Hızla koşarken Asil'de bize katılmıştı. Gözlerim doluydu ama yaşlar akmıyordu. Bulut büyük bir yerin önünde durduğunda Asil'de Bulut'da içlerinden küfür ediyorlardı. Bu kadar büyük yerde nasıl bulacaklarını düşünüyor olabilirlerdi. Ama benim yeteneğim unutulmuştu sanırım.
Onları yanımdan uzaklaştırmak istemiyordum ama öfkemede yenik düşeceğimi biliyordum. "Ben sağdan gideceğim." Dedim. "Tamam. Bulut sen ortadan git bende soldan gideyim" dedi Asil ve hızla ayrıldık. Attığım her adımda öfkem artıyordu. Nerede olduklarını biliyordum. Korkuyordum ama öfkem ağır basıyordu. Vampire dönüştüğümde uzayan tırnaklarımı duvara sürttüm. Çıkan ses ile geldiğimi haber veriyordum.
Bir tarafım deli gibi korkuyordu ama diğer tarafımsa Atlas'a yapılanların intikamı ile yanıp tutuşuyordu. Tek istediği küçük bir kıvılcımdı ve ben o kıvılcımı istemsizce veriyordum.
Demir bir kapının önüne gelince sırıttım. İçeride Tuğkan'ın adamları vardı. Gözlerimin dolduğunu hissederken sinirle kapıya tekme attım. Kapı yamulsada açılmadı. "Patron geldi!" Diye bağırdı içeriden biri. Sinirle sırıttım. Kapı açıldığında açan kişinin yüzüne sert bir yumruk atıp içeri daldım. Adamlar şaşkınlıkla bana bakarken kapıyı telekineziyle kapattım. "Konuşun." Dedim net bir sesle. Boğazımdaki yumrudan dolayı sesim kısık çıkıyordu ama netti. "Atlas nerede?" Diye açıkladım.
"Bu kim lan?" Dedi biri. "Azrailin demek isterdim ama önce Atlas'ın yerini öğrenmem lazım." Dediğimde kendi dediğime güldüm. "Telekinezi yaptı güçlü olabilir." Dedi biri. "Atlas nerede?" Diye tekrarladım sorumu. Hepsi suratıma mal gibi bakıyordu. Sinirle elimi kaldırdım ve yine telekineziyle birinin ayaklarını yerden kestim. Diğerleri ondan birkaç adım uzaklaşırken bana şokla bakıyorlardı."SÖYLE!" Diye bağırıp adamı duvara doğru fırlattım. Sertçe duvara çarpıp yere düştüğünde duvar çatlamıştı.
Elimin tersiyle burnumdan akan kanı sildim. Elimi tavandaki ampule doğru kaldırıp baş parmağım ve işaret parmağımı birbirine yaklaştırdım. Işığı kısmıştım. Tekrar açtıktan sonra daha güçlü ve sinirli hissediyordum. (Elektrokinezi) "KONUŞUN!" Diye bağırdığımda biri bana doğru bir yumruk attı. Geriye çekildiğimde hepsi bir anda saldırdı. Kollarımı iki yana açıp bir anda çığlık atarak ellerimide sanki bir şeyi ittiriyormuş gibi sertçe ittirdim. Adamlar bir anda etrafa dağılırken hangi kineziyi yaptığımı düşünüyordum. İstemsizce yapıyordum. Telekineziyi istemli şekilde yapabiliyordum ama diğerleri istemsizce oluyordu.
Herkes duvarlara çarpmıştı ve duvarlar çatlamıştı. Kapı bir anda sertçe açıldı. "NE OLUYOR LAN NE BU TANTANA?!" Diye bağırdı giren adam. Gözlerim ona döndüğünde yutkunamadım. Buz mavisi gözleri anında kırmızı gözlerimle kesişti. Az önce güçten titreyen ellerim şimdi korkudan titriyordu. Korkumu kenara atmalıydım. Tuğkan büyük bir kahkaha patlattı. "Bu mu sizi bu hale getirdi lan?!" Diye bağırdı adamlarına. "Patron ama.." derken Tuğkan sözünü kesti. "Tamam lan kes." Diyip gözlerini bana çevirdi.
"Atlas nerede?" Diye sordum titreyen sesimle. "Bu kadar korkarken sorman gereken şey 'yaşayacak mıyım?' Olmalıydı." Dedi Tuğkan. Başka bir taktikle ilerlemeliydim. Hafifçe sırıttım. Gözlerimi Tuğkan'dan çekip yerde yatan bir adamına çevirdim. "Peki ya Asya'nın elimde olduğunu söylesem?" Dedim. Sesimin titrememesi için çok ayrı bir şekilde uğraşıyordum. "Ne..?" Dedi yutkunarak. "Asya elimde." Dedim. "Atlas'ın yerini söylersen Asya'nın yerini söylerim. Her şey karşılıklı Tuğkan." Dediğimde göz ucuyla ona bakıyordum. Sendeledi ve düşmemek için kapıya tutundu. Yalanım işe yaramıştı.
"Küçük piç..!" Diyerek üstüme saldırdığında elimi kaldırdım ve yine sertçe ittiriyormuş gibi yaptığımda resmen uçarak kapının dışındaki koridorun duvarına çarptı ve yere düştü. Duvar yine çatlamıştı. Burayı başımıza yıkmaktan korkuyordum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Seçimleri/ bxb
VampireHiçbir şeyden haberi olmayan Doğu kendini bir anda vampirler arasında seçimler yaparken bulur. ______________ Her şey kurgudur. Eşcinsel çiftlerin garip karşılanmadığı bir dünya..