Sıcak

608 47 12
                                    

"Egeyi de alıp gel."

Egeye Mete bakıyordu bir kaç gündür. Hiçbirimizle konuşmuyordu. Çağanın komada olduğunu duyduğu gün Meteyle beraber çıkmıştı hastaneden. Bir daha gelmemişti. Mete onunla ilgileniyordu, Yağıza da sürekli haber veriyordu. Ama bir değişikliği olmadığını söylemişti. Hiç konuşmamış gittiğinden beridir.

Şimdi Çağan normal odaya alınmıştı hep beraber uyanacağı anı bekliyorduk. Kapı açıldı.

"Abi!"

Ege içeri girdiğinde, arkasındaki Mete şükür çekti içinden. Sanırım konuştuğu içindi. Gözlerimi Çağana çevirdim. Ege yanına yaklaşıp elini tuttu.

"Hadi abi kalk, ben çok sıkıldım."

Gözleri bizi gezdi, bakışları kırgındı.

"Bunlardan abi, abla olmaz. Lütfen kalk."

Yağızın yüzü düştü. Gözlerini yukarı çevirdi ağlamamak için. Ülkü, Egenin yanına gidip saçından öptü. Ege tepkisizdi.

"Özür dileriz, Ege. Çok özür dileriz ablacım."

Ege gözlerini bana çevirdi. Sonra Yağıza baktı bir süre. Ülküye dönüp başını salladı. Tekrar Yağıza döndü.

"Abimi üzeceğini düşünmesem, onlara yaptıklarını abime söylerdim. Onlara nasıl bağırdığını. Ama abim, seni çok seviyor. Sevgilisine silah çektiğini bilse çok üzülür."

Nefesim titredi. Görmüştü. Şahit olmuştu o anlara. Canım yandı. Ama Yağızı daha çok yaktı.

"Ege, Yağız abin de çok üzgün, hem tek suçlu o değil. Hepimiz çok kötüydük."

Egenin bakışları bana döndü.

"Abim, önceki gece ona bir şey olsa senin beni asla bırakmayacağını, bana sahip çıkacağını söylemişti."

Başını iki yana salladı.

"Ama sen, onun bahsettiği kadar güçlü değilmişsin."

Kalbime giren ağrı, gözlerimi doldurdu. Diyecek hiçbir şeyim yoktu. Değildim. Çağan yoksa ben hiçbir şey değildim.

"Naz."

Sesi kulaklarıma ulaştığında kalbim tekledi. Kaç gündür hasrettim tınısına. Hızla yanına yatağa oturdum. Bir elini Ege tutuyordu. Diğer elini ben aldım ellerimin arasına.

Egeye döndü bakışları, Ege ağlarken başını Çağanın dizlerine koydu. Elini kaldırmak istedi ama yapamadı. Gücü yoktu.

"Çağan."

Sesim pürüzlüydü. Günlerdir ağlamaktan bitap olmuş yüzüme baktı. Gözlerini görmek bana hayat verdi. Tüm şehrin ışıkları yandı gözleriyle, tekrar.

Ülkü, Egenin omzuna dokundu.

"Hadi Ege, seni biraz toplayalım sonra yine gelelim."

Ege başını salladı. Ülkü de ağlıyordu. Yağızla Mete de ayaklanıp çıkarken, Yağız bana  döndü.

"Doktora haber verelim biz."

Başımı sallayıp, Çağana döndüm. Elini alıp dudaklarıma götürdüm. Dudakları gerildi ama gülümsemesi donuktu. Çok yorgun görünüyordu.

"Uyandın."

Parmağı elimi sıktığında, gözyaşlarımı tutamadım.

"Uyandın. Şükürler olsun uyandın."

Elini öptüm bir kaç kere daha.

"Sen olmadan ben yaşayamam. Beni  bir daha bununla sınama yalvarırım."

Gözlerine baktım, gözlerime baktı. Dudaklarını yaladığı sırada gözlerim oraya değdi. Eğildim ve dudaklarımı, dudaklarına bastırdım. Kaç gündür üşüyordum. Şimdi ısındım.

"Buna ihtiyacım vardı. Sıcak dudaklarına ihtiyacım vardı."

Soluk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin