Bir de bunu gülümseyerek söylüyordu. Lancaster Wolf'un ona kaç dediğini dudaklarından okuyabiliyordu. Ama kararından emindi Wolf onu bırakmamıştı şimdi sıra ondaydı. Elinde bir de silah olsa güzel olacaktı ama böylede idare ederdi. Atrium kılıcını Phys'ın arkasına geçerek boğazına dayadı. Kafasını Brynn'a doğru çevirdi. Ardındansa gözünü bile kırpmadan kılıç ile boğazını kesti. Lancaster bir an gözlerini kapatıp başını çevirdi. Yine de kılıcın boğazı keserken çıkardığı ses... Atrium vücudu iterek yere devirdi.
Atrium: Hala saldırmayacağından emin misin ?
Bir terslik verdi Lancaster hareket etmek istese de hareket edemiyordu Örücülerden biri hareket etmelerini engelliyordu. Yoksa Brynn'ın Atrium kılıcı oğlunun boğazına dayamışken duracağını hiç sanmıyordu. Sanki yere saplanmışlardı. Atrium bunu bilerek yapmıştı belki normal bir örücü de onu hareketsiz kılabilirdi ama Brynn'ı hareketsiz kılmak hem de böyle bir durumda Atrium bilerek önce onun iradesini kırmıştı onun duyguları ile oynamıştı. Atrium Wolf'u yerinden kaldırdı.
Atrium: Pekala o zaman bir de bunu deneyelim.
Wolf'u dizleri üstüne çöktürerek kılıcı boğazına dayadı. Lancaster Wolf'un ona doğru bakarak gülümsediğini gördü Atrium'u kılıcı hiç beklemeden çekmişti. Lancasterın tüm vücudu titriyordu işte bu son hareket ile Lancaster öfkenin kontrolü ele geçirmesine izin verdi her türlü sonuca hazırdı. Brynn Lancaster'a baktı kontrolünü tamamen kaybetmiş görünüyordu parlak sarı gözleri bunun habercisiydi. Lancaster vücudunu zorla da olsa hareket ettirdi Turuncu örücünün büyüsü artık onu etkilemiyordu. Lancaster'ın elinde sonunda çağırmaya çalıştığı silahı bir ışık parlaması ile belirdi bir mızrak en alt kısmında parlak beyaz renkli keskin bir kısım vardı, mızrağın tutmalık kısmı kapalı gri renkteydi, mızrağın ucunun başladığı yerde kırmızı bir ışık aşağı sürekli olarak saçılıyor gibi duruyordu onun üst kısmında ise iki ejder sembolü vardı. Mızrağın keskin ucundan yanlara doğru iki ince uç uzanıyordu ana uçtan kısa ve ona doğru bükük duruyorlardı. Ana uçta Açık kahverengi şekilde yukarı doğru sembollerle kaplı bir kısım uzanıyordu onun etrafında dış uçlar gibi beyaz renkli bir madde ile kaplıydı. Mızraktan etrafa ışık saçılıyordu Keskin taraflarında sürekli olarak kızıl renkte bir ışıkla parıldıyordu. Atrium sırıtıyordu Lancaster'ı istediği gibi kışkırtmayı başardı. Lancaster'ın kendine hakimken ona daha büyük bir tehdit oluşturabileceğini biliyordu ne kadar savaşamasa da tehlikeyi göze almaya değmezdi.
Brynn'ın da kontrolü kaybetmeye yakın olduğunu biliyordu bu savaş onun için basit bir eğlenceden başka bir şey olmayacaktı. Turuncu örücü kollarını birleştirdi büyüsü artık Brynn'ı da etkilemiyordu. Brynn da aynı şekilde kendini çoktan kaybetmişti bembeyaz parıldayan gözleri ve Atrium'a doğru yürümeye başlaması bunu belli ediyordu. Atrium elinde ki kılıcı Wolf'un boğazından çekip Brynn'a doğrulttu. Brynn tehlikeli bir duruma girmeden önce Lancaster mızrağı ile yere vurdu. mızrağın yere çarpması ile yer sarsıldı. Brynn'ın önünde beliren alan onu geriye doğru çekti. Lancaster Atrium'a doğru yavaşça yürüdü, arkasından sanki bir tane daha Lancaster yürüyor gibi duruyordu. Konuştuğunda sanki sesi yankılanıyordu
Lancaster: Atrium.
Atrium Wolf'un boğazını keserek kılıcına bulaşan kanı koluna sildi.
Atrium: Bir kişi daha gitti şimdi sırada siz varsınız sonra da diğer herkes.
Lancaster: Yaptıkların bir delilikten ibaret ya şimdi dur ya da...
Atrium: Ya da ne ? kontrolden çıktın diye geçmişte yaşamış Lancaster'ın tüm anılarını hatırlaman hiç bir şey değiştirmez. Beni istesen de durduramazsın her yenildiğim de daha güçlü dönerim. Ben ölümsüzüm, intikam almak için zamanım bol.
Lancaster: Sonsuza dek hapsedilmen seçeneklerimin arasından sadece biri.
Atrium: Ben örücüyüm ! sense benim ırkımın getirdiği büyüden yararlanan bir hırsızsın. Gel !
Bu ikisi arasında bir meydan okumaydı Atrium Lancaster'a karşı. Lancaster mızrağını yerden kaldırdığı an da Brynn'ın hala yanında olduğunu anımsadı bu yaptığı iyi bir fikir değildi Brynn daha alanın yok olması ile Atrium üstüne doğru atılmıştı saldırıları kusursuz bir şekilde Atrium'a ulaşsa da Atrium üzerinde açılan yaralar kısa bir sürede geri kapanıyordu Brynn yıldırım ile sürekli kaybolup belirmesi onu Atrium için cidden can sıkıcı bir hedef yapıyordu. Atrium kılıcını yere sapladığında mor örücü eğilerek yere dokundu. Lancaster vücudunun aşağı doğru çöktüğünü hissediyordu dizleri ne kadar dayanmayı denese de yavaşça bükülüyordu. Aynı şekilde Brynn da olduğu yerde kalmıştı ama o turuncu örücünün büyüsü tarafından da durduruluyordu. Atrium kılıcını eline aldı bir taraftan da Syra'yı ayağa kaldırdı
Atrium: Size, sana Brynn'ın o kudretli babanın ölümünü göstereceğim.
Syra'yı diz üstüne çöktürdü. Atrium hareket etmekte zorlanan Brynn'ın yanına gitti tek dizinin üstünde duruyordu Brynn'ın arkasına geçti. İleri doğru baktı, Lancaster bir şey yapması gerektiğini biliyordu ama aynı şekilde o da hareketsiz bırakılmıştı tek yapabildiği izlemekti. Atrium kılıcını çekti kılıcı Brynn'ın arkasından kalbine doğru soktu. Duyulan tek ses parçalanan zırhın ve kemiğin sesi oldu. Atrium her duruma fazlasıyla hazırlıklıydı hem de hepsine bu anı hiç bir şeyin bozamayacağını biliyordu onca zamandır beklediği bu anı. Atrium elini kaldırdığında Lancaster'ın üzerinde ki yük birden yoldu.
Lancaster: Büyük hata.
Sözünü bitirir bitirmez mızrağı Atrium'a fırlattı mızrak çok hızlıydı. Atrium mızrağı neredeyse görememiş olsa da yakalamıştı. Mızrağı tuttu anda Lancaster mızrağın yanında belirdi Atrium daha kılıcını savuramadan Lancaster'ın mızrağı göğsüne saplamıştı. Lancaster mızrağı geri çekerek Atrium'un kafasına doğru başka bir saldırı yaptı. Mızrak görünmeyecek bir hızda ilerliyordu Atrium daha ne olduğunu anlamadan mızrak suratında üçlü bir çizik izi bıraktı. Lancaster bu savaşın anlamsız olduğunu anlamıştı, Atrium'a ne kadar saldırırsa saldırsın ne kadar zarar verirse versin yaraları sürekli olarak iyileşiyordu. Sıra Atrium'daydı Lancaster Atrium'un yukarıdan gelen kılıcını engellemek için mızrağını kaldırdı. Çarpışma ile Lancaster bir dizinin üstüne çöktü, başka bir darbe ve ardından başka bir darbe her vuruş etrafa küçük şok dalgaları yayıyordu Atrium'un vuruşları güçlendikçe Lancaster altındaki toprağa doğru çöktüğünü hissedebiliyordu. Atrium'un bir sonraki darbesi o kadar güçlüydü ki etraf bir an tozdan görünmez olmuştu yakında duran örücüler şok dalgasını engellemek için önlerinde bariyer oluşturmuştu. Mavi örücü basit bir hamlede her şeyi tekrar görünür hale getirdi, Lancaster iki dizinin üstündeydi mızrağı ikiye ayrılmış yerde duruyordu. Atrium Lancaster'ın önünde bir dizinin üstüne eğildi Lancaster'ı bir eliyle kafasından tuttu.
Atrium: Sana söylemiştim. Ben büyünün kendisiyim, Sense onu kontrol etmeyi bile bilmeyen bir aptal. Şimdi gücüm önümde titre, seni bağışlamam için yalvar ! Yaratıcı. Ben bilinmeyenlerle savaştım, ben her şeye rağmen sağ kaldım. Ben bir örücüden fazlasıyım. Ben. ATRİUM'UM !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)
FantasyGezegenlerinin sonunu getiren bir cihazla yeni bir hayata geçen üç arkadaşın yeni fantastik ve bilimin bir arada bulunduğu bir evrendeki maceralarını, alışma sürecini ve yaşadıkları zorlukları anlatan bu kitapta karakterlere katılarak bu yeni evreni...