BÖLÜM 7

168 7 0
                                    

   Mürsel ve Angelina, geldikleri yolu gerisin geriye dönerek Mike' ın Yeri' nin açık otoparkına geldi. Mürsel arabanın kapısını açtığı sırada yaşadığı yoğun duygular nedeniyle araba kullanamayacağını hissetti ve yan koltuğa geçmek üzere olan Angelina' ya dönerek "Araba kullanabilir misin? Eğer kullanmayı biliyorsan direksiyona sen geç ve istediğin yere gidelim. Benim kafam çok dolu şu anda, yan koltukta öylece oturmak istiyorum." dedi. Angelina ise "İnsanların yapabildiği her şeyi, hiçbir eğitim almadan yapabiliyorum... Yani araba kullanabilirim." diyerek karşılık verdi ve yer değiştirdiler.


    Bir müddet yol almalarına rağmen ortamda rahatsız edici bir sessizlik vardı. Mürsel, sadece az önce yaşadıklarını ve Angelina' yı ölçüp tartıyordu ve her şeyi mantıklı bir zemine oturtmaya çalışıyordu... Yaşadıkları, bir süre için düşünme yetisine ket vurmuş olsa da bu yetisini tekrar kazanmaya başladıkça, tekrar yaşadıklarını düşünmeye başlayarak bir tür paradoksa neden oluyordu ve bu paradoks deryası içerisinden çıkmak için kendini zorluyordu. Bu garip sessizlikten rahatsız olan Angelina ise radyoyu açtı ve açar açmaz çıkan şarkı ise Within Temptation adlı gurubun "Angels" şarkısıydı ve şarkının sözleri de şöyle başlıyordu:


"Sparkling angel (Parlayan melek)

I believe (İnanıyorum)

You are my saviour (Benim kurtarıcım olduğuna)

In my time of need (İhtiyacım olan zamanda)

Blinded by faith (İnançla gözü kararmış)

I couldn't hear (Duyamadım)

All the whispers (Tüm fısıltıları)

They're warning so clear (Açıkça uyarıyorlar)


I see the angels (Melekler görüyorum)

I'll lead them to your door (Kapına yönlendireceğim onları)

There is no escape now (Artık kaçmak yok)

Now mercy no more (Artık merhamet yok)

No remorse cause I still remember (Pişmanlık yok çünkü hala hatırlıyorum)

The smile when you tore me apart (Beni parçaladığında ki gülümsemeyi)"


    Şarkı buraya kadar geldikten sonra sanki sözlerin devamını biliyormuş gibi bir hamle yapan Angelina, bir hışımla radyoyu kapattı. Mürsel ise şarkının buraya kadar olan sözlerini bile fark etmemişti... Yaşadıklarının mistik bir takım olaylar olmadığına, henüz bulamasada illaki mantıklı bir açıklaması olduğuna inandırmaya çalışmakla meşguldu kendisini.


    Mike' ın Yeri' nde yaşananların üstünden zaman geçmeye başladıkça, Mürsel de giderek son yaşadıklarıyla ilgili mantık aramaya başlıyordu... Sanki Alice Harikalar Diyarında kitabında olduğu gibi farklı ve büyülü bir boyuta geçmişti, şimdi ise uykudan uyanarak her şeyin bir masal olduğunu düşündüğü farklı bir anı yaşıyor gibiydi. Mürsel, zihnini kemiren bu düşüncelere karşı daha fazla dayanamayarak tekrar kuşkucu bir tavır sergiledi ve "O bardak numarasını nasıl yaptın?" diye sordu. Bu sorunun ardından yüzü düşen Angelina ise hiç cevap vermeden ani ve sert bir şekilde frene bastı. Hızın bir anda kesilmesi nedeniyle öne doğru savrulan fakat taktığı kemer sayesinde ve arabanın tamamen durmasıyla birlikte kendini toparlayan Mürsel, neye uğradığını şaşırdı... Şaşkın bakışlarla Angelina' ya bakarken; ona kızabilmesi için, yaşadığı şokun biraz olsun geçmesini beklemesi gerekiyordu... Her anlamda nefesini kesen Angelina ise kafasını çevirerek "Bana inanman için daha ne yapmalıyım?" dermiş gibi bakış attıktan sonra sağ elini, Mürsel' in elinin üstüne götürdü ve sıkıca tuttu. Neredeyse her yeni dakikada bir, ne olup bittiğine anlam veremediği olaylar yaşayan Mürsel, bu olaylar zincirine sürekli yeni halkalar eklenmesine neden olan Angelina' nın yüzüne, sadece bir saniye, şaşkın bakışlarına yenisini katarak bakabildi ve güçlü, beyaz bir ışıktan başka bir şey göremez oldu. Gözlerinin kör olmasından endişe ederek geçirdiği bu beyaz ışık karşısında ne gözlerini kapatabiliyordu ne de sesini çıkarabiliyordu... Bu ışığın; ruhani bir gücün, göz alıcı bir parçası olduğunu hissetmeye başladığı anlarda ise ışığın gözünün önünden gittiğini fakat etkisinin hâlâ geçmediğini fark etti. Yalnızca bir kaç saniye süren bu yoğun ışık hüzmesi, sona erdikten sonra bile yoğun ışık altındaymış gibi hissettiriyordu. Artık arabada olmadıklarını ve açık bir alanda olduklarını hisseden Mürsel, yavaş yavaş kendine gelen gözlerinin normale dönmeye başlamasının etkisiyle birlikte bir gökdelenin tepesinde olduğunu fark etti... New York City' nin kalbì Mahattan' daki, Empire State Binası' nın en üstündeydi.


    Güçlü rüzgârın etkisi ile üç yüz seksen bir metre yüksekliğindeki bir binanın en yüksek yerinden görülen ve habersiz bir şekilde gözünü burada açan birisi için son derece korkunç bir manzara olan panaromik New York manzarası karşısında, Mürsel afallamakta gecikmedi... Bir an için sendeleyen Mürsel, hareket alanının pek geniş olmadığını gördü ve Empire State Binası' nın tepesinden düşmek istememesinden dolayı da elinde olmadan, hayatta kalma içgüdüsünü devreye sokarak afallamanın etkisini çok kısa sürede üstünden attı... Tam anlamıyla dengesini sağlamaya çalışırken birisi sıkıca kolunu tuttu ve bu hamlenin etkisiyle sabit bir şekilde durabildi... Kafasını sağına çevirdikten sonra kolunu tutan ve New York' un kalbinden yükselen bir gökdelenin en tepesindeyken yanı başında duran kişinin, Angelina olduğunu gördü ve yeniden irkildi. İstemsizce, Angelina' dan kaçıp kurtulmak istiyormuşçasına hareketlerde bulunan ve uzaklaşmak istiyormuş gibi bir görüntü çizen Mürsel, hareket alanının pek geniş olmadığını ve ayakta durmanın bile zor olduğu bir çatıda bulunduğunu hatırlayınca durulmak zorunda kaldı ve sakin bir şekilde durarak Angelina' yla konuşmaktan başka çaresi olmadığını hissetti;


- Öldüm mü? Öldük mü? En son ani bir fren yapmıştın ve sonrasında da gözlerimi mahveden beyaz bir ışıktan başka bir şey görmedim. Kesin arkadan çarptılar ve öldük, bunun başka bir açıklaması olamaz... O beyaz ışığın ardından kendimi burada buldum!


- Mürsel sakin ol! Ben meleğin Angelina, ben o şekilde ölemem!


- Şimdi anlıyorum, sen Azrail olmalısın... Canımı almak için geldin ve o beyaz ışığın ardından öbür dünyaya yani buraya geldim sanırım. Ölür ölmez kendimi, Empire State Binası' nın tepesinde bulacağımı ise kırk yıl düşünsem aklıma getiremezdim.


- Mürsel saçmalama! Ben Azrail değilim! Evet, bir meleğim ama Azrail değilim... Dünyanın gidişatını değiştirmene yardımcı olmak için gönderilmiş bir meleğim, senin meleğinim, bu görev için sana gözükmeden önce de senin meleğindim, şu anda da öyleyim, değişen tek şey ise benim için oluşturulmuş olan ve ben dünyadan ayrıldıktan sonra da benimle birlikte yok olacak olan bu insan bedeninin içinde yer alarak sana görünüyor olmam... Ayrıca öldüğünü düşünüyorsun ama peki hiç acı çektin mi bir düşün!


- Doğrusu hiç acı çekmedim. Sadece ani bir frenle sarsılarak neye uğradığımı şaşırdım ve sonrasında ise çok daha sarsıcı ve şaşırtıcı şeylerle karşılaştım. Ne bir kaza ne de bir acı hatırlıyorum... Hâlâ New York' ta olduğumu da işin içine katarsak eğer ölmedim sanırım ama şu anda çok korkuyorum... Senden, yaşadıklarımdan ve yaşayabileceklerimden deli gibi korkuyorum!


- Mürsel benden korkmana gerek yok, ben senin meleğinim ve sen ölene kadar da sana yardım etmeye çalışacağım! Sadece, bana bir türlü inanmıyordun ve beni biraz kızdırdın... Ben de seni, siz insanların mucize olarak gördüğü daha büyük bir olayın parçası yapmak istedim ama şimdi de şoka girdin. Şimdi kendine gel ve beni dinlemeye başla... Dünyayı kurtarmak için ne kadar erken çalışmalara başlarsak o kadar iyi olur çünkü...


- Angelina artık sana tüm kalbimle inanıyorum... Fakat hâlâ korkuyorum. Sadece dokunarak bir anda beni buraya çıkartan bir kişi ne derse desin inanırım açıkçası. Şu dünyayı kurtarma ve seçilmiş kişi muhabbetlerin nedir peki, bunu biraz açar mısın?


- Artık gerçekten bana inandığını hissedebiliyorum ancak kalbin çok hızlı atıyor ve vücut dengen şaşmış durumda. Birazcık şu güzel manzarayı izle, bu iyi gelecektir. Biraz olsun iyi hissettiğin anda her şeyi anlatacağım. Şimdi hiç kendini yorma ve kendini, gözünün alabildiği en uç noktaya dek serbest bırak... Manzarayı tamamlayan güzel bir sanat eseri gibi, manzaranın bir parçası ol ve içerisinde kaybol...


- Tamam o hâlde. Bu binanın en tepesine sadece King Kong' un çıkabileceğini sanıyordum ama şimdi buradayım ve dediğin gibi manzara çok güzel...


MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin