BÖLÜM 99

7 2 0
                                    

   Mürsel' in bindiği araba güneş yanıklarıyla dolu, boyası atmış ve solmuş eski model bir arabaydı. Orjinal rengi siyah olan bu arabanın egzozunun çıkardığı ses de bitmiş ciğerlere sahip birinin çıkardığı hırıltıları simgeliyordu sanki. Gerçekten de sahibinden de hırıltılar geliyordu ve uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle ciğerlerini büyük ölçüde tüketmişti. Kirli ve pasaklı bir görüntüsü de olan sahibinin bu hâli de hesaba katılırsa eğer arabanın da sahibinin de bakımsız olduğunu söylemek mümkündü. Yeni bir ortama girmiş olan herkesin yaptığı gibi Mürsel de ilk bakışta bunları gözlemlemişti... Tabii pasaklı sürücü de ortamına dahil olan kişileri şöyle bir süzen herkes gibi Mürsel' i süzmüştü. Mürsel' in üstünde başka bir şey olmadan, hasta kıyafetiyle dışarıda deli gibi dolandığını görmüştü ama yine de onu arabasına almak istemişti. Uyuşturucuyla kendi kendisini bitirdiğini iyi bilen adam, vücudunun durumunu da gayet iyi biliyordu ama son ana kadar uyuşturucudan vazgeçmeyecekti. Hayatı daha basit yaşamayı seven bu adam, uyuşturucu alarak etrafına zarar verenlerden olmak yerine etrafındakilere yardım eden bir adam olmuştu... Kendisini; hayatı ciddiye almamaya, bu kötü durumu da dahil olmak üzere her şeyi espriye ve şakaya vurmaya, kendisi gibi gariban olanlara da elinden geldiğince yardım etmeye vermişti. Birkaç dakika böyle geçtikten sonra adam artık Mürsel' in dinlendiğini düşünerek sohbet açmak istedi:


- Adın nedir adamım?


- Ben Mürsel, senin adın nedir?


- Ben de Michael adamım ama genelde Mike derler... Bu arada değişik bir ismin var, hangi ülkedensin?


- Ben Türküm.


- Türkleri biraz biliyorum, burada benzin istasyonlarının çoğunda Türklerle karşılaşıyoruz. Sıcak bir ikliminiz ve güzel sahilleriniz var diye biliyorum aynı zamanda.


- Evet, güzel sahillere sahibiz ama ülkemizde dört mevsim yaşanıyor ve her bölgesinde de hemen hemen farklı bir iklim var. Kısacası sıcak yerlerimiz de var, soğuk yerlerimiz de var... Mesela benim şehrim İstanbul' da tıpkı New York' ta olduğu gibi dört mevsim yaşanır hatta kış aylarında kar da yağar.


- Vaaaooovv! Bunu bilmiyordum adamım. Arap ülkeleri gibi yüksek sıcaklıklarla boğuştuğunuzu sanıyordum. Özellikle de kar yağmasına şaşırdım, hayatı boyunca kar görmemiş ve bunu ancak Amerika' da görebilmiş insanlar olduğunuzu sanıyordum.


- Evet, genelde dünyadaki konumumuzu tam olarak bilmiyorlar ve Türkiye' yi, Arap ülkeleriyle aynı kıtada sanıyorlar... Ama Türkiye, Avrupa ve Asya' nın birleştiği yerde hatta dünyanın da tam ortasında sayılır.


- Hâlimi görüyorsun adamım, kültürlü birine benzemediğim açık... Ama bunları senden duyduğuma ve öğrendiğime sevindim. Bir şeyler öğrenmeyi ve okumayı sevmesem de bu öğrendiklerime gerçekten sevindim, emin olabilirsin... Neyse, nerede oturuyorsun? Nereye gitmemiz gerekiyor... Sana yardım edeceğim...


- Kendini hiçbir zaman küçümseme ve öğrenmeye açık ol, yeni şeyler öğrenmenin tadına varırsan bırakamazsın emin ol... Bu arada ben Wantagh' da yaşıyorum. Oraya doğru gidelim, Wantagh' a girince sana yolu tarif edeceğim... Hatta şöyle yapalım, sen beni Wantagh' ta bulunan Mike' ın Yeri isimli kafenin orada bırak... Çok sevdiğim bir arkadaşımın yeri olan bu dükkana uğramak istiyorum önce. (Mürsel' in evi, Mike' ın Yeri' ne yürüme mesafesindeydi ve bir anda kararını değiştirerek önce buraya uğrama ve burayı görme kararı almıştı. Mike' ı orada görememesi durumunda da yürüyerek eve geçmesi zor olmayacaktı. Üstündeki kıyafete rağmen çok merak ettiği için oraya uğramayı ve sokaklarda da bu kıyafetle dolaşmayı göze almıştı.)

MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin