Sonra

819 48 14
                                    

3 ay sonra

Oturduğum yerden kalkıp üstümü düzelttim. Sadece en son evreye gelenlere verilen saray gibi bir yere yerleşmiştik. Atlas hiçkimseyi yalnız bırakmamış küçük yerleşkesindeki herkesi bu büyük yerin etrafına yerleştirmişti. Atlas'ı koridorda gördüğümde sırıttım. Üstündeki şık kıyafetlerin üstüne aynı benim gibi siyah bir pelerin giymişti. Yanıma geldi ve hızlıca belimi kavradı. "Paxton bizi ziyarete geliyor." Dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim. "Gelsin." Dedim.

"Ve sana küçük bir hediyem var." Dedi Atlas. Heyecanla yüzüne baktım. Cebinden küçük bir kutu çıkardı. Kapağını açıp bana verdi. Çok güzel bir kolyeydi. "Artık o boynundakine ihtiyacın yok. Hangi vampiri istersen istediğin zaman bulabilirsin." Dediğinde gülümsedim. Kendi boynuna gizlediği kolyeyi çıkarıp gösterdi. Ondada aynısından vardı.

Boynumdaki kolyeyi çıkarıp bana aldığını taktım.  Atlas'ın sıkıca boynuna sarıldım. "Teşekkür ederim." Dedim. O da bana sarıldı. "Ne demek güzelim."

Ayrıldığımızda hala sırıtıyordum. "Hiç bir zaman seninle bu kadar evrimleşip buraya kadar gelebileceğimizi düşünmemiştim." Dedi Atlas. Gülümsedim. "Bende." Dedim.

Artık vampirlerin en son haliydik. En gelişmiştik. Şimdilik bizden başka kimsede bizim kadar yüksek değildi. Artık kimse bize savaş açamazdı. Kurallara göre bu yasaktı. Bizden izin alıp açmalarına izin vardı. Eğer izinsiz açarlarsa direkt biz dokunmadan can veriyorlardı.

Artık çok vampire dönüşmemize gerek yoktu. Zaten o kadar büyük kanatlarla hep vampir kalsak çok zor olurdu.

Bir çalışan yanımıza geldi. "Efendim. Paxton Bey geldi." Dedi adam saygılı bir biçimde. "Geliyoruz salona alabilirsin." Dedi Atlas. Adam gülümsedi ve uzaklaştı.

Atlas'la salona doğru yürüdük. Salona girdiğimizde koltukta oturan Paxton ayağa kalktı ve saygıyla eğildi. "Lütfen eğilmeyin." Dedi Atlas. Paxton gülümserken doğruldu. "İkinizlede gurur duyduğumu bilmenizi isterim." Dedi Paxton. Herkes koltuklara oturdu. 

"En az 100 yıl boyunca hiç bu evreye gelen olmaz diye tahmin ediyordum ama Doğu beni çok şaşırttı." Dedi Paxton. Gülümsedim. "Bizde beklemiyorduk." Dedim.

Biraz daha sohbet ettikten sonra Paxton gitti. "Ben babama ve Pervin'e bakayım. Bu arada Batı nerede?" Diye sordum. "Spor salonunda. Baban odasında Pervin'de Batı'nın yanında." Dedi Atlas. Gülümsedim ve yürümeye başladım.

Babamın yanına gittim. Uyuyordu. Onu uyandırmadan alt kattaki spor salonuna girdim.

"HADİ! ...97! 98! 99! 100!" Diye bağırıyordu Pervin. İçeriye girdim. İkisininde gözleri bana döndü. "Ne bağırıyorsun?" Diye sordum gülerek. "Şınav çekiyordu." Dedi Pervin Batı'yı göstererek. Güldüm. Batı ayağa kalktı ve karşımda durdu. Son zamanlarda kendini tamamen spora bırakmıştı. Ayrıca üniversiteyede girmişti.

"Atlas abi nerede? Rövanş istemiştim. Söz vermişti." Dediğinde yine güldüm. "İletirim." Dedim. Batı gülümsedi. "Hadi daha iki setin var!" Dedi Pervin arkadan. Batı gülerek yanına gidince spor salonundan çıkıp Atlas'ın yanına gittim. Beni görünce kollarını belime sarıp kendine çekti. Son zamanlarda beni göğsüne yaslamayı çok seviyordu. Normaldede seviyordu ama son zamanlarda biraz daha farklıydı.

Kokusunu derince içime çektim. "Hadi Lia'nın yanına gidelim." Dedi Atlas. Gülümsedim. Kafamı sallayınca ayrıldık. Atlas balkon kapısını açtığında dışarı çıktık. Ayın ışığı yüzüme vurmuştu. İkimizde vampire dönüştükten sonra uçarak Lia'nın yanına gittik.

Yere indiğimizde tekrar insan formuna geçmiştik. Atlas kolunu belime sardı. Ağaca elini bastırdığında bir kurt uluması duyduk. Çalılardan gelen sesler Lia'nın geldiğinin habercisiydi. Yanımıza yaklaşan kurt bacaklarıma sürtündü. "Lia!" Dedim yere eğilip ona sarılırken. Bizim kurdumuzdu. Doğadaydı ama onunla iletişim kurup çağırabiliyorduk. Bir süre onunla oyalandıktan sonra eve döndük.

Üstümüzü değiştirdikten sonra yatağa girmiştik. Atlas yine beni belimden tutarak göğsüne yasladı. Saçlarıma dudaklarını bastırdı. Gülümsedim.

"Asil nerede?" Diye sordum büyük bir nefretle. "Saldım ama peşinde birileri var. Çok kalmaz ölür." Dedi Atlas. "Düşmanı kim ki onun?" Diye sordum. Bildiğim kadarıyla Asil sevilen biriydi. "Tuğkan öldükten sonra kardeşide ondan uzaklaştı. İyice çöktü gibi bir şey oldu. Naziklik falan hiçbir şey kalmayınca sevilmedi. Yanındakilerde onun sinirli hallerine alışık olmadıkları için alışamamışlar. Mesela benim yanımdakiler sinirli olduğum zamanlarıda bildikleri için anlayışla karşılıyor ama onda öyle değilmiş işte." Dedi Atlas. "Düşmanıda kendi ekibi." Diye ekledi. Kafamı sallayıp Atlas'a iyice sarıldım.

"Seni seviyorum." Dedim. "Bende seni seviyorum güzelim." Dedi Atlas.

Gözlerim huzurlu bir uykuya dalarken Atlas'ında nefesi düzene giriyordu..

...

Son bir Atlas-Doğu vibe aldığım fotoğraf:')

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son bir Atlas-Doğu vibe aldığım fotoğraf:')

Selam. Bu bölüm finaldi. Biraz ani oldu gibi ama olsun. Adına final yazmak istemedim. Aslında hala devam ettirmek istiyorum ama ilk olarak buraya uyarlayabileceğim bir fikrim kalmadı ikinci olarak çok uzatınca biraz saçmalıyormuş gibi hissediyorum o yüzden bu kadar.

Karakterleri ne kadar benimsediğimi bu bölümü yazarken çok çok daha iyi anladım :')

Şimdilik aklımda başka bir kitap için fikir yok ama olursa yazarım. Kendinize çook iyi bakınn

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin