Bir villanın önünde duruyordum. Atlas yanımdaydı. "Burası olduğuna emin misin?" Diye sorduğunda başımı onaylar biçimde salladım. Kapıyı sakince çaldığımda bir kaç saniye sonra açıldı. Karşımdaki genç kadın anlamaz gözlerle bize bakıyordu. Bir o kadarda gördüğü gibi korkmuştu. Vampir formundaydım. "Birine bakıp çıkacağız. Senle işimiz yok." Dedim ve kapıyı ittirip içeri girdim.
Kadın ağzını bile açamamıştı. Salona girdiğimde tırnaklarına törpü yapan Asya ile göz göze geldim. Beni gördüğü an gözleri açıldı. "Doğu? Ne oldu sana?" Diye sordu ayağa kalkarken. "Batı ve Pervin nerede?" Diye sordum. "Ben nereden bileyim?" Diye sorduğunda sinirle sırıttım. "Bu evi başına yıkarım Asya." Dedim sinirden gülerken. "Nasıl yapacaksın?" Diye sordu alayla. Yumruk yaptığım elimi duvara doğru uzatıp parmaklarımı açtığımda duvara sanki yumruk atmışım gibi çatladı.
Yüzüme büyük bir sırıtma otururken alayla bakan taraf bu sefer bendim. "Sen Doğu değilsin." Dedi Asya bir adım geri çekilerek. "Hayır Doğu'yum. Sadece eskiden tanıdığın o Doğu değilim." Dedim. "Şimdi.. Batı ve Pervin nerede?" Diye sordum sakin bir sesle. Etrafıma baktığımda Atlas burada değildi ama kapının hemen yanında sırtını duvara yaslamıştı.
"Bilmiyorum.." dedi Asya. "Kalp atışlarını duymasaydım inanırdım. Konuş Asya." Dedim. Konuşmayıp sessiz kalmayı seçtiğinde arkasını döndü ve hiçbir şey olmamış gibi koltuğa ilerledi. Ona saldıracağım sırada bileklerime sarılan ellerle öfkeyle Atlas'a baktım. "Dur lan. Ben neden sana soruyorum ki?" Dedim sesli bir biçimde.
"Depoda bodrumdalar. Mutfağın altındaki bodrumda." Dediğimde Asya bana şokla bakıyordu. Ellerimi Atlas'tan kurtarıp bir anda zemine sert bir yumruk attım. Zemin kırılıp her şey aşağıya düşerken Asya'nın çığlığını duydum. Hızla kardeşim ve arkadaşımı almaya koştum. Zaten uzakta olmayan mutfağa saniyeler içinde ulaşmıştım. Karşımda bulunan demir kapıyı kırıp içeri girdiğimde burnuma dolan kan kokusuyla yutkundum. Çok yoğundu. İçeride Pervin ve Batı dışında kimse yoktu. Atlas'a baktım. Batı'yı kafasıyla işaret edince Batı'nın yanına gittim. İkimizde vitakinezi yaparak yaraların çoğunu iyileştirdikten sonra kucaklayıp oradan çıktık.
Düşündüğümden daha kolay olmuştu her şey. Geldiğimiz yolu geri yürürken ne kadar yorulduğumu fark ettim. Zihnen ve bedenen yorulmuştum. İnsan formuma dönerken yere oturdum. Batı'yı yavaşça önüme bıraktığımda Atlas gelmediğimi fark ederek yanıma geldi. Pervin'i bırakırken yanıma oturmuştu. Kafamı omzuna yasladım. "Atlas." Dedim. "Güzelim?" Dedi Atlas. "Ben yoruldum." Dedim. "Evrim kolay değildir. Hem yaşaması hemde sürdürmesi. Sen bugün evrimleştin ve üstüne kendine çok yüklendin. İçindeki öfkeninde sebebi buydu. O anlar kendinde değildin. Az öncede olmadığın gibi." Dedi Atlas. "Bu ilk kez olduğu için böyle geçecek merak etme. Bende aynılarını yaşıyorum şu anda." Dedi Atlas. "Ama öncedende evrimleştim yani tecrübem var." Diye ekledi.
Atlas'a sıkıca sarıldım. "İşte şu an kendindesin." Dedi Atlas ve o da bana sıkıca sarıldı. "Ayrıca bir anda çok güçlenmişsin. Daha çok çalışmam gerekecek şimdi." Dedi Atlas gülerek. Bende güldüm. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Nedenini bilmiyordum. Sanırım mutluydum. Burnumu çektiğimde göz yaşlarım akmaya başladı. "Bebeğim?" Dedi Atlas. "Ne noldu? Neden ağlıyorsun?" Diye sorduğunda güldüm. "Bilmiyorum." Dedim. Atlas'ın güldüğünü işittim.
"Aşkınız son bulmalı." Dedi biri. Sesi duyduğum anda ayağa fırlayıp geldiği yöne döndüm. Bir turuncu gözlü karşımda duruyordu. Bu Bulut'u yaralayan olmalıydı. Atlas'ta bende şaşırsakta belli etmiyorduk. Normalde turuncu göz yoktu.
"Kimsin lan sen?" Dedi Atlas gerçekten tanımaya çalışır bir edayla. "Görevlendirildim. Size zarar vermek için." Dedi turuncu gözlü. "Kim yolladı seni?" Diye sordum. "Kim bilir?" Dedi ve bir anda atak yaptı. Atlas onun pençesinden eğilerek kaçmıştı. Küçük bir boşluk gördüğüm anda adamın boğazına sarıldım. "Bulut hakkında bilmedikleriniz var." Dedi bir anda. Atlas belindeki kemeri çıkarıp adamın bileklerini bağladı. Boğazını bıraktığımda yere yığıldı. Üstüne eğildim. "Ne varmış? Dökül hadi." Dedim. "Senin için ayıracak zamanımız az o yüzden hızlı olsan iyi edersin. Aksi takdirde seni bir yere götürür bağlar işkenceyle konuştururum." Dedim. Yine asıl benliğim benden uzaklaşmıştı. Sinirim bir çok şeyi tetikliyordu. Tehtidlerde bunlardan biriydi. Her sinirlendiğimde etrafa tehtid savurduğumu biliyordum ama elimde değildi.
"Doğu." Dedi turunculu gözlü. "Sen her şeyi biliyorsun." Dediğinde Atlas'la göz göze geldik. "Bulut karşında kendini kaybettiğinde karşında kim var sanıyordun? Sana orada her şeyi açıkladım." Dedi. "Yalan söylüyorsun. Bulut öyle biri değil." Dedim. Adam sadece bana baktı.
"Ailen nerede?" Diye sordum Atlas'a hitaben. "Şu dağın tepesinde siyah, köşk gibi bir yerde oturuyorlar." Dedi Atlas. "Kaçmasına izin verme. Pervin ve Batı'ya dikkat et." Dediğim anda koşmaya başladım. Atlas peşimden bağırdı ama gelmedi.
Bir kaç dakika içinde dediği yeri bulmuştum. Gidip kapıyı çaldım. Kapı açıldığında güler yüzlü bir kadın açmıştı. Beni gördüğünde korksada gülümsemesini bozmamaya çalıştı. "Hoşgeldiniz efendim." Dedi sakin bir sesle. "Merhaba..İzan Bey ve Alara Hanıma bakmıştım." Dediğimde kadın eliyle içeriyi gösterdi. Beni salona götürdü. Oradalardı. Koltukta oturuyorlardı. "Kısa bir şey konuşabilir miyiz?" Diye sordum. "Tabiki Doğu. Gel, otur lütfen." Dedi Alara hanım.
Geçip koltuğa oturduğumda ikisininde gözleri bendeydi. "Bulut'la ilgili." Dediğimde her ikisininde bakışları sertleşmişti. İzan bey ayağa kalkmaya yeltendi ama Alara hanım ona izin vermedi. "Bulut'a bazı teklifler karşısında Atlas'ı koruma görevi mi verdiniz?" Diye sorduğumda zaten sessiz olan salon iyice sessizliğe gömülmüştü.
"Öyle oldu." Dedi İzan bey sert bir sesle. "Neden böyle bir şey yaptınız? Atlas şu an en güçlülerinden biri. Tahmin ediyorum ki o zamanda öyleydi. Farkında mısınız bilmiyorum ama şu anda Bulut her an Atlas'a saldırabilecek durumda. Kendini kaybettiği zamanlar oluyor ve o zamanlarda yerine bir turuncu gözlü geçiyor." Dediğimde Alara hanım sırıttı.
"Bulut'un asıl görevi Atlas'ı senden korumaktı." Dediğinde şaşkınlıkla gözlerimi açtım. "Ben geleceği görebiliyorum Doğu. O zamanlar baktığımda seni her ne kadar sevsemde Atlas'ı kötü etkileyeceğini gördüm. Ama her ne yaptıysan bu kötü etkileme işi değişti ve Atlas senin sayende daha da güçlendi. Ne yaptın ona?!" Dedi Alara hanım. Son cümlesinde sesi yükselmişti. Vampir formuma geçtiğimde hem Alara hanım hem İzan bey bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Göz göze geldiler. "2 evrim birden.." Dedi İzan bey. Alara hanım tam boynuma bir iğne batıracağı sırada geri çekildim. "Bana zarar verdiğiniz an Atlas burada olur. Biz onunla bağlıyız. Zaten bu yüzden o da güçlendi. Kanımdan içti." Dediğimde üstlerindeki şoku atlatamamışlardı.
"Şimdi izninizle.." dedim ve önce salondan sonra evden çıktım. Olayları anlatmam gereken bir Atlas halletmem gereken bir Bulut vardı..
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Seçimleri/ bxb
VampireHiçbir şeyden haberi olmayan Doğu kendini bir anda vampirler arasında seçimler yaparken bulur. ______________ Her şey kurgudur. Eşcinsel çiftlerin garip karşılanmadığı bir dünya..