Saldırı

1K 77 6
                                    

Şirkette iş uzadığı için hava karardığında çıkabilmiştim. Karanlık içimi korkuyla kaplatırken hızla evime gittim. Aklımda hala Asil'in dedikleri yankılanıyordu. Onun gözünde sıradan bir insandım. Neden beni koruma gereği duyuyordu ki? Buda ayrı bir konuydu zaten.

Arabamı evimin önünde durdurdum. Karşımda yürümem gereken, aslında kısa olan ve koşsam on saniye bile sürmeyecek ama ben koşarken bana asırlar gibi gelecek bir yol vardı. Derin bir nefes aldım. Anahtarımı elime aldım. İçeri girip direkt olarak ışıkları açmam ve sonrasındaysa bütün kapı pencere ne varsa kilitlemem lazımdı. Neyin içindeydim bilmiyordum ama sadece karanlıktan korkmam bile bunları yapmam için yeterliydi.

"Hadi Doğu." Diye mırıldandım kendi kendime. Ardından arabadan inip kapıyı kapattığım gibi eve doğru son hız koşmaya başladım. Anahtarı bile deliğe direkt olarak girecek şekilde tutuyordum. Düşündüğüm gibi oldu ve ellerim tir tir titrerken anahtar deliğe girdi. Arkamdan bir şeyler geliyormuş gibi hissediyordum. Kapıyı açmaya zorluyordum ama titreyen ellerim buna izin vermiyordu. Arkama hızlıca göz attım. Derin bir nefes aldım ve tekrar kapıyı açmayı denedim.

Bu sefer açılmıştı. Kendimi içeri atmamla kapıyı kapatıp ışığı açmam bir oldu. Nefes nefese kalmıştım. Bu böyle olmayacaktı. Başka bir yol bulmalıydım. Eve her gün bu şekilde korkarak, ellerim tir tir titrerken giremezdim. Hızla evin bütün ışıklarını açıp pencerelerin kapalı olduğundan emin oldum. Perdeleride sıkıca kapattıktan sonra odama çıktım. Üstümü değiştirip direkt olarak yatağıma girdim. Işık açık olmasına rağmen komodinin üstündeki lambayıda yaktım.

Asil'in söylediği bütün her şeyi kafam istemsizce tartarken telefonumdan bir oyuna girdim. Dikkatimi dağıtmam gerekiyordu ve dikkatımı dağıtıp, odağımı değiştirecek en yakın şey bir oyundu.

Bir süre oynadıktan sonra biraz daha rahatlamış gibiydim. Ayağa kalktım. Susamıştım. Yavaş adımlarla mutfağa doğru yürümeye başladım. Mutfağa girip bardağıma su doldurduğumda elektrik gidip geldi. Korkuyla arkamı döndüm. Bardağı tezgaha bırakıp mutfaktan çıktım. Aniden sırtım sertçe duvara çarpınca çığlık attım.

Boğazım.. nefes almakta zorlanıyordum. Biri beni boğazımdan sıkıca tutuyordu. Ayaklarım yere değmiyordu. "S-sen kimsin..?" Diye sordum kısık çıkan sesimle. Nefes almak git gide zorlaşırken kapının kırılma sesini duydum. Adamın boğazımdaki elleri sıkılaşınca hiç nefes alamaz olmuştum. Gözlerimin önüne siyah bir perde inerken debelenmeyi kestim. Yere sertçe düştüm.

*

Gördüğüm kabusla yine sıçrayarak uyandım. Soğuk soğuk terlemiştim. Aniden kendi evimde olmadığımı farkettim. Neredeydim ben? En son biri boğazımı sıkıp beni bayıltmıştı. Sonra kesin kaçırmış olmalıydı!?

Yataktan kalkıp kapıya yaklaştım. Kapı kolunu yavaşça ve sessizce aşağı indirip kapıyı açtım. Ev çok büyüktü. Salon olduğunu düşündüğüm bir yere adımlamaya başladım. Tam kapıdan girmek üzereyken içeriden biri çıkınca korkarak çığlık attım. Kalbim göğüs kafesimden çıkmak istercesine atarken yere oturdum. "İyi misin?" Diye sordu Asil. Kafamı onaylar biçimde salladım. "Neredeyim ben? Ve sen neden buradasın?" Diye sordum. "Benim evimdesin." Dediğinde yavaşça ayağa kalktım.

"Neden senin evindeyim?" Diye sordum. "Hatırlamıyor musun?" Diye sordu. "En son nefessiz kalmıştım." Dedim. "Tamam işte. Orada bayıldın. Kendi evinde başka biri tarafından bayıltılmış olman demek, evinin güvenli olmadığını gösterir. Seni orada yalnız bırakamazdım." Dedi. "Tam o anda benim evimde ne yapıyordun?" Diye sordum. Madem biri bana yine saldırmıştı ve Asil bunu engellemeye çalışmıştı, o zaman o da evin etrafında bir yerdeydi.

"Yakınlardaydım. Çığlığını duydum." Dedi. "Gel bende çay yapmıştım." Dedi ve mutfak olduğunu düşündüğüm odaya doğru yürüdü. Peşinden gittim. Kafamdaki cevapsız sorular daha da artmıştı. Mutfağa girdiğimizde Asil iki bardak çıkardı. "O adam aynı kişi miydi?" Diye sordum. "Mhm." Diye onaylar biçimde mırıldandı. Kim olduğunu sorsam cevaplamayacaktı.

"Saat kaç?" Diye sordum. "Üçe geliyor." Diyince gözlerim cama döndü. Etraf kapkaranlıktı. Ürktüğümü hissederek bakışlarımı çektim. "Pervin. Arkadaşın mı?" Diye sordu bana doğru dönerken. "Sen Pervin'i nereden tanıyorsun?" Diye sordum. "Seni aradı. Telefonundan gördüm." Dediğinde kafamı onaylar biçimde hafifçe salladım. "Evet arkadaşım." Diye cevapladım.

"Telefonu açtın mı?" Diye sordum. "Açmayacaktım ama defalarca arayıp yüzden fazla mesaj attığında açmak zorunda kaldım. Sana bir şey oldu sanmış." Dedi. Aniden bakışları ciddileşti. Bir şeyi dinliyormuş gibiydi. "Ne ol-.." sözümü keserek "Şşt." Dediğinde sustum. Ses geliyordu bir yerden. Etrafıma bakındım. Gözlerim kapıya değdiğinde durdum. "Evin dışında pencereden bakıyor." Dedim korkarak. Asil bana baktı ama sorgulamadan hızla dediğim yere gitti. Evden dışarı çıktığında pencereye yaklaştım bir adamla dövüşüyordu yine.

Arkasından birinin ona yaklaştığını ayrıca az ileride ağaçta birinin olduğunu hissetmemle camı açtım. "Arkanda ve ağacın arkasında!" Diye bağırdığımda bakışları hızla arkasına döndü. Hızla ona saldırdığında ağacın arkasındaki adam çıkmıştı ve düşüncem doğrulanmıştı. O adam Asil'i es geçip bana doğru koşmaya başladığında ellerim titremeye başladı. Elindeki sivri cisimle tam bana vuracağı sırada camı kapatıp bir adım geriledim. Elindeki bıçak gibi bir şey cama saplanmıştı.

Yutkundum ve bir kaç adım daha geriledim. Asil ne olduğunu anlayarak hızla adama saldırdı.

Ne yaşıyordum lan ben?!

Sırtım duvara yaslandığında şok içinde camdan dışarıyı izliyordum. Asil adamı yere düşürüp üstüne doğru eğilmişti ve sakin bir biçimde yumrukluyordu. Kaçması için taviz verdiğinde adam kalktı ve koşarak uzaklaştı.

Asil yavaşça doğruldu. Saniyeler içinde bir kaç adam dövmüştü ve hiçbir şey olmamış gibiydi. El boğumlarından damlayan kan bile ona değil dövdüğü adamlara aitti. Camın önünden ayrıldığında eve döndüğünü biliyordum. Sırtımı duvardan ayırdım ve yutkundum. Gözlerim hala cama saplanan bıçaktaydı.

Asil yanıma geldiğinde gözlerime ona döndü. O bana şaşkınlıkla bakıyordu. Bende şaşkındım ama o daha şaşkındı. "Adamların oralarda olduğunu nereden bildin? Arkamdakini görmüş olabileceğini düşünüp direkt ona baktım ama ağacın arkasındakini hayal gördüğünü düşünüp umursamadım." Dedi. Gözlerindeki şaşkınlık sesinede yansıyordu. Gerçekten ben nereden bilmiştim?

"Ben.. Ben onları nasıl gördüğümü bilmiyorum. Görmedim aslında ben. Yani sanırım."

...

Vampir Seçimleri/ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin