Antrenman

706 65 2
                                    

Karnıma yediğim sert bir yumrukla yere sırt üstü düştüm. Nefes nefese kalmıştım. Atlas bana elini uzattı. Gözlerim bir süre eline baktıktan sonra tutup ayağa kalktım. Atlas'la beraber antrenman yapıyorduk ama bence bu antrenmandan çok benim pestilimi çıkarmaktı. Bana bir şişe su attığında yakalayıp bir kaç yudum içtim.

"Saldır." Dedi Atlas yüzüme bakarken. Hafifçe gülümsüyordu. Bu adamın sürekli gülümsemesi gerekiyordu çünkü ona gülmek çok yakışıyordu. Ama benim yanımdayken gülüyordu sadece. Bazende Bulut'un. Onun dışında pek ifade göstermiyordu.

Atlas'ın telefonu çalınca gözleri arkadaki masanın üstündeki telefonuna döndü. Asil arıyordu. Gidip telefonu açtı. Benim nefeslerim hala düzene girmemişti. "Efendim Asil?" Diyerek telefonu açtı Atlas. Bir süre onu dinledi. Sonra telefonu hoparlöre aldı. "..Doğu'yu acilen bulmamız lazım. Tuğkan'ın planları var. Daha sızdırmadı ama kötü planları var." Dedi Asil. "Biz şu an Doğu ile beraber antrenman yapıyoruz." Dedi Atlas. "Ne?!" Dedi Asil aniden refleks olarak.

"Ne demek seninle Atlas!? Kaç gündür arıyorum ben?! Ne zamandır yanında!?" Diye bağırdı Asil. "Kısa bir süredir." Dedi Atlas oldukça sakin bir sesle. "SENİN DOĞU İLE NE İŞİN VAR AMINA KOYAYIM?!" Diye bağırdı Asil. Neden bu kadar sinirlenmişti ki?

"Asil bağırma bana." Dedi Atlas.

"Ne zamandır yanında?"

"Bir süredir dedim ya."

"Doğu'ya söyle acilen konuşmam lazım onunla."

"Seni duyuyor zaten konuşabilirsin."

"Oraya geliyorum." Dedi Asil ve telefonu kapattı. Atlas telefonu masanın üstüne bırakıp bana doğru geldi. "Lensini tak. Dolapta var." Dedi eliyle dolapları gösterirken. Gidip taktım ve tekrar Atlas'ın karşısına geçtim.

"Saldır." Dediğinde yumruğumu sertçe ona savurdum. Elini kaldırdığı için elim eline çarpmıştı. "Savurma. Kendinden emin şekilde at. Tekrar." Dediğinde elimi çektim ve dediklerini uygulayarak tekrar attım. Yine yakaladı. "Daha sert." Dediğinde elimi çektim ve tüm gücümle tekrar attım.

Atlas bu sefer yakalayamamıştı ve yumruğum sertçe karnına çarptı. Sendeledi. Dudaklarının kenarları kıvrıldı. "İyi misin?!" Dedim endişeyle elimi çekerken. Sanki sabahtan beri beni yerde süründüren o değilmiş gibi canını yaktığımı düşünmüştüm. Atlas hafifçe güldü. "Bu iyiydi. Ve bende iyiyim. Merak etme." Dedi hala gülümserken. "Şimdi normal bir şekilde dövüşelim. Vampirken iyisin ama insan halinde iyi değilsin. İnsan halindeyken ne kadar güçlü olursan vampirkende o kadar güçlü olursun." Dedi.

Aniden bir tekme attığımda tekmemi savurup yumruk attı. Elini yakalayıp bende attığımda oda yakaladı ve dövüşmeye başladık. Attığı çoğu tekniğe blok alabiliyordum. Bedenime çarpanlarda sanki oraya geleceğini biliyormuş gibi yumuşak geliyordu.

Atlas'ın aniden diz arkama vurmasıyla dengemi kaybettim ve düşerken Atlas'ın yakasından tutunduğum için oda üstüme düştü. Ama ağırlığını üstüme vermeden ellerini kafamın iki yanına bastırmayı başarmıştı. Atlas'ın kokusu anında burnuma dolarken yutkundum. Nefeslerimiz çarpışırken göz gözeydik. Saçları terden ıslanmıştı ve bir kısmı alnına dökülmüştü.

Kapının aniden sertçe açılmasıyla ikimizde kafamızı o yöne çevirdik. "Yok amına koyayım." Dedi Asil. Atlas üstümden kalktığında bende ayağa kalktım. Asil'in gözleri alev saçarken gözleri bir bana birde Atlas'a baktı. Bir süre sonra gözleri bende kaldı. "Neredeydin?" Diye sordu gözlerime bakarken. "Burada." Dedim. "Dün burada mıydın?" Diye sordu Asil. Kendisi buradayken burada olup olmadığını öğrenmeye çalışıyordu. "Değildi." Dedi Atlas. "Sana sormadım. Bırak kendi cevaplasın." Dedi Asil oldukça soğuk bir ses tonuyla.

"Değildim. Bir otelde kafa dinledim." Dedim. "Antrenmanımıza katılsana." Dedi Atlas konuyu dağıtarak. Asil anlamaz gözlerle baktı. Daha doğrusu 'ciddi misin?' der gibi bakıyordu. "Bakma öyle ciddiyim." Dedi Atlas. "Kalamam belki daha sonra." Dedi Asil. "Asil. Doğu bir süre burada kalacak." Dedi Atlas. Konuşma konudan konuya atlıyordu ama umursamadım. "Neden?" Diye sordu Asil. "Güçlenmesi için." Dedi Atlas. "Tamam. En küçük şeyde haber ver." Dedi Asil. "Gidiyorum yarınki partide dikkatli olun." Dedi ve kapıyı kapatıp çıktı.

"Ne partisi?" Diye sordum. "Kazanırsan söylerim." Dedi Atlas bir gözünü kırparken. Yüzündeki gülümseme tekrar yerini alırken bana attığı sert yumruğu yakaladım. Şaşırdığını belli eden bakışlarla gözlerime baktı. "Nasıl yakaladım ben onu?" Diye sordum kendi kendime. Atlas güldü. "Savaşın ortasında şaşırırsan işimiz zor." Dedikten hemen sonra göğsüme yediğim sert yumrukla yere yapıştım.

Hızla ayağa kalktım ve geçen sefer Tuğkan'a yaptığım gibi dönerek bir tekme attım. Atlas bu tekmeyi beklemediği için yüzüne sert bir tekmeyle vurmuş oldum. Sendeleyerek geriledi. Şaşırmıştı. "Bu çok iyiydi." Dedi. "Tuğkan'da bir tane yedi bundan." Dedim. Atlas gülümsedi. Aniden yumruk attığında bende ona attım ve blok aldım. Yumruğu kolumla sınırlı kalmıştı.

*

Yorgunlukla kendimi yere attığımda Atlas hala ayaktaydı. Oda yorulmuştu ama benim kadar değildi. Yanıma yattığında ona baktım. "Parti..yi.. anlat..acaktın.." dedim nefes nefese. "Yarın dünyadaki ilk vampirin doğduğu gün olarak kabul edilir. Bunu kutluyorlar." Dedi Atlas. "Güzel eğlenceli bir parti merak etme. Normal bir parti gibi düşün. O partinin, ilk vampirin doğum günü adı altında toplanmasının tek sebebi 2 yaşlı vampirin çıkıp ikişer tane bu konuyla alakalı şiir okuması. Onun dışında hiçbir alaka yok." Dedi Atlas. Kafamı hafifçe onaylar biçimde salladım.

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin