51. Bölüm

26 12 2
                                    

Atrium surlardan aşağı atlamaya hazırlanıyordu.

Atrium: Sana Nisar'ın kılıcını oradayken almanı söylemiştim hatırladın mı ? birazdan nedenini öğreneceksin.

Atrium tereddüt etmeden kalan gölge askerlerin arkasına atladı. Aiden kılıcın ne kadar güçlü olabileceğini düşünüyordu ve bu hiç mantıklı gelmiyordu ama yine de arkasından gitti. Lejyonlar ve kapı arasında üç uzun sıra gölge asker, Atrium, o ve turuncu ile mavi örücü duruyordu. Kardeşleri ve lejyonlardan neredeyse kayıp bile olmamıştı. Kardeşleri onlara doğru yürüyordu amaçları Atrium'u değil onu etkisiz hale getirmekti. Onlar savaşmayı uzun süre önce bırakmıştı çünkü ne yaparsalar yapsınlar karanlığın veya iyiliğin kazanamayacağı bu savaşın sürekli devam edeceğini biliyorlardı. Yani Atrium'un planı umurlarında bile değildi ama Aiden onun yaptığı her şeye karşıydılar. Atrium gölge askerlerin arasından öne çıktı, Kaiden gümüş renkli zırhı ile en önde durdu lejyon liderleri ve diğer iki kardeşi ise arkasında yer aldı. 

Kaiden: Aiden'ı teslim et. Senle bir sorunumuz yok, Atrium.

Atrium rahatsız edici bir gülümsemeyle onlara baktı. ,

Atrium: Ama benim sizle bir sorunum var ve yakında kalmayacak.

Kaiden ve diğerleri savaş pozisyonu aldı. 

Kaiden: Tehditlerin veya ikna edici konuşmaların bana karşı işe yaramaz, bu son uyarın.

Atrium elini kaldırdığında üzerinde tamamen siyah bir zırh vardı zırhın hatları parlak beyaz renkliydi, Zırhın göğüs kısmında örücünün kafasını andıran kırmızı renkli bir süsleme vardı. Aiden elini indirdiği zaman, tüm lejyonu içine alan mor ve siyah renkli bir alev etraflarını sardı Kaiden Atrium'a doğru bir hamle yapacakken son anda durarak yukarıdan önüne saplanan kılıçtan kaçındı. Nisar'ın kılıcını nerede görse tanırdı ama bu sefer etraflarını saran alevle aynı renkte yanıyordu. Kılıç ateşin içinde kaybolarak önünden yok oldu, kapana kısılmışlardı Nisar'ın hiçlik ateşinin içinden geçmeye çalışmaları kesin bir ölüm demekti fakat çemberin içinde daha uzun süre kalırsalar hepsinin ölümü kesindi. İki lejyon lideri Kaiden'ın önüne geçti. 

Eidyn: Herkesi buradan çıkart. Sana yeterince zaman kazandırabilirim. 

Kaiden böyle bir şey yapmasının imkansız olduğunu biliyordu Aurası bu kadar kişiyi aniden çıkartamazdı özellikle yayılan ateş onlara doğru yaklaşırken. Ama yalnız değildi buradan herkesi çıkartabilecek bir alan yaratmaya başladığında diğerleri de ona yardım ediyordu bu büyüyü birden fazla kişi yapabilirdi yapmaları da gerekiyordu. İki lider Aiden'ın saldırılarına karşılık verebilse de Atrium'un her saldırısı onları daha da geriye sürüklüyordu. Aiden Altın lidere doğru yaptığı saldırılar çok zayıf kalıyordu bunda bir terslik olduğunun farkındaydı Atrium ormandayken gücünü bir türlü kısıtlamıştı ve hala kısıtlanmış durumdaydı da. Aiden liderin yaptığı saldırıda ki açığı kullanarak bacağına doğru bir saldırı yaptı kılıcı zırhı zorla parçalamıştı derin bir kesik açmayı planlasa da isteği olmadı. Lider Aiden'ın şu an ki pozisyonundan faydalanarak elini yumruk şeklinde yere vurdu etrafına yavaşça ilerleyen Altın çizgiler yayıldı hafif sarı bir sis etrafı kapladı ama rahatlıkla içi görünüyordu. Aiden alanın içinde yavaşlamıştı sanki onun için zaman çok daha yavaştı ama Lider için durum böyle değildi tekrar ayağa kalkıp kılıcını Aiden'a doğru savurdu. Kılıcı ona ulaşmadan önce Nisar'ın ona doğru gelen kılıcı ile ikiye ayrıldı. Nisarı'n kılıcı altın liderin beline saplanmıştı girdiği yerdeki zırhı içine doğru parçalamıştı. Nisar kılıcı daha da zorlayıp ilerletmeye devam etti kılıç belinin yarısına gelmişti, son bir kez daha zorladığında kılıç tamamen içinden geçmişti vücut ikiye ayrılmamıştı lider çoktan öldüğünden Aura onu tek parça halinde tutuyordu. Atrium diğer liderin işini bitirmişti Nisar'a işaret verdi, Nisar kılıcını yere, ölü toprağa sapladı etraflarını saran ateş çemberi büyük bir hızla daralmaya başlamıştı. Acı şekilde atılan çığlıkların ardından sağ kalanlar ortadan öylece kayboldu. Ateşin içinde kalanlar ise saniyeler içinde can verdi. Atrium'un yüzünde muzaffer bir gülümseme vardı. Her zaman rakiplerinden daha ilerde olacağını ne zaman anlayacaklardı merak ediyordu cidden onlara öylece teslim olacak değildi. Aiden, Atrium'a baktı insanların neden ondan korktuğu aklına geldi korktukları şey onun gücü değil zekasıydı. Sonuç ne olursa olsun tekrar hapsedilmediği için fazlasıyla memnundu. Ateşler Nisar'ın ortadan kaybolmasıyla sönmeye başlamıştı zaten etrafta yakabilecekleri bir şey kalmamıştı. Atrium'un hala ileriye baktığını fark etti kafasını çevirdiğinde hala önlerinde dikilen biri vardı hareket etmiyordu ama Nisar'ın ateş çemberinden zarar görmüş gibi durmuyordu da üzerindeki kıyafetler hiçlik ateşi ile yanıp tutuşması gerekirken öylece üzerinde sönüyordu. 

Atrium: Aidenn... 

rahatsız edici şekilde sessizce güldü. 

Atrium: Zamanın tükeniyor Aiden seni ne olursa olsun bulacağımı biliyorsun.

rahatsız edici bir şekilde yeniden güldü. Nisar'ın aniden gönderdiği devasa bir ateş dalgası şimdi önlerinde duran Muhteşem Atriuma doğru ilerliyordu. Alev önündeki her şeyi bir kaç saniye boyunca görünmez kıldı. Yok olduktan sonra hala olduğu yerde ona doğru bakarak gülümseyen Atrium'u gördü. Elini kaldırdığında her yerde semboller belirmeye başladı hareket ediyor gibi duruyorlardı bir an belirip tekrar yok oluyordu semboller yüzünden ona odaklanmak neredeyse imkansızdı. Zaten sembollerin artık görünmemesiyle ortadan kaybolmuştu, bu herif etraftayken yalnız gezmesi büyük  bir tehlikeydi. Şanslıydı Atrium onun yanında durması için Metheus ve Alteray'ı görevlendirmişti aslında onların onu ne kadar koruyabileceği de büyük bir soruydu. Muhteşem Atrium lejyonun yanında savaşa katılmamıştı ona da saldırmamıştı Nisar ve Atrium'dan da hiç korkuyormuş gibi durmuyordu. Bir yerde ihtiyaç duyulana kadar Atrium'un yanında surların içinde kalmasının daha güvenli olacağını düşünüyordu hatta bundan emindi bile ihtiyaç olana kadar burada kalmak en iyi fikirdi.

*******************************

Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin