Athen Hızını Syra ile eşitleyip ilerlemeye devam ettiler. Ormana yaklaşmışlardı, ormandan ellerinden geldiğince uzakta durmaya çalışsalar da çıkıntılar ve tepeler bunu engelliyordu. Ormandan gelen garip dalgalanma ikisini de etkiliyordu Syra yine sesler duymaya başlamıştı. İçinden bir ses koşmasını söylüyordu hem de tüm gücüyle şimdi koşmalıydı. Kendisini bir şeylerin ormandan izlediğini hissedebiliyordu ara sıra ormana döndüğünde onları takip eden şeylerin hareketleri ve kıpkırmızı parlayan gözleri gözüküyordu. Oldukları bu kısımda ağaçlar o kadar sık değildi hatta burası büyük ihtimal ile ormanın güneş gören tek yeriydi, biraz daha iç kısımlar devasa ağaçların gökyüzünü tamamen kapatması yüzünden aşırı karanlıktı. Etraf olması gerekenden daha sessizdi Syra konuşmak istese de nasıl sohbet başlatacağını bilmiyordu. Athen'se yol boyunca hiç konuşmamıştı ama o da ormanda onları takip eden şeylerin farkındaydı. Sessizlik Athen'in sevmediği bir şeydi hem de aklında bir kaç soru varken hemen sorması en iyisiydi.
Athen: Biz nereye gidiyoruz ?
Sessizlik bu soru ile bozuldu.
Syra: Yaratıcılardan yardım istemeye.
Bunu basit bir şeymiş gibi söylese de Athen'in gözleri açılmıştı.
Athen: Brynn yaratıcılardan yardım istiyor ? Brynn. Senin baban olan hani lider olan Brynn. Aynı kişiden bahsettiğimize emin misin ?
İşte bu Syra'nın tam da beklediği tepkiydi çünkü herkes Brynn'ın yaratıcılardan hoşlanmadığını biliyordu.
Syra: Evet aynı kişiden bahsediyoruz.
Syra'nın bunu söylemesi ile sessizlik ortama yeniden hakim oldu. Sonunda ormanın yaydığı rahatsız edici etkiden kurtulmuşlardı. Şimdiye yeşil otlak bir alanda yürüyorlardı ileride çok az ağaç olsa da yerde renkli çiçeklerin oluşturduğu desenler bu eksikliği kapatıyordu. İşte sonunda istedikleri yere yaklaşmışlardı. Athen Syra'yı kolundan kavradı.
Athen: Bunun güvenli olduğundan emin misin yani bize saldırmayacaklarından falan.
Syra Athen'in elinden kurtulup yürümeye devam etti.
Syra: Belki başta evet, onlarla başka bir formumda tanışmıştım yani beni gerçek, bu halimde görünce başta tanıyamayabilirler ama endişelenecek hiç bir şey yok, onlar zararsızlar bile diyebilirim.
Gemiye sonunda gelmişlerdi. Geminin giriş kapısında duruyorlardı Athen'in bir eli kılıcında her an hazırdaydı. Syra içeri seslense de bir karşılık gelmedi.
Syra: Belki de gemide değillerdir.
Athen'in onların gelmesini bekleyecekmiş gibi bir hali yoktu, bir an durakladı geminin kapısına yaklaşıp kafasını kapıya dayadı.
Athen: Bunu duyuyor musun ?
Syra: neyi?
Athen: İçeriden gelen sesleri dinle.
Syra kapıya yaklaştı içeride bir şeyler oluyordu bir kavga ve eşyaların parçalanma sesi. Athen kınındaki kılıcı çektiği anda geminin kapısında girebilecekleri kadar bir delik açtı ve Syra'ya sessiz olmasını söyledi. Syra hançerlerini çekerek Athen'in arkasında yürüdü içerideki sesler sona erse de ilerlerken duvarda kan lekeleri gördüler, bu siyah kandı yani yaratıcıların kanıydı. Onların kanı akmasa da yara aldıkları ilk zaman kan etrafa sıçrıyordu. Athen kılıcını kaldırdı ve ileriye doğrulttu Syra onları bulduklarını bu hareket ile anlamıştı. Canmore omuzundan giren bir kılıç ile duvara saplanmıştı ama başka yarası yoktu. Syra Lancaster dese de bir cevap gelmedi. Windsor Canmore'u duvardan kurtardıktan sonra onlara doğru döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)
FantasyGezegenlerinin sonunu getiren bir cihazla yeni bir hayata geçen üç arkadaşın yeni fantastik ve bilimin bir arada bulunduğu bir evrendeki maceralarını, alışma sürecini ve yaşadıkları zorlukları anlatan bu kitapta karakterlere katılarak bu yeni evreni...