Boynunda izler bırakıyordum, onun dudaklarından adım dökülürken her defasında. Şişen kırmızı dudakları, hızlı nefes alışverişleriyle inip kalkan göğüsü ve parmaklarımın keşfe çıktığı benliği bana bu dünyadaki cennetimi sunuyordu. Bu yaşıma kadar onu beklemiş olduğum için mutluydum. Bu his bambaşkaydı ve onunla yaşamak daha başka. Arzu tüm bedenimi kasıp kavururken, aramızda hiçbir engel yoktu. Gözlerine baktım bir kez daha, kendimi ona yasladığımda son bir izin almak için. Bu sefer yaşadığı hazla adımı haykırdı. "Çağann!" Gözleri kapandı, bir iniltisi daha dudaklarımda hapsoldu. Ona kavuştuğumda, tırnakları sırtımda yeni izler oluşturdu. Canının acısıyla gözünden akan bir damla yaşı sildim ve beni mabedine kabul etmesini bekledim. "Çağan.. Bu, bu yıldızlara dokunmak gibi bir şey." Kurduğu cümle beni, dünyanın en mutlu adamı yapmaya yetti. Dudaklarına kaçıncı öpücüğü bıraktığımı saymadım. Dudaklarımı bırakmadan kendini bana itti. Dahasını istiyordu. Dahasını verdim. Tüm hücrelerimle ona aittim ve o da bana aitti. Benim yıldızlarım onun derinliğindeydi.
Bu gece, koynumda onunla, hayatımın en güzel uykusuna daldım. Yıldızlara dokunarak..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soluk
Literatura FemininaYağmurluydu tüm yaşamım, o gün güneş doğana kadar. Tüm tablolar soluktu, O paletime renk katana kadar.
