz Bulut'u bırakmadan ayağa kalktı ve bana doğru eğildi. "İyi misin? Nasıl hissediyorsun?" Diye sordu. "İyiyim.." dedim. Atlas'ın babasına aşırı sinir olmuştum. Beni anılarımdan vurmuştu. "Baban.." dedim. "Beni anılarımdan vurdu." Dediğimde Atlas bir elini yavaşça yanağıma koydu. "Ne yaptıysa her şeyi itiraf etti. Seni anılarından vurmasına kadar." Dedi Atlas.
Yataktan yavaşça doğruldum ve sırtımı yasladım. Bulut'a baktım. Atlas ne yapıyorsa haklıdır der gibi hiçbir şey yapmadan Atlas'ın onu tutmasına izin veriyordu. "Baban nerede?" Diye sordum. "Burada değil. Ama nerede olduğunu bilmiyorum." Dedi Atlas. "İyisin değil mi?" Diye sordu. Sesi endişeliydi. Kafamı onaylar biçimde salladım.
"Bulut'a ne yapacaksın?" Diye sordum. "Paxton'un vicdanına bağlı." Dedi. "Yarına hemen bir toplantı ayarlayacak." Dediğinde kafamla onayladım. "Turuncu gözlüyü ve Bulut'u biz götüreceğiz ve anlaşılan anne babamda orada olacak." Dedi Atlas. "Pervin ve Batı iyi mi?" Diye sordum. "İyiler, evdeler." Dedi Atlas. Yavaşça ayağa kalktığımda Atlas'ın kolu direkt belimi bulmuştu.
Beraber yürüyüp oradan çıktık. Atlas bizim apartmandaki spor salonuna ilerledi. Salonun karşısındaki demir kapıyı açtı. İçeride bir kaç oda vardı. Atlas bir tanesini açıp Bulut'u oraya bıraktı. Beraber eve döndük. Kendimi yatağa bıraktığımda Atlas'ta yanıma yerleşti.
İyice dibine girdiğimde karanlıkta gözlerimiz birleşti. Atlas uzanıp komodinin üstündeki lambayı açtı. Ellerimi yanaklarına çıkardım. Hafifçe kendime çektiğimde elleri hızla belimi bulmuş, alnıysa alnıma yaslanmıştı. Atlas dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kısa bir süre sonra ayrıldı.
"Dinlenmen lazım güzellik." Dedi Atlas. Gözlerine 'ciddi misin?' Der gibi baktım. Sırıttı. Belimdeki ellerini çekip sırtüstü döndü. Bir kez daha deneyebilirdim. Erkekliğinin üstüne sürtünerek oturduğumda bedeni kasılmıştı. "Bebeğim.." dedi Atlas.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Seçimleri/ bxb
VampireHiçbir şeyden haberi olmayan Doğu kendini bir anda vampirler arasında seçimler yaparken bulur. ______________ Her şey kurgudur. Eşcinsel çiftlerin garip karşılanmadığı bir dünya..