BÖLÜM 84

5 2 0
                                    

   Alice' in bu söylemleri karşısında oldukça şaşıran Mürsel şaşkınlığını gizleyemedi çünkü Alice içinde bulunduğu durumu hissedebiliyordu adeta... Biraz daha uğraşırsa eğer 1893 yılında olmadığını ve tam bin yıl sonrasında, bir simülasyonun içinde yaşadığını bile bulacaktı. Mürsel, Alice' in altıncı hissinin inanılmaz güçlü olduğunu fark etmişti. Dünyaya damgasını vurmuş Nostradamus, Baba Vanga gibi kâhinler de altıncı hislerinin güçlü olmasından dolayı birçok şeyi hissedebilmişti. Alice' te de buna benzer bir durum vardı ve Alice özel biriydi... Mürsel buna kesinlikle emindi ve bunu söylemek için erken olduğunu da düşünmüyordu... Alice' in enerjisi ve hissettirdikleri farklıydı ve o özel biriydi. Neredeyse, 1893 yılında yaşayan bir köylü olmadığını bilecekti az önce. Mürsel şimdi de Alice' in bu özelliklerinin bilinip bilinmediğini merak ediyordu... Yüzbaşı Benjamin ve diğerleri gibi üst düzey kodamanlar tarafından Alice' in bu durumunun bilinip bilinmediği büyük merak konusuydu onun açısından... Hatta Nick' e yaptıklarının bir benzerini Alice' e de yapmış olabileceklerinden şüpheleniyordu. Alice' in suç işlememesine rağmen bu yeteneği nedeniyle iftiraya maruz kalmış olabileceğini ve o yüzden bu cehenneme gönderilmiş olabileceğini de düşünüyordu. Kelebeğin ömrü gibi oldukça kısa hayat sürecek olan birçok insan, adına simülasyon denilen bu cehenneme gönderilmişti ve Alice hiç de dönemin köylüsü gibi konuşmuyordu. Alice' in üstüne bilinçli olarak gidildiği ve bu simülasyonda bile rahat bırakılmadığı şüphesi ise Mürsel' in aklından hiç çıkmayacaktı artık. Her şey çözülmeyi bekleyen büyük bir bulmaca gibiydi ve bu bulmacaya da sürekli yenileri ekleniyordu... Daha bir tanesi çözüme kavuşmadan bir yenisi daha geliyordu adeta... Ama Mürsel her şeyi çözmeyi ve başarılı olmayı kafaya koymuştu... Alice' in enerjisini daha da güçlü hâle getirebilirlerse ve ondan faydalanabilirlerse eğer başarıya giden yol sonuna kadar açılabilirdi.


    Alice anlattıklarıyla ilgili olarak bazı çekincelere kapılmaya başlamıştı çünkü bir süre Mürsel' den tepki gelmemişti. Mürsel, kafasında bazı şeyleri derleyip toparlamakla meşgul olduğu için sessiz kalmıştı ama bu sessizlik, Alice tarafından yanlış anlaşılmıştı... Mürsel' in, kendisiyle ilgili olarak kaçık olduğunu düşünebileceğini sanan Alice' in surat ifadesi değişmeye başlayınca Mürsel devreye girdi ve düşüncelerini açıkladı:


    "Bana içini döktüğün için sana teşekkür ederim Alice. Söylediğin şeyleri saçma bulmuyorum ve senin kaçık olduğunu düşünmüyorum. Dediğin gibi bu kasabadaki insanların çoğunun hayat görüşü dar olabilir, bu kasaba dışında bir yer görmemiş olabilirler. Onları aşağılamak ya da yermek gibi bir düşüncemizin olmadığını, ikimizin de onları hor görmediğinin farkındayım. Ben dünyanın bazı yerlerini gezmiş biriyim(Üstelik Amerika ve Türkiye dışında gezdiği ülkelerde boyut da atlayarak, farklı dönemleri görmüş biriydi... Bu yüzden hayat tecrübesi pek çok insana göre daha fazlaydı.) ve kendisini yetiştirmeye çalışmış biriyim... Bu anlattıklarını belki buradaki sıradan bir kasabalıya anlatsaydın eğer sana kaçık gözüyle bakabilirdi ama ben o gözle bakmıyorum kesinlikle. Bazı insanlar özeldir ve dünyada nelerin döndüğünü de anlayabilirler, hissedebilirler... Sen; söylediklerinin birer deli saçması olmadığını, bir kaçık olmadığını ve özel birisi olduğunu hissettirebiliyorsun... Bu yüzden de senin söylediklerin ve ağzından çıkan her kelime değerli. İleri görüşlü ve geleceği öngörebilen çok az insan, dönem dönem dünyaya gelir ve senin de onlardan biri olma ihtimalini yüksek görüyoum."


    Mürsel' in bu ifadeleri Alice' i oldukça rahatlattı ve Mürsel' in bunları içten söylediğini anlaması da zor olmadı. Mürsel ve Alice oldukça iyi anlaşıyordu, birbirlerinin dilinden anladıklarını hissediyorlardı. Alice, Mürsel' in samimiyetine güveniyordu ve o yanında olduğu sürece ruhsal açıdan çabuk iyileşebileceğini düşünüyordu. Alice tüm saf ve temiz düşünceler eşliğinde "Ben özel biri miyim bunu net olarak bilmiyorum ama bence sen tam olarak özel birisin Mürsel. Bunu sana daha önce söyleyen oldu mu bilmiyorum ama gözlerindeki kararlılığı ve ışıltıyı görebiliyorum. Senin gibi kişilere fazla rastlanmayacağını biliyorum ve tüm zorluklara rağmen iyi olacağını, huzurlu günlere kavuşacağını görebiliyorum." dedi ve aniden Mürsel' e sarıldı. Duygusal olarak boşlukta olan ve zor günler geçiren Alice; bu hamleyi birdenbire, istemsizce yapmıştı. Alice' in kendisine değmesiyle birlikte huzur dolmaya başladığını hisseden Mürsel de sakince ellerini Alice' in sırtında kavuşturdu ve yaşadığı zor günlerin üstesinden gelebilmesi için ona sükûnet aşılamaya çalıştı. Mürsel açısından, bu dugusal yakınlaşmanın cinsel anlamda da birbirlerini istemelerine dönüşmemesi gerekiyordu. Bu yakınlaşmanın arkadaşça ya da dostça bir yakınlaşma olarak kalması gerekiyordu ve Mürsel' in başka şeylere yoğunlaşması gerekiyordu... Bu yüzden de bir süre birbirlerine sarıldıktan Alice' in kendisini öpmeye çalışacağını anlayan Mürsel, kendisini tam olarak burada durdurmayı başaracaktı.


    Duygusal olarak boşluğa düşmüş olan Alice' in çabuk karar vermemesi açısından ve evli bir adamla birlikte olmaması açısından Mürsel' in yaptığı hamle, Alice için de son derece önemliydi. Tüm bunlara rağmen Mürsel, Alice hakkında kötü bir şey düşünmüyordu... Duygusal boşluğun etkisi ve birbirlerinden etkilenmeleri neticesinde Alice' in anlık bir reaksiyon gösterdiğini düşünüyordu... Zaten farklı dönemlerin insanları olmasalardı ve birbirleriyle birlikte olmalarının bir imkânı olsaydı eğer Mürsel de kendisini aşkın kollarına bırakarak Alice' e kapılıp gitmek isterdi... Fakat Mürsel bu kez doğru olanı ve yapılması gerekeni yaptı, kendisini geriye çekerek ayağa kalktı. Onun bu hamlesinden sonra utanır gibi olan Alice' in elini tuttu ve ellerinin arasına aldı. "Umuyorum ki sen de tüm kötü günleri geride bırakacaksın ve huzurlu bir hayata yelken açacaksın. Tamamen senin iyiliğini isteyen dostun olarak, kalbim her zaman seninle olacak Alice... Şimdi müsaadenle biraz dışarıya çıkmak ve hava almak istiyorum. Biraz kapının önünde duracağım." diyen Mürsel yavaşça Alice' in elini bıraktı ve onun omzuna dokunduktan sonra da yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledi.


    Mürsel dışarıya çıktıktan sonra az önce bahsettiği gibi kapının önünde durdu ve evden uzaklaşmadı. Tüm bu yaşananlar nedeniyle içinin daraldığını hissettiği için biraz hava alma ihtiyacı hissetmişti. Görev nedeniyle gördüğü tüm bu travmatik olaylar... Normal insanların asla karşılaşmayacağı türden insanı çıldırtabilecek olaylar... Ve karşısına çıkan, bir şeyler hissettiği güzel kadınlardan uzak durmak zorunda olması onun sinirlerini yıpratmıştı. Sophie' ye hissettiği duyguları Alice' e karşı da hissedip hissetmediğini bilmiyordu... Seppia' ya da yoğun duygular hissetmişti ama hiçbir zaman Sophie' yle ve Alice' le olduğu gibi onunla yakınlaşmamaştı. Sonuç olarak bu üç kadın da hayatına etki etmişti ve bu etkinin izleri de sessiz ve derinden gelmişti. Keşke mümkün olsaydı ve Angelina da dahil olmak üzere gönül bağının olduğu kişilerle ilelebet görüşebilseydi... Hiç mümkün olmasa da bunu gerçekten isterdi. Farklı dönemlerde karşılaştığı insanlarla, kendi döneminde karşılaştığı insanlara göre çok daha iyi anlaşmıştı ve onların samimiyeti karşısında güçlü bir gönül bağıyla bağlanmıştı.


MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin