Eve Gidiş

1K 75 5
                                    

Berbat bir geceden sonra şirkete bugünlük gitmemeye karar vermiştim. Hala Asil'in evindeydim ve gece boyu gözüme gram uyku girmemişti. Bana verdiği odada, iki kişilik yatağın ortasında dizlerimi kendime çekmiş kafamı dizlerimin üstüne koymuştum. Ellerimse önden bağlıydı ve gece boyunca hiç kımıldamadan, hatta gözümü bile kırpmadan böyle beklemiştim.

Gözümü yavaşça kırptığımda uzun zamandır açık olan gözlerim batmıştı. Odanın kapısı tıklatıldı ve kapı yavaşça açıldı. Asil beni gördüğü an kaşları çatıldı. Gözlerimi yavaşça ona çevirdim. "Odaya girdiğinden beri böyle durmuşsun gibi görünüyor. Ayrıca gözlerin.. Kıpkırmızı olmuşlar." Dediğinde konuşmak için dudaklarımı araladım. Ne kadar susadığımı yeni fark ediyordum. "Öyle çünkü." Dedim.

"Daha kahvaltı bile yapmadın farkındayım ama daha öncede dün hissettiğin gibi adamları hissettin mi?" Diye sordu Asil tamamen odaya girip yatağın kenarına otururken. Gözlerimi kapattım ve geçmişe gitmeye başladım. Anılar hatırladığım kadarıyla gözümde canlanmaya başladı.

Düşündükçe adamları her sene hissettiğimin farkında vardım. Ama son zamanlarda daha çok fark eder olmuştum. Gözlerimi açtım. "Uzun bir süredir fark ediyorum. Ama bu yıl daha fazla." Dedim. Asil gözlerini duvardaki tabloya çevirdi. "Uzun zamandır takip ediyorlarmış.." diye mırıldandı kendi kendine. Ne dediğini anlayamamıştım. "Ne?" Dedim. Cevap vermedi. Yeşilleri bana döndü. "Hadi kahvaltı yapalım." Diyerek ayağa kalktı.

"Beni korkutuyorsun." Dediğimde kapıdan çıkmak üzere olan adımları durdu. Yavaşça bana döndü. Yüzünde sorgular bir ifade vardı. "Neyimden korkuyorsun? Kurt adam olduğum için mi?" Dedi gülerek. Dün yaptığı şakaya gönderme yaptığını anlamıştım ama ben şaka yapmıyordum. "Ben şaka yapmıyorum." Dedim ciddi bir sesle. Bakışları aniden değişti. "Ciddi soruyorum neden korkuyorsun?" Diye sordu. "Bilmiyorum." Dedim.

Bakışları daha da değişti. Yeşilleri bana soran gözlerle bakıyordu ama bende bilmiyordum ki. Sadece korkuyordum. Kendimdende korkuyordum. O adamları görebilmek yada hissedebilmek beni korkutuyordu. Kafam zaten allak bullaktı. Neyin içinde olduğumu bilmiyordum. Neden bu kadar etkilendiğimide bilmiyordum. Kafamda kurulan bütün soru cümleleri cevapsızdı. Mantıklı bir ne açıklaması nede cevabı vardı. Hatta cevabı geç sorunun işaretinden sonra sadece boşluk vardı. Genelde sorularımın sonunda üç nokta olurdu ama bu sefer boşluktan başka hiçbir şey yoktu.

Asil kalktığı yere geri oturdu. "Neden korktuğunu düşün. Cevabı bul ki sana nasıl korkmayacağını söyleyeyim." Dediğinde yeşilleri gözlerimdeydi ama ben ona bakmıyordum. "Her şey çok belirsiz. Kendimden de korkuyorum." Dedim. Gece boyu bunu düşünmüştüm zaten. Ya ben yanlış yerden bakıyordum yada olaylar gerçekten yanlıştı. Bu hikayede yerine oturmayan yapboz parçaları vardı.

"Kendinden neden korkuyorsun? Bunu biliyor musun?" Diye sordu Asil. Gözlerimi gözlerine diktim. "O adamları hissedebiliyor olmak bile yeterli." Dediğimde belli belirsiz gülümsedi. "Süper kahraman olduğunu düşün." Dedi Asil. Gözlerim ona dönerken ne demek istediğini anlamamıştım. "Sen olmasaydın dün arkamdaki adam beni öldürebilirdi." Dedi.

"Sana her zaman yardım edemem ki.." dediğimde güldü. "Yanımda olursan edersin." Dedi. Derin bir nefes aldım. "Ben onları hissetmek istemiyorum." Dedim. Bu sefer derin bir nefes alan taraf ben değil Asil'di.

Aklında ne kuruyordu bilmiyordum ama bir şeyler düşündüğü kesindi. Ve o kurduğu şeyde bende vardım. İster istemez koymak zorunda kalmıştı. Belki gerçekten isteyerek koymuştu belkide koyması gerekmişti ama bunun bir önemi yoktu. Sonuç olarak o düşüncenin, o planın içinde bende vardım. Hiçbir şey anlatmadığı sürece ona yardım etmeyeceğiminde farkındaydı. Ama yinede koymuştu beni o plana.

"Şu an hissediyor musun?" Diye sordu Asil. Hissediyordum ama yerini saptayamıyordum. Nerede olduğu gözümün önünde canlanmıyordu. "Hissediyorum ama yerini anlayamıyorum." Diye cevapladım. Konudan dağılmıştık. Asil belli belirsiz gülümsedi.

Ne düşündüğünü merak etsemde sormayacaktım. Çünkü planı anlatacağını düşünmüyordum ama anlatsa bile anlattığı an o plana dahil olmak zorunda kalacağımın farkındaydım. Bir şey söyleyecekti ve o şey yüzünden o plana dahil olmak zorunda kalacaktım. Bunu söylemese bile biliyordum. Hislerim bana bunu söylüyordu.

"Eve gideceğim ben." Dedim ayaklanırken. Uzun saatlerdir hareketsiz duran bedenimi yavaşça hareketlendirdim. "Evinin şu an altı üstüne getirilmiş durumda." Dedi Asil ciddi bir ses tonunda. Ayağa kalktığımda gözlerim onu buldu. "Neden?" Diye sordum. "Sen buraya geldikten sonra evinde işlerine yarayacak şeyler aramışlar." Dedi. Ses tonu hala oldukça ciddiydi. "Önemli değil." Dedim ve adımlayarak odadan çıktım.

Asil aniden arkamdan geldi ve önüme geçip önünü kesti. "Gitme hala oradalar." Dediğinde boş boş suratına baktım. "Ben gidene kadar çıkarlar." Dedim. Sağ tarafa geçip gitmek üzereyken tekrar önüme geçti. "Çok tehlikeli." Dedi Asil. "Sorun yok." Diyip sol tarafına yöneldim ama yine önümü kesti. Sesli bir şekilde nefes alıp verdim. Gözlerimi Asil'in yeşillerine kaldırdım. Yorgundum ve gerçekten uğraşmak istemiyordum.

"Lütfen. Çekil. Önümden." Dedim tane tane. Asil'de derin bir nefes aldı. "Tamam git. Ama bir şey olduğunda hemen ara ve buraya geri gel lütfen. Tehlikede olmanı istemiyorum. Daha beraber gireceğimiz çok fazla toplantı var." Dedi. Son cümlesini şakayla karışık söylemişti. Eli cebine gitti. Bir araba anahtarı çıkarıp bana uzattı. İkiletmeden elinden aldım. "Teşekkür ederim." Diye mırıldanıp yanından geçtim.

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin