👼

896 58 35
                                    

Doğumhanenin kapısında elim kalbimde beklerken heyecandan bacaklarım titriyordu.

"Çağan sakin ol nolur. Düşüp bayılacaksın şimdi."

Ülküye döndüm. Hepimiz heyecanla bekliyorduk. Ege elinde, küçücük pembe çoraplarla kapıya bakıyordu. Ben de o doğacağında böyle beklemiştim kapıda. Gülümsedim.

"Ülkü, inan düşüp bayılacağım. Ama karımı gördükten sonra."

Yağız kıkırdarken elini omzuma koydu. Kapı açıldığında hızla o tarafa döndük. Hemşire elinde pembe çarşafa sarılmış, ömrümün diğer yarısını adayacağımdan emin olduğum kızımla kapıda belirmişti.

"Babası, gözünüz aydın."

Ellerimi uzatıp, gözümden akan yaşlara engel olmadan onu kucağıma aldım. Dünyanın en kıymetli varlığı, ellerimdeydi. Yumuk gözleri, al yanakları ve büzülmüş minik dudaklarıyla ömrümün en güzel hediyesinin, bana hediyesiydi. Nazımın bir parçası.

"Şimdi bebeğinizi alacağım, temizleyip giydirip odasına getireceğiz. Eşiniz de birazdan çıkar."

Yavaşça hemşireye, bebeğimi geri bırakırken kulağına fısıldadım.

"Seni seviyorum miniğim."

Ülküler hemşireyle beraber giderken ben kapıda kaldım. Nazımı almadan gitmezdim. O kapıdan çıktığında, yalnız hissetmemeliydi. Zaten iyi mi, çok yoruldu mu diye meraktan ölecektim.

Kapı tekrar açıldığında sedyede, çıktı. Gözleri birilerini ararken, beni buldu. O an, yüzündeki o gülümseme, hayatımda görmüş olduğum en güzel gülümsemesiydi. Gözleri dolu doluydu. Yanına gidip elini tuttum.

"Kızımızı gördün mü?"

Hızla başımı salladım.

"Gördüm sevgilim, bir seni gördüm bu kadar güzel, bir de onu."

Odaya kadar elini bırakmadım. Hemşire üzerini değiştirmesine yardımcı olup dışarı çıktı. Üzerindeki gül kurusu elbisesi, pembe yanaklarına uyumluydu. Annelik onu daha da güzelleştirmişti. Nefesim kesiliyordu her baktığımda.

Yatağının yanına oturup düzeltmeye çalıştığı saçlarını düzelttim. Beyaz incili tacını saçlarına iliştirdim.

"Seni seviyorum."

Gülümsedim.

"Ben de seni seviyorum, balçiçeğim."

Elimi tuttu.

"Kızımızla neden gitmedin?"

Elimi yanağına çıkarıp okşadım. Mahcup bir ifadeyle yüzüne baktım.

"Çıktığında yalnız olmanı istemedim. Kızdın mı bana?"

Gülümsemesi büyüdü, başını iki yana salladı.

"Seni sevmek, bu dünyadaki en büyük şansım."

"Hayatıma kattığın tüm renklere minnettarım. Ve bana verdiğin en güzel renk bugünki pembe. Ve ben ömrüm boyu seni gökkuşağına bulayacağım."

Soluk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin