33.Bölüm

56 16 3
                                    

Sonunda savaşın bitmesi ile Kızıl sancaklar ve yüksek adacılar kendi bölgelerine doğru dönmeye başladılar. Brynnlar ise kurtarabildiği her şeyi kurtarmaya çalışıyorlardı savaşın hala bitmediğini biliyorlardı hala Atrium ve takipçiler vardı. Fısıltılar bir anda Brynn ve yaratıcıların zihninde yankılanmaya başladı hepsi birden kafasını tutup diz üstüne çöktüler çok rahatsız ediciydi. Demek bu fısıltıları engelleyen şey surlardaki büyüydü ama artık olmadığına göre... Atrium bir şeyler söylemekten çok onlara kendi gözlerinden bir şeyler gösterdi. Lancaster kendi kendine ''Wolf'' diye mırıldandı Brynn da aynı şekilde ''Syra, Phys...'', diyerek iki dizinin üstüne çöktü. Brynn'ın gözlerinin dolduğunu gördüklerine emindiler yaratıcılar onun yanına gitti bir şey söyleyemediler, söyleyemezdiler de. Böyle bir durum her zaman karşı karşıya geldikleri bir şey değildi. Brynn'ın üzüntüsü yerini bir an büyük bir öfkeye bırakmıştı. Yaratıcılar sakinleşmesi için onu tutmaya çalıştılar Lancaster Atrium'un istediği şeyin tam olarak bu olduğunu biliyordu. Bu hataya düşüp zaten bir arkadaşını kaybetmişti. Brynn sakinleşince ağlamaya başladı kendini hiç tutmadı. Yaratıcılar onu şimdilik yalnız bırakmanın en iyi fikir olduğunu düşünüp onu kendi kendine bıraktı. Lancaster zırhı bilekliğe dönüştürünce ikili ona doğru garip bir bakış attı. 

Lancaster: Ne var ?

Canmore bilekliğe baktı: Bilmiyorum bunu ne zaman öğrendiğini bilmek istedik o kadar.

Lancaster gülümsemek istese de yaşadıkları buna izin vermedi. 

Lancaster: Bilmiyorum siz bariyer ile yanan kılıçları ne zaman öğrendiyseniz.

Lancaster diğer iki bilekliği onlara verdi. Bir kaç denemeden sonra ikisi de zırhı çağır-dönüştür olayına alışmıştı. Windsor Lancaster'a baktı üzerinde silah görememişti.

Windsor: İlginç Brynn'ın senin özel bir silahın olduğunu söylediğini hatırlıyor gibiyim.

Lancaster: Evet ama nasıl yapacağımı anlamadım belki morali biraz düzelince sorsam iyi olur.

Birlikte yere oturdular sessizlik ortama hakimdi üçü de bir süre konuşmayıp olanları düşündüler ve daha sonra olacakları. Daha önlerinde gerçekten uzun bir yol vardı. Lancaster bir an ciddi bir şekilde hareketsiz durduğunda ikisi de ona doğru dönüp baktı Lancaster'ın bir şeyler hissettiğini anladılar aslında onlarda hissediyordu. Yer Sallanıyordu. Deprem olduğunu sanmıyorlardı hepsi ormana doğru dönüp baktı o dev ağaçların yıkıldığını gördüler büyük bir şey veya bir şeyler ormandan çıkmaya çalışıyordu. İşte görmeyi bekledikleri ve beklemedikleri şey. Atrium ormandan örücü formunda çıkmıştı ama yanında beş farklı renkte örücü daha vardı Brynn'ın sadece Atrium kaldı dediğine emindi. Belki Atrium ve takipçilere karşı şansları olabilirdi ama altı örücü ve elliden fazla takipçi işte bu onları aşacak gibi duruyordu. Yeşil, Mor, Sarı, Turuncu ve Brynn'ın işini bitirdiğini söylediği mavi örücü. Atrium en önlerinde yürüyordu. Diğer örücüler bile onun yanında küçük kalıyordu. Atrium elinde bir şey tutuyor gibi duruyordu ama ne olduğunu tam olarak göremiyorlardı. Hızlıca Brynn'ın yanına koştular. Brynn'ın öfke ve korku arasında gidip gelen duygularını gözlerinde görebiliyorlardı. Hepsi ne yapacaklarını şaşmış halde bekliyordu. Brynn arkasından bir muhafız çağırıp eline bir arma verdi üzerinde yıldırım sembolü vardı.

Brynn: Herkesi bu dünyadan çıkar.

Muhafız hiç düşünmeden diğer muhafızlara tahliye için haber verdi insanların bir yöne gittiklerini gördüler Lancaster ''Portal kapıları'' dedi. Muhafız onları oraya götürüyordu peki Brynn neden burada duruyordu kendisi neden kaçmıyordu ? Lancaster Brynn'ın yanına geldi 

Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin