Gerçekler

392 33 5
                                    

Güneş ışığının gözlerimi rahatsız etmesiyle esneyerek uyandım. Yanıma baktığımda Atlas'ın uyanık olduğunu gördüm. "Günaydın bebeğim." Dediğinde gülümsedim. "Günaydın." Dedim ikinci defa esnerken. Bir elini yanağıma koyup dudaklarıma yaklaştı ve dudaklarını sertçe dudaklarıma bastırdı. Üst dudağımı çekiştirdiğinde bende alt dudağına aynısını yaptım. Atlas geri çekildiğinde gözlerine baktım.

Ayağa kalktığımda Atlas hala bana bakıyordu. "Nereye?" Diye sordu. "Pervin'i bulacağım." Dedim. "Batı'nın bir alt katında. Bulut'ta oradadır herhalde." Dedi Atlas. "Teşekkürler." Dedim ona bakarak kapıya doğru ilerlediğimde tekrardan Atlas'ın sesini duydum. "Üstüne bir şey giy." Dediğinde bedenime baktım. Tişört giymemiştim. Dolaba gidip Atlas'ın tişörtlerinden birini giydikten sonra odadan çıktım. Binadan çıkıp Pervin'in kaldığı binaya gittim.

Kapıyı çaldım. Kapı bir dakika kadar sonra açıldı. Pervin saçlarında havluyla kapıyı açmıştı. Beni görünce sırıttı ve kenara çekildi. İçeri girdim. "Günaydın." Dediğimde hala sırıtıyordu. "Günaydın." Dedi o da. Pervin salona geçerken bende peşinden gittim. "Ee nasıldı?" Diye sordu. "Ne?" Diye sordum. "Spor salonu." Dedi gönderme yaparak. Yüzümün kızardığını hissederken "Pervin!" Dedim. "O anki surat ifadeli görmen lazımdı. Ayrıca Atlas'a söyle bir ara aynanın önünde sevişin. Surat ifaden çok yükseltici." Dedi Pervin ciddi ciddi. "Sus artık!" Dedim kafamı başka yöne çevirirken. Pervin bu dediğime gülerken Bulut'u kapının önünde gördüm.

"Günaydın. Hoşgeldin Doğu." Dedi gülümseyerek. "Günaydın. Hoşbuldum." Dedim. Gözlerimi Pervin'e çevirdim. Aniden boynunda gördüğüm izle sırıttım. "Ben mutfağa geçiyorum." Dedi Bulut ve kapıdan ayrıldı. "Perviin." Dedim 'i'yi uzatarak. 'Ne var?' Der gibi başını salladı. "Sende hep benimle dalga geçiyorsun." Dediğimde sözü nereye getireceğimi anlamış gibi kazağıyla yavaşça izi kapattı. "Bana diyene bak." Diyip güldüğümde "Doğu!" Dedi. "Nasıl oluyormuş?" Diye sordum sırıtırken.

"Biz sevişmedik. Ayrıca sevişsekte sizin gibi spor salonunda sevişmeyiz zaten. Sesin bir üst kata kadar geliyordu." Dedi Pervin sırıtarak. "Sen orada olduğumuzu ne yaptığımızı bile bile mi içeri girdin?!" Dedim şaşkınlıkla. "Tabiki evet. Sırf şimdi olduğu gibi dalga geçmek için." Dedi Pervin. Neyse ben su içip geleceğim.

Mutfağa gidip kapıyı açtığımda irkildim. Bulut kılını bile kıpırdatmadan olduğu yerde kapıya baktığı için göz göze gelmiştik. İçeri girip kapıyı kapattım. "Bulut? İyi misin?" Diye sordum. Kafasını belli belirsiz salladı. Yanından geçip arkasındaki dolabı açtım ve bir bardak aldım. "Doğu." Dediğinde ona döndüm. "Mh?" Diye mırıldandım. "Seninle kısa bir şey konuşmam gerekiyor." Derken bana dönmüştü. Ne zaman önemli bir söyleyecek olsa suratında o ifade oluyordu.

"Ne oldu?" Diye sordum. "Atlas'la alakalı." Dedi isteksiz bir sesle. Soran gözlerle bakıyordum. "Sana yansıtıyor mu bilmiyorum ama Atlas tehlikeli sularda yüzüyor. Hatta yüzmeyi bıraktı direkt dalıyor derinlere doğru." Dediğinde anlamamıştım. "Nasıl yani?" Diye sordum. "O gizli grupla ortak olmayı kabul etmesi bile anormal ve tehlikenin başıydı. Atlas uzun bir süredir bu küçük yerin başkanı gibi ama bu zamana kadar bir çok kişinin onunla ortak olmayı istemesine rağmen hepsini geri çevirdi." Dedi Bulut. Durup derin bir nefes aldı. "Atlas'ın aklında ne var çözemiyorum ama o düşünceler çok tehlikeli. Kendini bile düşünmeden atlayacağı şeyler olduğunu düşünüyorum. Yani öleceğini bile bile gideceği şeyler." Dedi Bulut. "Onu konuşturmamız lazım. Ama nasıl yapacağımızı bilmiyorum." Dedi Bulut.

"Bence biraz akışına bırakmalıyız. Atlas her zaman tehlikeyle uğraşıyor. Ve eminimki işine karışmaya çalışmamızdan hoşlanmayacaktır." Dedim.

"Onu konuşturabilecek tek kişi sensin."

Bulut'la göz gözeydik. Bir adım atıp bana yaklaştı. "Ben hayatımı onu korumaya adadım. Ailesiylede öyle anlaştım." Dediğinde kaşlarım istemsizce biraz çatıldı. "Ne? Ne demeye çalışıyorsun? Açık konuş." Dediğimde yüzündeki ifade değişmedi. "Bizim arkadaşlığımız küçüklüğe dayanır. Ama Atlas burayı kurduğu zaman ailesi beni çağırdı. Yanlarına gittim. Atlas'ı her şeyden korumamı istediler. Bunun karşılığındaysa bana bazı güçler verdiler. Senin beni az hissedebilmem bana verdikleri güçlerden biri." Dedi Bulut. Yutkundum. "Ne yani? Atlas'ın yanında olma sebebin o güçler mi?!" Dedim sesimi hafifçe yükselterek. "Bir yandan evet bir yandan hayır. Eğer Atlas'ın yanında olmazsam diğer piçlerin takımına girmem. Çünkü ben tek başıma bir topluluğum zaten." Dedi Bulut.

"Anlamıyorum.. Madem o kadar süre arkadaştınız neden çıkarların için onun yanındasın sen?" Diye sordum. "Çıkarlar için değilim. Ama Atlas'ın yanında olan herkes çıkarları için yanında. Onun hayatı yalan farkında değil. Sen bile kendi çıkarların için onun yanımda olabilirsin. Nasılsa Atlas'ın oldukça iyi bir bedeni, seni korumaya yetecek kadar gücü ve yakışıklılığı var." Dedi Bulut. Yutkundum. "Bulut ne dediğinin farkında mısın sen?!" Diye bağırdım. "Beni yanına alan oydu!" Diye bağırdım. "Sana seçenek sunduk. Benide seçebilirdin." Dedi Bulut. "Neyin peşindesin lan sen?!" Diye bağırdım.

"Atlas her boka ağlayan biriyle birlikte olmazdı." Dedi Bulut. "Duygusal olmak benim sorunum değil.." dedim. İstemsizce yine gözlerim sulanmıştı. Bulut güldü. "Yine ağlıyorsun." Dediğinde sinirle gözlerine bakıyordum. En ufak bir duygu yoktu. Daha önce hiç bu kadar duygusuz baktığını görmemiştim.

Eli bir anda boğazımı buldu ve beni sertçe duvara yasladığında ellerimle bileğine sarıldım. Nefes almamı çok fazla engellemeden tutuyordu. Ama azda olsa engelliyordu. "Ne yapıyorsun..?!" Diye sordum bağırmaya çalışarak. "Atlas'ı kötü etkiliyorsun." Dedi Bulut. "Sen Bulut değilsin.." diye fısıldadım. Boğazımı biraz sıkıp ayaklarımı yerden kestiğinde nefes almak iyice zorlamıştı. Boynuma batan tırnakları hissediyordum. Bağırmaya çalışıyordum ama sesim çıkmıyordu.

Bulut o kadar güçlü değildi. Karşımdaki herkes olabilirdi ama Bulut olamazdı. Bulut benimle konuşsada asla zarar veremezdi. Bana zarar vermesi demek onunda zarar alması demekti.

"Atlas'ı sırf kendini tatmin etmek için bir kere daha kullanırsan senin için iyi olmaz." Dedi Bulut ve beni bir anda kenara fırlattı. Anında öksürük krizine girerken bir kaç saniye sonra omzuma yaslanan bir el hissettim. Gözlerimi açtığımda Bulut'u gördüm. "Doğu?! İyi misin?!" Dedi endişeyle. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken o kişinin gerçekten Bulut olmadığından emin olmuştum. Kontrol edilmişti sanırım.

"YAKLAŞMA BANA!" Diye bağırdım irkilerek. Bulut bağrışımla biraz uzaklaşmıştı. Mutfağın kapısı açıldığında Pervin gelmişti. Elimle boğazımı tutarak tekrar öksürmeye başladığımda göz yaşlarımı tutamıyordum. "Bulut? Doğu? Ne yaptın ona?!" Diye bağırdı Pervin. "Yemin ederim bir şey yapmadım!" Diye bağırdı Bulut endişeyle. "Atlas'ı ara çabuk!" Diye bağırdı Pervin. Bulut hemen ayağa kalktığında benimde öksürüklerim kesilmişti. Göz yaşlarım durmamıştı.

"Ne oldu Doğu?" Diye sordu Pervin. "Bilmiyorum.." dedim. 'Salak mısın?' Der gibi bakıyordu bana Pervin. Dış kapının açıldığını duymamla irkildim. Atlas hızla kapıda belirdi. Yanıma gelip eğildi. Atlas ve Pervin göz göze geldiklerinde Atlas kafasıyla dışarıyı işaret etti. Pervin kalkıp gitti ve kapıyı kapattı.

"Bebeğim? Ne old.." Atlas'ın gözleri tişörtümde takılı kalmıştı. "Ne oldu buraya?" Diye sordu. Bulut boynumu kanattığında akan kan tişörtüme bulaşmış olmalıydı. "Atlas.. Bulut iyi değil.." dediğimde gözleri bana döndü. "Biri tarafından ele geçirilmiş gibi ama kendi bedenine dönebiliyor. Bence.." dedim. Atlas yüzlerimizi yaklaştırıp elleriyle yanaklarımı kavradı ve baş parmağıyla yaşları sildi. Atlas ellerini çekip kendide bir miktar geri çekildiğinde başka bir yerimde bir şey var mı diye göz attı.

"Ne yaptı sana?" Diye sordu. "Bebeğim, ona kızma. Eminimin o Bulut değildi." Dedim. "Ne yaptı sana?!" Diye bağırdı Atlas. "Sakin ol.." dedim. Atlas'a şimdilik bana anlatılan hiçbir şeyi anlatmayı düşünmüyordum.

"Sadece boynumu sıktı." Dedim. "Ama gerçekten Bulut değildi. O kişi Bulut olamazdı. Bulut her zaman azda olsa duygu gösterir. O adamda hiç duygu yoktu." Dedim. Atlas beni kucağına aldı ve ayağa kalktı. "Ben yürürüm.." dediğimde bana bakıp neden öyle dediğimi anlamaya çalıştı. Belki o an konuşan kişi gerçekten Bulut değildi ama yinede etkilemişti.

Atlas önüne dönüp yürüdüğünde mutfaktan çıktık. Pervin ve Bulut'la vedalaştıktan sonra oradan çıktık. Atlas beni uzun bir sorguya çekecek gibiydi.

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin