BÖLÜM 62

14 2 0
                                    

   Tam burada Angelina devreye girdi ve "Lindsay' le nasıl tanıştınız? Bunu çok merak ettim." dedi daha fazla dayanamayarak...


    Son zamanlarda oldukça yalnız hisseden Nick ise kanının çok çabuk ısındığı Mürsel ve Angelina' ya her şeyi anlatmayı, içini dökmeyi çok istiyordu ve büyük bir iştahla kaldığı yerden devam etti:


    "Bundan iki yıl önce Lindsay' nin evine, toprak çapalamak ve çeşitli arazi işlerini halletmek için gitmiştim. Tabii eve varana dek Lindsay' nin varlığından haberim yoktu. Babası Bay Andrew' la bu iş için anlaşmıştım. Eve vardığımda Bay Andrew bana yapmam gereken işleri söyledi ve araziyi tanıtarak nerelerde çalışacağımı gösterdi. Ardından da oldukça yoğun olduğunu belirten Bay Andrew, gitmesi gerektiğini ve bir şeye ihtiyacım olursa eğer evin uşağından veya bahçıvanından isteyebileceğimi belirtti. Evin bahçıvanı da vardı fakat Bay Andrew, büyük işler için işinin ehli birini arıyordu ve bu yüzden de işi bana vermişti. Bay Andrew gittikten sonra, ücreti de iyi olan bu işe büyük bir iştahla başladım. Ne büyük talihsizlik ki o gün hava çok sıcaktı ve kızgın güneşi ensemde hissederken alacağım yüklü yevmiyeyi düşünerek kendimi işe vermeye ve olumsuzluklardan etkilenmemeye çalışıyordum. Aradan bir saat ya geçmişti ya da geçmemişti ki onu bahçede gördüm... Altın sarısı saçları, uzun boyu ve ince beli, pürüssüz güzel yüzü, yakamozların saçtığı parıltıya benzer bir şekilde ışıldayan endamıyla birlikte kime baktığımı, neye baktığımı anlayamamıştım bile. Bunun adı ilk görüşte aşk mıydı yoksa benliğinde kaybolmak ve kaybolurken de arınmak istediğim bir canlının varlığı mıydı anlayamamıştım bile. O beni fark etmese de ben onu ilk anda fark etmiştim ve dakikalarca da onu izlemeye koyulmuştum... Onun saçtığı ışığın etkisi altındaydım, başka bir şey yapamazdım... O sıcağın altında, tatlı bir sahil kasabasının esintisini sunmuştu bana çünkü. Birkaç dakika öylece onu izlerken birden fenalaştığını ve yere düştüğünü gördüm. Öncesinde; bahçedeki otları topluyordu, çiçekleri kokluyordu ve kendince eğleniyordu. O yere düşünce benim de içimde bir yerlerde fırtına koptu ve hemen harekete geçtim, ona doğru koştum. Bahçedeki zehirli otlardan birini koklamış olabileceğini düşünmüştüm ve öyle de olmuştu. Ona iyice yaklaşınca zehirli otların hemen dibinde yattığını gördüm. Tarlada ve arazilerde çalışan birisi olarak bu gibi şeyler hakkında tecrübem vardı ve koklanması durumunda yapılması gerekenleri de büyük ölçüde biliyordum. Hemen ona yardım ettim ve ilk müdahaleyi yaptım. O sırada uşak, bahçıvan ve annesi de soluğu yanımızda aldı. Lindsay gözlerini açtığında ilk gördüğü şey benim yüzüm oldu ve birbirimize bakmaktan kendimizi alıkoyamadık... Fakat bu alelade bir bakış değildi; birbirine kilitlenen, birbirinin yüz hatlarında gezen iki kişinin bakışlarıydı. Birbirimizi ilk gördüğümüz anda birbirimizden etkilenmiştik ama o kadar kişinin içinde de birbirimize açılmayı düşünmüyorduk tabii ki. Durum böyle olunca Lindsay' nin annesi Bayan Jennifer beni içeriye davet etti. Uşak ve bahçıvan işinin başına dönerken ben, Lindsay ve Bayan Jennifer evin mutfağının yolunu tuttuk. Bu arada, bu lüks evin mutfağı da son derece görkemli ve bir oturma odasından farksızdı... Yani misafir ağırlamak için gayet uygun bir yerdi. Orada biraz konuştuk ve üçümüz de biribirimize ısındık. Aynı günün akşamında da işimi bitirmek üzereyken Bay Andrew eve geldi ve olanları öğrendi... Hemen ardından da kızının hayatını kurtardığım için beni ödüllendirmek istedi... Ben ödülü kabul etmeyince de beni akşam yemeğine davet etti ve nezaketen bunu kabul etmem gerektiğini, en azından benim için bunu yapmak istediğini söyledi. Bay Andrew gibi zengin kişiler benim gibi yoksul insanlardan gelen yardımların altında ezilmemek için ellerinden geleni yaparlardı. Bir zamanların zengini Bay Andrew da bu tiksinç yaklaşımla beni ezmeye çalışıyordu... Ödüllendirirken ezme politikasıydı bu. Bana karşı tutumununun ne yönde olduğunu anlamıştım ama yemek teklifini de geri çeviremezdim. Ayrıca Lindsay' nin okyanus mavisi gözlerini bir kez daha görebilecek olmanın getirdiği heyecanla da daveti geri çevirmedim. Lindsay' nin annesinin bana karşı yaklaşımı her zaman daha insancıl olmuştu, babası ise beni bir türlü kızına layık görmüyordu. Tüm bu sebeplerden ötürü Bayan Jennifer' ı her zaman kendime daha yakın bulmuşumdur."

MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin