Zıt

346 33 1
                                    

Atlas'ın elleri belimi bulduğunda sırıttım. Gözlerini kısa süreliğine kapatıp derin bir nefes alıp verdi. "Bebeğim. Dinlenmelisin." Diyip beni kaldırmaya çalıştığında ellerimi ellerine bastırdım. O da istiyordu. Ama dinlenmemi istiyordu.

"Gayet iyiyim ben. Ayrıca enerjimde yerinde." Dedim. Atlas güldü. "Sorun olan enerji değil. Enerjinin yerinde olduğunu zaten görebiliyorum." Dedi Atlas. Kendimi Atlas'a sürttüğümde sertçe yutkundu ve gevşeyen bedeni tekrar kasıldı. "Siktir, Doğu yapma şunu!" Dediğinde sırıttım. "Duvarda karşılık vermediğim için trip yemiyorum değil mi?" Diye sordum. "Hayır bebeğim." Dedi Atlas sakin bir sesle. Bakışları yavaştan değişiyordu ama kendini tamamen akışına bırakmayıda reddediyordu.

Ellerimi göğsüne bastırıp üstüne eğildim. Dudaklarımı hafifçe dudaklarına bastırdım. Atlas yavaşça geri çekildi ve beni bir anda altına aldı. Kazandığımı sanarak sırıttım ama Atlas yanıma geçip beni belimden sıkıca sardı ve kafasını omzuma gömdü. "Atlas!" Dediğimde sırıttığını hissettim. "Uyu güzelim uyu." Dediğinde derin bir nefes aldım. "İnat." Dedim ve gözlerimi kapattım. Atlas sesli gülmedi ama kasılıp gevşeyen bedeninden güldüğünü anlamıştım.

*

Gözlerimi açtığımda odanın normalden daha karanlık olduğunu hissettim. Kalkmaya çalıştığımda Atlas'ın hala beni bırakmadığını fark ettim. "Nereye bebeğim?" Diye soru uykulu sesiyle. "Uyandım." Dedim. Atlas kafasını omzumdan kaldırıp bir anda beni altına aldı. Sırıttım ama uyku sersemliğini üstümden atamamıştım. "İyi uyudun mu?" Diye sorduğunda ellerimi ensesine kaydırdım. "Uyudum." Dedim. "O zaman hazırsın?" Dedi Atlas sırıtarak. Alt dudağımı ısırdım ve kafamı salladım.

"Hadi kalk o zaman güzellik. Yapacağımız güzel işler var." Dedi ve bir anda üstümden kalktı. Hüsranla arkasından baktığımda güldü. "Turuncuyu konuşturacağız bugün." Dedi. Bakışları sertleşmiş ve psikopatça gülmüştü.

Oflayarak yataktan kalktım. "Onun anladığı dilden konuşacağımız için şundan bir tane iç." Diyip bana bir hap uzattı. "Bu ne?" Diye sordum. "Kan gördüğünde tepki vermemeni sağlar. Yada az vermeni." Dedi. "Neden daha önce vermedin?" Diye sordum. "Yorgunluk yapabilir. Savaşlar için dezavantajları olan bir ilaç. Bu yüzden ben bile neredeyse hiç içmiyorum." Dedi Atlas. Elindeki hapı aldım ve komodinin üstündeki suyla içtim.

Atlas üstündeki tişörtü çıkarmıştı. Altında sadece siyah bir eşofman vardı. Atlas gardırobun yanındaki dolabı açıp içinden büyük bir poşet çıkardı. "O ne?" Diye sordum. "Göreceksin birazdan. Gel atıştıralım sonra gidelim." Dedi ve mutfağa ilerledi. Anlamasamda peşinden gittim. Elindeki poşeti mutfağın dışında bırakıp içeri girdi ve hızlıca tost bastı.

İkimizde yedikten sonra evden çıktık ve spor salonunun olduğu kata indik. Salonun karşısındaki demir kapıdan geçip turuncuyu koyduğumuz kapıyı açtık. Atlas elektrokinezisiyle ışığı açtı.

Kapıyı kapattı ve poşeti kapının yanına bıraktı. "Günaydın!" Dedi Atlas turuncuya bakarken. Turuncu yeni uyanıyordu. Atlas poşetten bir şişe su çıkardı ve açıp turucunun başından aşağı boşalttı. Turuncu küfür ederek sıçradı. "Adın ne?" Diye sordu Atlas.  "Reha." Dedi turuncu uykulu bir sesle. "Şimdi en baştan anlaşalım. Eğer konuşursan sana dokunmam. Ama eğer konuşmazsan o poşetin içindekileri görmek zorunda kalırsın." Dedi Atlas ciddi bir sesle. Bense kapıya yaslanmış izlemekle yetiniyordum. Atlas'ın bu hali beni korkutuyordu.

Reha'yı bir anda yakasından tutup odanın ortasındaki sandalyeye oturttu. O hala uyanamamıştı. "Nereden ortaya çıktın sen?" Diye sordu Atlas. Reha güldü. Kıkırdamayla başlayan gülmesi kahkahaya dönmüştü. Atlas sakince gülüşünü bitirmesini bekledi. "Tamam güldük eğlendik. Nereden çıktın sen?" Diye sorusunu tekrarladı Atlas. Öfkesini bedeninden görüyordum. "Kim bilir?" Dedi Reha. Atlas sert bir yumruğu suratına geçirince sandalyede emanet biçimde oturan Reha yere düştü.

Vampire dönüşmüştü. Artık tamamen uyanmıştı. "Nereden çıktın lan sen?!" Diye bağırdı Atlas. Reha yerden kalkıyordu. "Çok mu bilmek istiyorsun?" Diye sordu. Aniden nefesimin kesilmeye başladığını hissettim. Reha'nın eline baktığımda bir kinezi yaptığını hemen anlamıştım ama geri tepki veremedim.

"Konuş Reha." Dedi Atlas. Sesi sert ve soğuktu
ama arkası bana dönük olduğu için beni göremiyordu. Nefesim tam tükenmek üzereyken kenara doğru savruldum. Duvara çarpmamla nefes almam bir olmuştu. Öksürük krizine girerken Atlas'ın gözleride bana dönmüştü.

"Doğu!" Dediğinde öksürmeyi bıraktım. Atlas Reha'ya bir yumruk daha indirdi. Kineziyle onu olduğu yerde tutarken benim yanıma geldi. "İyi misin bebeğim?!" Dedi endişeyle. "İyiyim." Dedim ve yavaşça ayağa kalktım.

Atlas'ta ayağa kalktı ve Reha'yı sağdan sola vurmaya başladı. Reha her duvara çarptığında yerin sarsıldığını hissediyordum. Kısa süre sonra dayanamayarak Atlas'ın kolunu tuttum. "Atlas yeter!" Dedim net bir sesle. "Güzelim konuşması gerekiyor." Dedi Atlas. "Böyle konuşturamazsın ki.." dediğimde bedeni bana döndü. "İnsan gibi konuşmuyorsa böyle söke söke konuştururum." Dedi Atlas. "Ben yukarı çıkıyorum." Dediğimde beni kafasıyla onayladı.

Dışarı çıktım ve spor salonuna gittim. Onları duymak istemiyordum ama evede gitmek istemiyordum. Spor salonundayken büyük ihtimalle duyacaktım ama yinede orada kalmayı tercih ettim. Biraz çalışsam fena olmazdı aslında. Kısa bir ısınma yapıp boks torbasının karşısına geçtim. Bir süre yumruk ve tekme attıktan sonra son bir yumruk attığımda çığlık sesi duydum. Torbadan anında uzaklaşırken gerilmiştim.

Bir çığlık daha duymamla yavaşça yere oturdum. Dizlerimi kendime çekip bir bileğimi diğer elimle bacaklarımın önünde tuttum. Çığlıklar ardı arkası kesilmeden belli aralıklarla geliyordu. Reha'nın çığlığı olduğu çok belliydi. Atlas kendini kaybetmiş olabilirdi.

Yavaşça ayağa kalktım. Atlas'ı durdurmalıydım. Spor salonundan hızla çıkıp karşısındaki demir kapıyı ittirerek girdim ve aynı hızla Reha'nın bulunduğu odaya koştum. Kapıyı bir anda açtığımda üstüme kan sıçradı. Gözlerim dehşetle açılırken Atlas'ı elinde bir bıçakla görmeyi beklemiyordum. Etrafa saçılmış bir sürü kesici ve delici alet vardı. Gözlerim etrafta gezindikten sonra Atlas'a döndü. "N-ne yaptın sen..?" Dedim korku, dehşet, şaşkınlıkla.

"Asya, Tuğkan ve Alara'nın beraber oluşturdukları bir robotum ben. Bedenim normal ama beynim robot gibi çalışır." Dedi Reha ve daha fazla konuşamadı. "Konuşturdum." Dedi Atlas rahat bir tavırla. Üstüme doğru bir adım attığında geriledim. Bakışları değişirken elindeki bıçağı yere attı. "Güzelim?" Dedi yumuşak bir sesle.

Kapıdan yavaşça çıktığımda gözlerim gördüklerini, aklım aldıklarını sindirememişti. Atlas'ın bir şeyler yapacağını düşünmüştüm ama onun derisinin büyük kısmını yüzüp iç organlarına azda olsa dokunacağını düşünmemiştim. Öfkeden gözü dönmüştü ama konuşturmayıda başarmıştı. Adam bundan sonrasını akan bir nehir gibi söyleyecekti.

Hızla Pervin'in ve Batı'nın yanına gittim. Kapıyı çaldım ve çok geçmeden kapı açıldı. "Doğu?" Dedi Pervin. Yaraların çok büyük bir kısmı iyileşmişti. Gülümsemeye çalışarak içeri girdim. Kısaca sarıldıktan sonra salona geçtik. "Batı nerede?" Diye sordum. "Uyuyor." Dedi Pervin.

"Doğu?" Dedi Pervin. Halıya diktiğim gözlerimi Pervin'e çevirdim. "Ne bu hal?" Dediğinde yutkundum. Atlas'tan bahsetmeyecektim. "Bir şey yok." Dedim ama inanmış gibi durmuyordu. Üstüme gelmedi. Televizyonu açtı. Bacaklarımı kendime çektim ve kafamı dizlerimin üstüne koydum. Bir süre televizyon izledik.

Kapı çaldığında Atlas'ın geldiğini biliyordum. Ayağa kalkacaktım ama Pervin jet gibi kalktı. Kapı açıldığında Pervin'in neşeli sesini duydum. "Aa hoşgeldin Atlas." Dedi. "Hoşbuldum." Dedi Atlas. "Gelsene." Dedi Pervin. "Yok gelmiyim Doğu burada mı?" Diye sordu. "Burada. Doğu!" Diye seslendi Pervin. Ayağa kalktım ve kapıya gittim. Yutkundum. Tişörtünün altında kan izleri vardı. Pervin göremezdi ama benim gözümün önündeydi.

"Görüşürüz Pervin." Dedim gülümseyerek. Zoraki bir gülümsemeydi ama sanırım Pervin anlamamıştı. "Görüşürüz." Dedi Pervin. Gülümsedi. Onun gülümsemesi son derece içtendi. Gözlerim tekrar Atlas'a döndü.

Eğer vampire dönüşmüş olsaydım büyük ihtimalle orada yaptıkları çok normal gelecekti hatta arkasında duracaktım ama insanken o yönden bakamıyordum. İnsan ve vampir halim birbirini tutmuyordu. İki zıt kutuptu onlar. Ama yinede beraberlerdi çünkü zıt kutuplar birbirini çekerdi.

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin