Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)

35.Bölüm

Canmore ve Windsor portalla birlikte başka bir dünyadaydılar aslında fena bir dünya değildi ilk kez gerçekten hayvan görmüşlerdi. Bazıları dışında çoğu bildikleri hayvanlardı belki zamanları olursa diğer türleri incelerlerdi ama şimdi ne yapacaklarına karar vermeleri gerekiyordu. Belki şimdilik Brynnları takip etmek daha mantıklı olabilirdi üstelik Brynn ve Phys burada olmadığına göre kimin başta olduğunu öğrenmeleri iyi olurdu ve neredeydiler ? aslında Atrium'dan uzakta oldukları sürece bu bir sıkıntı değildi. Brynnların arasından biri yaratıcılar bir sonraki planlarını konuşurken yanlarına geldi Brynn'ın verdiği madalyon elindeydi. Elini merhaba demek içim kaldırarak yanlarına geldi madalyonu onlara uzattı. 

Canmore: Sende kalsa daha iyi olur. Brynn'dan sonra en yüksek  rütbeli kişiye verirsin.

Madalyonu cebine soktu.

Athen: O kişi benim. Athen.

Elini uzattı. Windsor ne yapacaklarını sormalıydı bu kadar insan dışarıda kalamazdı ya. 

Windsor: Peki şimdi nereye gideceksiniz ? yani şimdi ne olacak.

Athen gülümsedi ve armayı yeniden gösterdi  üzerinde küçük elektriklenmeler gözüküyordu.

Athen: İşte bu yakında başka bir Brynnın olduğunun işareti bizim değil gerçek bir Brynn'ın bu dünya da olduğunu gösteriyor. Armanın varlığını çoktan hissetmiştir. Yapmamız gereken tek şey onlardan biri gelene kadar beklemek. Tabii siz istediğinizi yapmakta özgürsünüz.

Canmore: Pekala, bir süre daha sizle kalsak aslında fena olmaz.

Öyleydi de birinin onları eğitmesi gerekiyordu her konuda. Athen tekrar geri dönerek insanlara emirler vermeye başladı belli ki burada beklemek konusunda ciddiydi. Canmore ve Windsor da hala zamanları varken etrafa bakınmaya başladılar nasıl olsa yapacak başka bir işleri yoktu. Birlikte gördükleri küçük bir göletin yanına oturdular güzel bir yerdeydiler rahatlatıcı ve sakin. Güneş batmak üzereydi uzun süredir burada öylece bekliyordular bu gerçekten sıkıcı olmaya başlamıştı bir kaç farklı canlı görmüşlerdi özellikle suyun içinde devasa timsah benzeri bir canlı gördükleri zaman biraz daha gezmeye karar vermişlerdi bir çok farklı hayvan vardı aslında hepsini biliyorlar sadece görünüşlerinde farklılıklar vardı. Kurt, Geyik ve daha fazlası sadece daha farklıydılar tüylerinin renkleri, boyları. Devasa bir kurt görmüştüler kendilerinin üç metreye yaklaşık bir uzunlukta olmalarına rağmen kurdun onlardan daha büyük olduklarına emindi, kürkü ateş rengindeydi aslında bastığı yerde yanık izi oluşturmasına şimdi bir anlam vermişlerdi.

 Elementleri kontrol edebilen hayvanlar işte bu heyecan verici ve dikkate değer bir şeydi. Belki de Brynnların yanına dönmeleri daha iyi olurdu etraf iyice kararmaya başlamıştı. Aslında dolunay yükseliyordu o kadar da karanlık değildi tek sıkıntı sık ağaçlardı. Ağaçlar azaldığında brynnların olduğu yere doğru büyük bir patlama sesi geldi bir şey yere çakılmış gibiydi ardından da gökyüzünden aşağıya doğru siyah bir ışık dalgası inip yok oldu. Brynnlara doğru koşmaya başladılar ikisi de şimdi gelen şeyin ne olduğunu merak ediyorlardı tek istekleri sorun çıkaracak biri ya da bir şey olmaması zaten hala Lancaster konusunda pek iyi hissetmiyorlardı. İyice yaklaştıklarında ışın hüzmesinin indiği yerde duran birini gördüler toprağın üzerinde ilginç bir sembol vardı. Adamın üzerinde herhangi bir silah yoktu bu iyiye işaretti, şimdilik. Ama dizine kadar sürekli onunla birlikte hareket eden siyah bir sis olması işte bu kötüye işaret olabilirdi.  Adamın etrafındaki sis o hareket ettikçe dağıldı daha sonra da Athen diğerlerinin arasından çıkarak onun karşısına geçti. Yaratıcılar da sonunda onların yanına vardıklarında onun etrafından dolaşarak Athen'in yanına geçtiler. Karşılarında ki silahsız olsa da savaşa hazır duruyordu onlara doğru yürümeye başladı aralarında artık on metrelik bir fark vardı.