39.Bölüm

50 11 6
                                    

Gölge lord Atrium'un askerlerini biçip geçen Elytra ve Sanctum'u izliyordu zihninde yankılanan ses ona ''Eğer Atrium'un hükmüne son vereceksek yaratıcılar yaşaması gerekli.'', diyordu. Gölge lord bundan pek emin değildi. Gölge askerlerin sayısı ve takipçiler zamanla azalıyormuş gibi görünseler de hiç durmadan gelmeye devam ediyorlardı üstelik daha Atrium ve örücüler onları izliyordu. Yaratıcılar aldığı yaralara rağmen durumları iyiydi aldıkları yaralar hızlı iyileşiyordu sadece Syra ve Phys biraz sıkıntı yaşıyordu o kadar. Atrium'un bekleyecek zamanı vardı ama bu iş gereğinden fazla uzamıştı kalan işi kendisi bitirecekti. Atrium diğer örücülere işaret ederek altısı birlikte onlara doğru ilerlemeye başladı, sonları gelmişti. Atrium'un hedefi yaratıcılardı ama önce öndeki ikiliyi bitirmeliydi, Atrium daha kılıcını kaldırmadan üstüne inen yıldırım ile etrafındaki herkes afalladı Yaratıcılar bu dünyada gördükleri Brynn olduğunu düşünseler de arkalarını döndüklerinde gördükleri manzara hiçte öyle değildi. 

Uzakta onlara doğru bakan kişileri gördü hepsi tanıdık geliyordu. Brynn ve askerleri, Lancaster'ın yüzü bembeyaz olmuştu Brynn'ın ölümünü kendi gözleriyle görmüştü. Beraber brynnlar ile savaştıklarında askerlerin  yüzlerini görmüşlerdi şimdiyse hepsi yine buradaydı ama bu sefer bir terslik vardı hiç biri kendi kontrolündeymiş gibi durmuyordu özellikle Brynn vücudundan dışarı siyah ışık saçan çatlaklar var gibi duruyordu ama az sayıda çatlak vardı. Yanında ise daha önce hiç görmedikleri biri vardı ama sakin görünüşü ve bakışları bile onları rahatsız ediyordu sanki her an saldırabilirmiş gibi duruyordu. Brynnlardan oluşan bir ordu, tanımadıkları biri ve Atrium ve örücülerin arasında öylece sıkışıp kalmışlardı ama hepsinin dikkatini çeken Atrium'un yaratıcılara değil o adama bakmasıydı ikisi de birbirini parçalayacakmış gibi bakıyordu. Yaratıcılar daha ne olduğunu anlamadan Atrium Örücü formuna dönüşmüştü. Atrium'un yanında ne kadar küçük kaldıklarını fark ettiler, ama Atrium onlara bakmıyordu bile hiç bir asker artık onlara saldırmıyordu büyük bir şeyler olduğu açıktı. 

Diğer örücülerde Atrium'un arkasından dönüştüğünde Yeşil renkli örücü hepsinin önüne geçti diğer örücüler ona saldırmak yerine beklediler. Atrium Brynnlara doğru ilerlerken karşılarındaki kişi tahmin etmedikleri bir şekilde bir örücüye dönüştü Atrium ile aynı boyutta başka bir örücü ama kıvrık boynuzlarından biri kırılmış gibi duruyordu. Sanctum zamanı kullanarak ne yapabileceğini düşünüyordu dünyayı terk edemiyorlardı yani hiç yoktan kendi özellikleri buna izin vermiyordu. Kaçmaları gerekti hala zamanları varken, ama diğer örücüler ve gölge askerler sürekli onları gözlüyordu. Atrium ve siyah örücü karşı karşıyaydılar. İlk saldırı Atrium daha anlamadan Ecore'dan geldi Atrium kendini savunamayınca kafasına gelen darbe ile geriye savruldu. Atrium yerden hızlıca kalktı ama Ecore üzerine doğru koşuyordu Atrium daha kendini toparlayamadan Ecore Atrium'a çarparak onu geriye doğru yeniden savurdu Atrium geriye doğru savrulurken altında ne varsa durana kadar paramparça etti. Hala yerdeyken Ecore'un art arda gelen saldırılarını savunmaya çalıştı onu yeniden yenebileceğini düşünerek hafife almıştı, Ecore'un bu kadar hızlı ve vahşi olabileceğini hesaba katmamıştı. 

Atrium daha fazla dayanamayacağını anladı düşündüğü gibi de oldu Ecore'un son darbesi ile insan haline geri döndü suratından aşağı doğru akan kanı hissedebiliyordu Ecore bir sonraki darbesini indirmeden önce Atrium'un ortadan kayboldu Ecore kükredi, bu kükreme kazandığını göstermek içindi yeşil örücü dışında diğer örücüler ve gölge askerler geri çekilmeye başladı belli ki Atrium'un bozguna uğratılması hepsinin dönmesi için yeterliydi. Bu sefer şanslıydılar siyah örücü tekrar insan formuna döndü, onların yanına doğru yürüdü. Bir an hepsi birden geriye doğru bir adım attı. 

Ecore: Size yardım ettiğim sizinle dost olduğum anlamına gelmediğini bilin, bu sefer sadece şanslıydınız o kadar.

Kimsenin cevap vermesine izin vermeden yürüdü büyük bir ışınlanma alanı içinde hepsi kayboldu. Sanctum yaratıcılar fark etmeden onlar için başka bir ışınlanma alanı hazırlamıştı bile, herkes hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordu Atrium'a saldıran kişi kimdi ve neden saldırıyordu ? herkes hala dalgınken Sanctum herkesi başka bir dünyaya geçirdi, kendilerine gelmeleri biraz sürdü sonuçta o her kimse Atrium'u gerçek anlamda yok etmişti. Sanctum Lancaster'ın göz renginin kırmızıya dönmesiyle kılıcı çoktan boğazına dayamıştı, kılıcın hareketini kimse görememişti. Herkes Sanctum'a doğru bakıyordu, Elytra kılıcı eliyle Lancaster'ın boğazından çekti. 

Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin