BÖLÜM 38

24 3 0
                                    

   Angelina, Mürsel' in iyiliği için telkinlerde bulunsa da Mürsel' in de belirttiği gibi yapılabilecek çok fazla bir şey yoktu. Mürsel' in artık sadece göreve yoğunlaştığı ve görevini icra ederken karşılaştığı herkese de figüran gözüyle baktığı belliydi. Durum böyle olsa da Angelina' nın da bahsettiği gibi hormonlar, alınacak yeni kararlara gebe olabilirdi. Mürsel birisine aşık olmamak için ya da yoğun duygular beslememek için kendisini geride tutuyordu ama aşk da karmaşık bir kavramdı. Aynı zamanda bir gerçek daha vardı ki henüz gerçekleşmemiş olaylar üstünden Mürsel' e rahatsızlık verilemezdi, sadece uyarılarda bulunulabilirdi. Angelina da bu yüzden Mürsel' in üstüne daha fazla gidemedi ve akışına bırakmayı tercih etti. Aşkın büyüsü Mürsel' in bedenini sarıp sarmalarsa eğer masallardaki gibi bir sonla bitmeyeceği açıkça ortadaydı. Angelina hiç kimse için kötü bir son istemiyordu... Kendileri işin içinden sıyrılsa bile geride kalacak olan Sophie' ye kalıcı etki edilmesini önlemek istiyordu, henüz olaylar karmaşıklaşmaya başlamadan önlemini almak istiyordu. Tekrar oluşan kısa sessizlik esnasında Angelina da Mürsel de kafasında bunları ölçüp biçiyordu ve bu kez Mürsel sessizliği bozdu:


- Diğerleri hakkında ne düşünüyorsun Angelina? Sence göründükleri gibi misafirperverler mi?


- Bu insanlardan zarar geleceğini pek sanmıyorum. Yani birilerini yaralama, öldürme anlamında bir zarar geleceğini sanmıyorum. Seppia olayında olduğu gibi bir şeyin yaşanacağını düşünmüyorum... Ama unutma! Bu insanlar ciddi travmalarla boğuşmuş, savaşın ortasında doğup büyümüş insanlar ve yaşadıkları dönem senin dönemine göre daha vahşi bir dönem... Dolayısıyla her an değişebileceklerini de unutma ve buna göre önlemini al. Bana onlarla ilgili görüşümü sorman iyi oldu çünkü seni bu konuda da uyarmak istiyordum. Onlar hakkında paranoyakça şeyler üretmeye gerek yok ama içinde bulunduğumuz devirde ve yerde her an her şey olabilir. Ayrıca bazı insanların iyi görünümlerinin altında bir canavar yatar. O kadar iyilikten sonra senin arkandan konuşabilirler, dedikodunu yapabilirler, seni kıskanabilirler... İnsanlar çeşit çeşittir ve hepsi kendi özelliklerine göre sana kötülük yapabilirler. Kısacası kimseye ilk andan itibaren güvenme!


- Açıkçası kendimi onların ahengine çoktan kaptırmıştım. Ortamda yaydıkları enerjinin esiri olmuştum, beni etkileri altına almayı başarmışlardı sanırım. Bu dediklerin beni aydınlatmaya yetti, senin düşündüğün gibi düşünmemiştim bu konuda. Dediğin gibi onlara önyargıyla da bakmamak lazım, hemen güvenmemek de lazım...


    Angelina ve Mürsel konuşmalarını sonlandırdıktan sonra yavaş yavaş uykuya dalmıştı. Ertesi gün olduğunda da ilk uyanan onlar oldu. Küçük sayılabilecek odada sıkıldıkları için aşağıya, büyük salona indiler. Salonda otururken de sırasıyla diğerleri de aşağıda yerini aldı. Herkesin uyanması ve kendisine gelmesi beklendikten sonra sıra kahvaltı hazırlamaya gelmişti. Antoine ve Madelyn kahvaltıyı hazırlarken gelen yardım tekliflerini reddetmişti hatta Angelina' yı da geri çevirmişlerdi. Elinin değdiği yemeklerin her zamankinden daha da lezzetli olmasını sağlayan Angelina ise kahvaltıya, akşam yemeği kadar önem vermediği için yardım etmekte ısrar etmemişti. Bu, kahvaltıyı sevmediği anlamına gelmiyordu... Sadece kahvaltı hazırlamayı herkesin kotarabileceğini, kendisine fazla ihtiyaç olmadığını düşündüğü için böyle bir karar almıştı.


    Çok geçmeden Antoine ve Madelyn kahvaltıyı hazırladı ve servis ederken diğerleri de onlara yardımcı oldu. Kahvaltı da geçen akşam ki akşam yemeği gibi sohbet eşliğinde oldukça zevkli geçti. Şimdilik her şey yolunda gidiyordu, aralarındaki uyum görülmeye değerdi. Grup içerisinde kimseden çatlak bir ses çıkmıyor, herkes birbirine saygı duyuyordu. Gülüp eğleniyorlar ve aralarında kurdukları güçlü bağdan haz alarak hayatlarına devam ediyorlardı. Mürsel ve Angelina' nın katılımıyla sanki yapbozun eksik parçaları tamamlanmıştı ve yaşadıkları travmaların kasvetli gölgesinden bir nebze de olsa çıkmayı başarmışlardı. İleride neler olacağı bilinmezdi ama anın tadını en güzel şekilde çıkardıkları gün gibi ortadaydı. Herkes yemeğini bitirmesine rağmen kahvaltı sofrası kaldırılmamıştı ve masadayken sohbet etmeye devam ediyorlardı. Fakat çok geçmeden Gage' ten ortamı biraz gerecek bir soru geldi:


    "Söylesene Fatih, o gladyatör kıyafetlerini nereden buldunuz? Eğer ülkenizden getirdiyseniz buraya nasıl sokabildiniz? Ve iki kişi neyin tiyatrosunu yapacaktınız, ekibiniz bu kadar mı?"


    Bu soru Mürsel' i biraz tedirgin etti ve tedirginliği gözlerinden okunan Mürsel' i kurtarmak istercesine Antoine araya girdi ve "Fatih ve Hürrem' i ilk günlerden bu kadar sıkboğaz etmeyelim. Gage' in kötü niyetli olduğunu sanmıyorum ama üst üste sorular sorması ve söyleyiş tarzı biraz onları sorgularmış gibi oldu. Tadımızı kaçıracak şeylere gerek yok diye düşünüyorum." dedi. Gage, "Ne var yani sorgularmış gibi sorduysam..." dermiş gibi bir bakış attı ama ağzını bile açmamayı tercih etti, Antoine ağırlığını hissettirince kendisini geride tutmayı uygun gördü. Bir süre daha tedirgin bir şekilde sessiz kalan Mürsel ise artık lafa girmesinin zamanının geldiğini düşündü:


    "Kıyafetlerimizi bir sandıkla birlikte buraya getirmiştik ama kıyafetler üstümüzde prova yaparken sandık çalındı. Biz sadece gözlem yapmak için Fransa' ya geldik, tiyatro oyunumuzu ülkemizde oynayacaktık. Ama burada başımıza bazı kötü olaylar geldi. Eşyalarımız ve mal varlığımız çalındı... Biz de sizler gibi bazı travmalar yaşadık ve zor durumdayken Antoine ve Madelyn' e rastladık. Üstümüzdeki gladyatör kıyafetlerinden başka bir şeyimiz kalmamışken sizin gibi iyi insanlara rastlamamız ise bir mucizeydi."


    Mürsel son cümlesinden sonra duygulanmış gibi yaptı ve ağlamak üzere olduğunun sinyallerini de verdi. Aslında duygulanması da ağlamaklı olması da bir roldü ve söyledikleri de kendilerini kurtarmak için uydurduğu şeylerdi. Bir şeyler uydurmak zorunda kalmasına içerlemesinin dışında, körelmiş olan oyunculuk yeteneklerini geri kazanmasına ise seviniyordu. Geçmişte tiyatroyla uğraşırken yüksek potansiyeli olan iyi bir oyuncuydu ancak basit gibi görünen zor ve ağır işlerde çalışa çalışa bazı yetenekleri körelmeye yüz tutmuştu. Etrafındaki tiyatroculardan adeta feyzalarak eski günlerine geri dönmüştü bir an için. Mürsel' i ağzı açık bir şekilde izleyen ve dinleyen Angelina ise onun her konuda gelişim göstermeye başladığını düşünüyordu. Ağzının açık kalmasının nedeni ise Mürsel' in yalan söylemiş olması değildi... İçinde bulundukları durum gereği küçük beyaz yalanlara başvurmak zorundaydılar... Bu kadar şaşırmasına neden olan şey Mürsel' in oyunculuk kabiliyetinden başka bir şey değildi.

MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin